Marmara Depreminde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum.
Cenabi Allah,
Türk Milletine bir daha böyle acılar yaşatmasın.
Suçlu KİM?
Her depremde yaşadıklarımızın tekrarı,
Marmara Depremi sonrasında da yaşandı.
Devlet ve Millet olarak,
Depremde hasar gören binalara koştuk.
Enkaz altında, canlarımızı aradık.
Sonra da, suçlu aramaya başladık.
Binayı yapan Müteahhiti, Projeyi çizen Mimarı,
Taşıyıcı sistem hesaplarını yapan Mühendisi
kamuoyunda linç ettik.
Bu binaların yıkılmasının arkasındaki
gerçekleri hiç sorgulamadık.
@ Ellerinde "Riskli Bina Raporu" bulunan vatandaşları
Oturdukları binadan çıkartmayan, onları güvenle oturacakları bir yapıya taşımayan, Riskli Bina Raporu bulunan yapıyı yıkmayan İlçe Belediyeleri, Kaymakamlık, Valilik ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının hiç mi suçu yok?
@ Türkiye'deki deprem gerçeğini bilip de,
Vatandaşları bu konuda bilinçlendirmeyen
Yerel ve Genel yöneticilerin hiç mi suçu yok?
@ Yapıda kullanılan kalitesiz malzemelerin Fabrikada üretilmesine, piyasada satılmasına izin verenlerin hiç mi suçu yok?
@ Midye kabuklu "Deniz Kumu" dedikleri yapı malzemeleri Gemilerle, Tırlarla, kamyonlarla şantiyere taşınırken ve piyasada satılırken bunlara müdahele etmeyenlerin hiç mi suçu yok?
@ Çekme ve Basınç dayanımları kontrol edilmeden, inşaatta kullanılan demirleri piyasaya süren "Demir Fabrikalarını" denetlemeyenlerin hiç mi suçu yok?
@ Kanunen projeleri denetleme yetkisi olan
TMMOB gibi kurumları devre dışı bırakanların hiç mi suçu yok?
@ 4 yıllık eğitim sonucu verdikleri diplomayla
Her türlü yapıya imza atma yetkisi verdikleri öğrencilerini,
Hayatlarının diğer bölümünde takip etmeyen Üniversitelerin
hiç mi suçu yok?
@ 1 yılda 4 kere İmar yönetmeliğini değiştirenlerin hiç mi suçu yok?
@ Ülkemizde yaşanan her deprem sonrası
deprem parametrelerini değiştirenlerin hiç mi suçu yok?
@ Yetkisiz ve yetişkin olmayan teknik elemanlara
Projeleri tastik etme, binalara inşaat yapım ruhsat yetkisi verenlerin hiç mi suçu yok?
@ Kaçak binalar mantar gibi dikilirken yapımına göz yuman
Dönemin seçilmiş yetkililerin hiç mi suçu yok?
@ Sorumlulukları oldukları binalar yapılıken,
o yapıları denetlemeyenlerin hiç mi suçu yok?
@ Kontrol etmekle ve denetlemekle yükümlü oldukları ilçelerdeki mevcut yapı stoklarında yapılan kontrolsüz tadilatlara izin verenlerin hiç mi suçu yok?
@ Yılar önceki yeşil alanları,
Mandalina bahçesi olan Mahalleleri
İmara açan zihniyetin hiç mi suçu yok?
@ Fay hatlarını,
İmar Planlarına işlemeyenlerin hiç mi suçu yok?
@ O bölgelerin Jeolejik Etüdlerini yapanların
hiç mi suçu yok?
Suçlu bu çarpık SİSTEMİN kendisi...
Ellerinde Depreme Dayanıksız Bina Raporu olan vatandaşların,
Halen bu binada oturmaya devam ediyorsa,
Bu sistemde, bir yanlışlık var demektir.
Bütün vatandaşlarımızın,
Sağlıklı ve nitelikli yapılarda oturma hakları vardır.
Türkiye'de Üniversite Mezunu Gençlerimiz
Büyük Şehirlerde İşsizlik Kıskacı altında...
