Çar Petro’dan itibaren Rusların sıcak denizlere inme hayalleri, Ermenilerin Azerbaycan topraklarına yerleştirilmesi ile güney Kafkasya dengeleri giderek bozuldu. Rusya ile Osmanlı imparatorluğu arasında oluşturulan bu tampon bölgenin merkezi de Karabağ’dı. Rus stratejistlere göre Karabağ’a hakim olan Anadolu’ya, Azerbaycan coğrafyasına ve İran’a hakim olacaktı. 1813, 1827 ve 1828 Osmanlı-Rus ve İran-Rus savaşlarından sonra yenilgimiz Rusları giderek hedeflerine yaklaştırdı. Bölgeye topladıkları Ermeniler, Rus çıkarları için eğitildi, donatıldı ve Türklerin üzerine salındı. Birinci dünya savaşı günlerinde Trabzon’a Erzurum’a ve Muşa kadar gelen Rus birlikleri Azerbaycanda da büyük katliamlar ve soykırımlar uyguladı. Büyük savaşın son aylarında Kafkas İslam Ordusu ve Nuri Paşa, daha sonra da Kazım Karabekir Paşa hem Ruslara, hem de Ermenilere gereken dersi vererek, ordularını perişan etti. Azerbaycan’ın çilesi bitmedi. 1990 yılında Ruslar 60 bin kişilik orduları ile Azerbaycan’a girdi. 1991 yılında Sovyetler birliğinin dağılması sonrası uslanmayan Ermeniler, Rus birliklerinin de desteği ile 1992 yılında Hocalı soykırımı ve Karabağ işgalini gerçekleştirdi. İşgal edilen bölgede Türk yurtları, tarih ve kültürel varlıkları talan edildi. Binlerce soydaşımız katledildi. Bir milyon soydaşımız tehcire uğradı.

Bu azap ve işkence 30 yıla yakın sürdü. Ermenistan ne Avrupa İnsan Hakları ve ne de birleşmiş milletler kararlarını hiçe saydılar. Fakat başta Devlet Başkanı İlham Aliyev ve Azerbaycan Diasporası yılmadan büyük bir gayretle haklı davalarını tüm dünya platformlarında canlı tutarak, siyasi olarak da daima Ermenilerden önde oldular.

Türkiye ve Azerbaycan’ın petro-gaz başta olmak üzere enerji, ekonomi, kültürel, siyasi ve askeri, her konudaki işbirliği, Azerbaycan’ın giderek Kafkasların parlayan yıldızı olması Ermenistan’ı çileden çıkardı. Zaman zaman yaptığı sınır tecavüzleri ile dikkatleri Karabağ’ın dışına taşıma gayretlerine girdi. Özellikle Enerji arterlerinin ve demiryolunun geçtiği stratejik Tovuz bölgesine tecavüzü bardağı taşıran son damla oldu. Bunun üzerine savaşa hazır, imanlı, inançlı, yıllardır düşmanının haksız tecavüzlerine karşı bilenmiş kahraman Azerbaycan Türk askeri 27 temmuz 2020’de birçok cepheden taarruza geçti. Kuzey, güney ve cepheden akınlar, dağlık bölgelerde göğüs göğüse savaş, Dünyada emsali görülmemiş Türkiye-Azerbaycan dayanışması, İHA’nın ardı ardına darbeleri Ermenistan silahlı kuvvetlerini çökertti ve Ermenistan teslim olmak zorunda kaldı.

Savaşın en büyük kazançlarından biri de Türk’ün şark kapısı olan Nahcivan ile Azerbaycan arasında açılacak olan koridordu. Bu koridor, Türk dünyasını birleştirecek bir koridordur. Bu koridorun başı türkiye, boyun kısmı Azerbaycan ve Gövde Ulu Türkistan’dır.

44 gün içinde Büyük vatan zaferi “Karabağ Azerbaycan’dır” haklılığını ortaya koymuş, 30 yılın hasreti bitmiş, Azerbaycan öz topraklarını işgalden azad etmiş, Azerbaycan’ın hasretiyle yanan kayıp vatan topraklarını yeniden vatana katmıştır.

Bu zafer Azerbaycan’ın olduğu kadar bütün Türk milletinin zaferidir. Bu zafer, Rusya’ya, Amerika’ya, Fransa’ya ve tüm batı dünyasına karşın kazanılmış, küçümsenmeyecek büyük bir zaferdir.

Bugün bu zaferin birinci yıl dönümümü yaşıyoruz ve büyük bir coşku ile kutluyoruz.

Bu zafer Kafkaslara istikrar getirecek bir zaferdir. Arzumuz bundan sonra Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan el ele versin, bu elbirliğine diğer bölge ülkeleri de katılsın ve bölgemiz huzur içinde giderek kalkınsın ve zenginleşsin.

Vatan uğrunda kaybettiğimiz şehitlerimize Allah’tan rahmet, Gazilerimize de şifalar diliyoruz.


Yeni Anayasa devleti yıkmaksa ne yapmalı? Yeni Anayasa devleti yıkmaksa ne yapmalı?

Prof. Dr. İbrahim Öztek

ANADOLU AYDINLAR OCAĞI GENEL BAŞKANI

Editör: TE Bilisim