Bu işler hep o çadır tiyatrosundaki şahmeran tipli kadınla başladı!.. "Afrika'nın balta girmemiş ormanlarından on beş kişilik kafileyle yakalayıp, huzurlarınıza getirdiğimiz…" Bu sözler, bayram yerinde, iki buçuk liraya girilen gizemli çadır tiyatrosunun unutulmaz repliğiydi.
     Protestan Amerika'da, köklü bir Katolik misyoner okulundan yetiştiği için olsa gerek, "leydi" sıfatıyla pazarlanan "Lady Gaga" 16 Eylül'de İstanbul'daydı.
     Her yerde farklı bir subliminal sahne şovu olduğuna göre "acaba Washington'dan IŞİD'e dair bir mesaj filan çıkar mı?" derken Lady Gaga, Türkiye konserinde sadece soyundu. Oysa çok değil, bir hafta önce Dubai'de sahneye, İsrail bayrağını çağrıştıran "David yıldızı"yla çıkmıştı. 
     Tabii sahnede soyunmak da bir mesajdır! "Ortada kimseyi görebiliyor musunuz ki?" gibisinden aşağılayıcı bir mesaj… 
     Etrafta, sümüklü mendilini fırlatsa, bir ömür boyu saklayabilmek için birbirini ezecek bir yığın şebek varken, oracıkta soyunup giyinmenin ne mahzuru olabilirdi ki!.. 
     İlkçağ'da bereket tanrıçası Kybele de genellikle çıplak tasvir edilmiştir. Çünkü onun işi doğurmaktır. İnsan doğurmak, öküz doğurmak, odun doğurmak, soğan doğurmak, patates doğurmak!..
     Ana tanrıça Kybele, insanların avcılıktan bir adım ileri gitmesinin, yaratılıştan on binlerce yıl sonra keşfettiği "üretimin" simgesidir. Yani mağara devrinin hayvani normlarından uzaklaşmanın simgesi...
     Lady Gaga'nın müziğini pek dinlememiştim. Ben onu da Rihanna, Şakira gibi bir şey belliyordum.
     Ancak O'nu, bakımlı İstanbul gençlerinin eşcinsel kılığında, eşcinsellerin kadın kılığında, kadınların da şeytan kılığında beklediğini görünce bende durum değişti. Elime büyüteç alıp araştırmaya başladım.
     Tek cümlelik sonuç: Bu patates tanrıçası, Bonzaiden bile tehlikelidir!..
     Bu eğitimli Katoliğin bir Protestan ülkesinden, Siyonist ve satanist figürlerle gelerek, bir Müslüman toplumda "tanrı gibi" karşılanması, şov boyutlarını aşmaktadır. Hayran sayfasında Türkiye'nin nüfusu kadar "beğeneni" bulunan Lady Gaga, bana göre ciddi bir "Psikolojik savaş" mühimmatıdır.
     "Altı üstü bir müzik olayı; büyütecek ne var ki?" Diyeceksiniz. Durum bu kadar basit değil. 
     Başka ülkelerde ne oluyor, nasıl oluyor bilmem ama Türk delikanlısı, adak kurbanı gibi bir bilete 750 lira vermesi yetmemiş; bir de boynuz takmış, ağzında bukağısı, sırıtarak geziyorsa… 
     Babasının işe koymaya kıyamadığı oğlan, gerisini açıkta bırakan yırtmaçlı etekliği ve boşta gezen sutyeniyle konser alanına doğru kırıtarak ilerliyorsa… 
     Annelerinin, çorabını yıkatmaya kıyamadığı genç kızlar, parçalanmış fileli jartiyerleriyle "gördünüz di mi elime dokundu" diye cezbeye tutuluyorsa… Ortada vahim bir durum var demektir.
     "Lady Gaga" bana göre gençlerin, Allah'ın ipinden ve normlar sisteminin değerlerinden sessizce firar edişinin simgesidir. 
     Masonik kuruluş felsefesi, zaten "eski Tanrı'dan kontrollü bir uzaklaşma" olan Amerikan toplumu, bu tür operasyonlardan normlar konusunda sorunları olan "öteki" ülkelerin insanları kadar etkilenmiyor. ABD, sentetik tanrıları önce üretiyor sonra tüketiyor ve diğerlerine geçiyor.
     Bizde ise ailesiyle, okuluyla, cinsellikle, devletle, toplumla, ahlakla yani değerlerden en az biriyle sorunlu olan gençler, değer tanımaz bir pazarlama ajanını, ilkçağ insanına aşama kaydettiren "bereket tanrıçası Kybele" gibi kutsayabiliyor.
     Sponsorluğunu, patatesin tonunu bin liradan alıp; 100 bin liradan satan Doritos'un yaptığı, 750 liraya izlenebilen bu konsere gidenlerin, bereketin kaynağıyla çok da ilgilendiklerini sanmıyorum.
     Bırakın çapa yapmayı, hayatında bir kere bile pazar filesi taşımamış bu gençler "patatesin fabrikada üretildiğini" bile zannediyor olabilirler.
     Bu 1,5 metrelik "market mankeni"nin, zamanın köle adaylarına "ana tanrıça" olarak yutturulması da bu yüzden kafamı kurcalıyor zaten…
     Günümüzde "paraya tapanların" sayısı arttıkça, amentüsü "in god we trust" şeklinde dört kelimeden oluşan Washington kilisesinin etkinlik alanı da aynı oranda artıyor!
     Konser filan bahane… Para dininin papazları önce "kutsal patatesi" sonra da "tanrıçasını" fahiş fiyata gençlere kakalıyor! Bizim "cips çocukları" da şeytani bir cezbeye kapılarak ulu orta ağlıyor!..
     Bitmedi!..
     Ugandalı çocuğa "Sakarya şiirini" okutan Türkçe olimpiyatını "onlar da bize hırsız dediii!" diye yasaklayan AKP hükümeti… 
     Geçtiğimiz yıl Endonezya konseri muhafazakârların tepkisiyle iptal edilen ahlaksızlık misyoneri Lady Gaga'ya, % 18'den "Katma Değer Vergisi" fişi kesiyor!