Türkiye'deki üniversitelerimizden mezun
Mimar ve Mühendis sayımız,
Türkiye'deki 205 Üniversitemizin Mimarlık ve Mühendislik Fakülteleri,
2050 yılına kadar mezun vermeseler bile,
Türkiye'nin Teknik eleman ihtiyacından kat kat fazladır.
Türkiye'nin, Diplomalı işsiz Mühendis Gençlerimiz yerine,
Türkiye'nin iyi yetişmiş ara elemanlara ihtiyacı vardır.
Bunun yolu da Gençlerimizi nitelikli Teknik Liselere yönlendirmek,
Mutlu olacakları, Ailelerini geçindirecekleri bir meslek sahibi
olmalarını sağlamaktır.
İşin yanlış olan kısmı da,
Depreme Dayanıklı Bina tasarımı dersi verilmeyen
Üniversitelerimizden mezun Mimar ve Mühendislerden
Depreme dayanıklı bina yapmalarını bekliyoruz.
Üniversitelerimizi Deprem ile ilgili çalışmaları olmadığı gibi
Üniversitelerimiz ile İş Dünyası arasında da kopukluk vardır.
İstanbul’un
Parsel bazlı “Kentsel Dönüşüm Proje”leri yerine
Ada bazlı “Kentsel Dönüşüm Proje”lerine ihtiyacı vardır.
İlçe Belediyelerinin, 2022 yılında Büyükşehir Belediyesinden geçirdikleri plan notları, Parsel bazlı inşaatları cazip hale getirecektir.
İnsanları, kat maliklerini, bina sahiplerini
Ada bazlı Kentsel Dönüşüm Projelerine yöneltmemiz lazım.
Deprem ve Niteliksiz yapı stoğu İstanbul’un bir gerçeği…
Türkiye’de ve özellikle İstanbul’daki niteliksiz yapı stoğunun
Hızlı bir şekilde yenilenmesi gerekmektedir.
İstanbul’un ana yerleşim merkezinde,
Yeni yerleşim yerleri açmak yerine,
1999 Marmara Depreminden önce yapılan bütün binaların
Öncelik sırasına göre yenilenmesi gerekmektedir.
Fakat, vatandaşlarımızın binalarını yenilemesi için
yeterince birikimleri yok.
Eski binaları yıkıp, yeni bina üretecek finansman sorunu var ve
En önemlisi yaklaşan İstanbul Depremi için zaman da olmayabilir.
TOKİ gibi güçlü bir kurum bile, 1999 Depreminden sonra
Türkiye genelinde yaklaşık 850.000 Konut üretti.
İstanbul’da ise olası İstanbul Depreminde 500.000 konutun
riskli bina katogorisine gireceği öngörülmektedir.
Bu nedenle, yeni konut üreterek,
olası İstanbul Depremi için gerçekçi bir çözüm olamayacaktır.
1999 Marmara Depreminden sonra,
TOKİ dahil İstanbul’da üretilen konut sayısı 200.000.
Yeni yapı inşa ederek, İstanbul’u depreme hazırlayamayız.
Hiç bir kurum Depremle tek başına mücadele edemez.
Kamu otoritesi başkanlığında başta vatandaşlarımız olmak üzere sürecin tüm tarafları İlçe Belediyeleri, Büyükşehir ve Bakanlık hızlı ve ortak hareket etmelidir.
Afet Odaklı “Kentsel Dönüşüm” bir zorunluluktur.
Önceliğimiz can güvenliği olmalıdır.
Riskli yapı veya Riskli alanlarda oturanların da
Dönüşüm sürecine katkı vermesi gerekmektedir.
Kentsel Dönüşüme en kötü örnek;
Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesidir.
Binaların bir kısmı bitti,
Binaların bir kısmı yarım olarak durmaktadır.
Binaların bir kısmına da hiç başlanmamıştır.
Fikirtepe’deki vatandaş Devlet eliyle mağdur edilmiştir.
Kentsel Dönüşüm Projeleri de hızlı ilerlemiyor.
. Çok fazla bürokratik engel var.
. Belediyelerin Kentsel Dönüşüm Konusunda yeterli çalışmaları yok.
. Belediyelerin Planlama Müdürlüklerinde yeterli ve yetkin elemanları yok.
