Türkiye'yi  "Ya Başkanlık, ya Kaos" diyen bir zihniyet yönetiyor. İnsanda doğal olarak Türkiye'nin bu kaos ortamını kimlerin yarattığını sorguluyor. Ankara'nın göbeğinde hem de Genelkurmay binasının dibinde bombalar patlıyor ve acılar yaşanıyor. Teröristler elini, kolunu sallayarak geliyor, bombasını patlatıyor ve toplumu acıya boğarak hedefine ulaşıyor. Defalarca bu yaşandığı halde, önleyici bir devlet mekanizması maalesef ortada yoktur.
 
Terör örgütüyle pazarlık masalarına oturan, terör örgütlerine silahlı yardım konvoyları gönderen AKP hükümeti de her bombanın yarattığı acı manzaradan sonra "Bunun hesabını soracağız", "Bizi kimse sınamaya kalkmasın" sahte nutuklarından öteye gidememektedir. Hesabı sorulan bir terör eylemi olmadığı gibi, ondan sonra gerçekleşen hiçbir terör eylemi de engellenememiştir.
 
Ankara'da bombayı patlatan kişinin, Suriyeli mültecilerle birlikte Türkiye'ye girdiği düşünülen PKK'nın Suriye kanadı PYD/YPG militanı olduğu ileri sürülmüş… Bu da bir kez daha gösteriyor ki, sınırlarımız yolgeçen hanı. Defalarca yazdık "Suriye'den plansız, programsız, denetimsiz aldığınız milyonlarca kişi içinde kaç tanesi terörist, kaç tanesi yabancı istihbarat mensubu, kaç tanesi masum insan" diye… Bu sorularımızın cevabı asla bilinmiyor. İnanın AKP hükümetinin bilmesi de mümkün değil. Dünyada milyonlarca insanı denetimsiz sınırdan içeri alan başka bir ülke yoktur. Avrupa'yı görüyorsunuz 10 tane mülteci geldiğinde kapılarını kapatıp, kriz üstüne kriz yaratıyorlar.
 
Evet, Türkiye vicdanı olan bir devlettir. Ama bu kadar plansız, programsız ve denetimsiz olacak kadarda basit bir devlet değildir. Bunun bedeli işte Ankara'da ve diğer illerimizde patlayan bombalar ve kaybedilen canlar olmaktadır. Denetimsiz milyonlarca insanı Türkiye'ye doldurmayı sadece vicdanla izah etmek de mümkün değildir. Çünkü Suriye politikası baştan sona yanlıştır. Milyonlarca Suriyelinin vatansız, evsiz, barksız, yetim, öksüz kalmasında AKP'nin vebalini kim yok sayabilir?
 
Sabah kahvaltısı için siz Şam'a, akşam yemeği için Esad İstanbul boğazına gelirken, hangi küresel ihaleyi aldınız da Türkiye ve Suriye ilişkileri bu noktaya geldi?
Şimdi Suriye'de Esad rejimini devirmek için tüm terör örgütlerini beslemenin, desteklemenin mantığını izah edin bizlere?
Komşu bir ülke bölünmek isteniyor, Suriye içinden bir Kürdistan parçası peydah etmek istiyorlar bunun için en çok seferber olan ise AKP hükümetidir.
 
PYD'nin teröristini eğiten, tedavi ettiren AKP!
PYD Başkanı Salih Müslim'i defalarca Türkiye'de konuk eden AKP!
PYD Suriye'de daha iyi terör eylemleri yapsın diye Peşmerge aracılığıyla onlara silahlı yardım konvoyu gönderen AKP!
 
Şimdi bu terör örgütü PYD geliyor, Genelkurmay'a yakın bölgede bomba patlatıp, canlarımızı bizden alıyor. Terörü büyütenler, bugün "teröristlerden hesap soracağız" diyor. Bu nutuklar ne zamana kadar devam ediyor? Patlayan diğer bombaya ve yeni canlarımız yanana kadar.
Oslo'da PKK ile pazarlık masasına oturup, o iğrenç teröristlere "Biliyoruz metropolleri de doldurdunuz bu arada, patlayıcılarla doldurdunuz. Hepsini biliyoruz"  diyen AKP hükümeti bildiği bombaları patlamadan niye imha etmiyor o halde? Ülkede çivisi çıkmayan yer kalmamıştır.
 
1 Kasım seçimleri öncesinde patlayan bombaları "Eğer 400 milletvekilini alabilecek veya Anayasa'yı inşa edecek sayıyı bir siyasi parti yakalamış olsaydı, durum bugün çok daha farklı olurdu." şeklinde izan edenle, 102 kişinin hayatını kaybettiği Ankara'daki saldırı sonrası "Şimdi Ankara'daki terör saldırısı sonrasında anket yaptık ve kamuoyunun nabzını tutuyoruz oylarımızda bir yükseliş trendi var." diyenin yönettiği bu ülkede daha yaşanacak acı çok demektir.
 
 "Ya Başkanlık, ya Kaos" diyenler, Başkanlık yolunda her kaosu Türkiye'ye yaşatacaktır.
Allah, Türk milletini bunların elinden, teröristlerin şerrinden korusun…