. Kentsel Dönüşümden, kendi binasını yapmak isteyen vatandaşların belediyelere ödedikleri harçlar hala çok yüksek.
. Yapı Denetim Kanunu yeterli çalışmıyor.
. Binalar halen yeterince denetlenmiyor.
İLÇE BELEDİYELERİ
RİSKLİ YAPI TESBİTİNİ VATANDAŞ LEHİNE
ÜCRETSİZ OLARAK YAPMALIDIR.
Çoklu Mülkiyetli binalarda,
1 kat malikinin, bir binadan % 51 çoğunluk sağlanmadan
Karot numunesi almasına müsade edilmemelidir.
6306 sayılı kanunun
Bütün maddeleri birbirleriyle uyumlu olmalıdır.
Nasıl, %51 çoğunluk olmadan
Avan Proje tasdiki ve müteahhit firmayla anlaşma yapılamıyorsa,
1 kişinin müracaatıyla binanın yıkılmasına da müsade edilmemelir.
KENTSEL DÖNÜŞÜM SÜRECİ,
VATANDAŞIN ALEYHİNE İŞLİYOR…
Bir ilçede, 6306 sayılı yasa kapsamında
Bir binanın yıkılıp, yeniden yapmak için
ruhsat alma süreci 9 ay ile 1 yil arasındadır.
Kat Malikleri binayı boşaltmadan
Ruhsat süreci işlemediğinden
Binalarını boşaltan yapı sahiplerinin
(Müteaahhit firmanın yapı ruhsatı alması ve
binayı bitirmesiyle birlikte)
Yeni binalarına taşınma süresi 2 ile 3 yıl arasında olmaktadır.
Günümüz koşullarında
Ev sahipleri eski kiracılarını mafyavari usulle
çıkartmak istemekte, çıkmayanlardan da
25 ile 30.000 TL kira istemektedirler.
Devletin, Kentsel Dönüşümden
Vatandaşa verdiği kira yardımı
8.000 TL ve 18 aydır.
Bu süre zarfında Müteahhit firma,
Kat Malikleriyle sözleşme yapmak zorundadır.
Yoksa, işlemler ilerlemeyecektir.
4708 saylı Yapı Denetim Kanunundaki aksaklıklar ve yanlış uygulamalar, İlgili belediyelerden ruhsat alma sürecini uzatmaktadır.
İnşaatlara, havuzdan yapı Denetim firması ataması iptal edilmelidir.
Yapı ruhsatı için ilgili belediyeye müracaat eden müteahhit firmanın Silivri’deki şantiyesine, havuz sisteminden Sancaktepe’den bir Yapı Denetim Firması atanmaktadır.
Bir yapı Denetim Firmasının, fiziki olarak
Bu şantiyeyi kontrol etmesi mümkün değildir.
Yapı Denetim Firmaları,
Fiziki olarak kontrol edemedikleri şantiyeleri
Taze betondan numune alımında, Laboratuvarlar üzerinden müteahhit firmaları kontrol etmek istemektedirler.
6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası ve
4708 sayılı Yapı Denetim Kanununun
Bürokratik engeller yüzünden hızlı işlememesi,
Vatandaşın aleyhine işlemektedir.
Türkiye’de aşırı artan inşaat maliyetleri nedeniyle
Hem Müteaahhit firma,
Hem de Kat Malikleri mağdur olmaktadırlar.
Devlet, Kentsel Dönüşümden, binasını yenilemek isteyen vatandaşlara uzun vadeli 0 faizli kredi verilmelidir
Devlet, Müteahhit firma ile kat malikleri arasında noterden yapılan anlaşmaya taraf olmalıdır.
Noter sözleşmesinde yazan bütün inşaat malzemelerinin,
anlaşmanın yapıldığı tarihteki fiyattan inşaata alınmasını sağlamalıdır. Devlet, karşılıksız olarak artan fiyat farklarını sübvanse etmelidir.
Türkiye’de ki temel mesele;
Nüfusu ülke geneline yaymadan,
Ülke ölçeğinde doğru planlama yapmadan,
Nüfusun birkaç büyük şehirde toplanmasıdır.
Süleyman Uluocak