GÜNCEL

Farklı Bir Bakış

Hasan Külünk, Türk dünyasının tarihsel mücadelesini, Turan ülküsü vizyonunu ve Türk Devletleri Teşkilatı ile geleceğe dair umutlarını anlattı.

Hasan Küllünk

“Öldük, bittik, dağıldık, yok olduk, boşa gitti emeklerimiz, bir işe yaramadı mücadelemiz, birileri bizi kullandı” vs. vs. diyerek hem kendisi hem de çevresinin moralini bozan, karamsar/umutsuz-çaresiz zevata derim ki:

Fikriyatımızın özeti Turan ülküsü, stratejimiz ise “dilde birlik, fikirde birlik, işte birlik”tir.

Dünyanın neresinde bir gün dahi üzerinde Türk bayrağı dalgalanmış her toprak parçası Türk vatanıdır. Kaybedildiği gün geri alınma kararı verilir, zaman ve zemin takip edilir, şartlar olgunlaşınca gereği yapılır. Hatay gibi, Kıbrıs gibi, Karabağ gibi, hatta Libya gibi.

1900’lerin başında bir Türk devleti vardı. 8-10 milyon yorgun nüfuslu, üç kıtayı kaybedip Anadolu’ya sıkışmış, yorgun, yılgın, morali bozuk, fakir, düşkün…

Sakarya’da dibe vuran düşüşün durması ve Türk’ün ikinci yükselişinin başlaması… İşte oradan başlayan mücadele, düşe kalka 60’lara, 70’lere ulaştı. Dünya; iki kutuplu, iki büyük devletin kolonileri ve müttefikleri arasında soğuk savaş yıllarındaydı.

Aradan geçen 60-70 yılda Rusya esaretinde olgunlaşmış Türk nüfus… Kendi coğrafyasına sıkışmış, sıcak denizlere inmek zorunda olan bir SSCB/Rusya ve onun tek yaşama şartı olan sıcak denizlere ulaşmasını önlemeye kararlı ABD/NATO.

İşte bu dengeler arasında Türkiye’de ülkücü hareket organize oldu. Gencecik köylü çocukları, garip guraba fakir Anadolu yiğitleri dimdik durduk. Sovyetlerin Anadolu’yu geçip Akdeniz’e inmesine engel olduk. Tıpkı bizler gibi organize olan Leh Walesa, Polonya’da aynı direnci göstermiş, Sovyetlerin batıya açılmasını önlemiştir. Aynı şekilde Afgan mücahitleri de Sovyetlerin Afganistan işgalini püskürtmüş, Hint Okyanusu’na inmelerine fırsat vermemiştir.

Kendi coğrafyasında sıkışan SSCB parçalanmış ve o parçalanmadan bir kişinin burnu kanamadan beş Türk devleti doğmuştur. Yirminci yüzyıla tek devletle giren Türklük, 21. yüzyıla altı devletle girmiştir.

Anadolu’da verdiğimiz mücadele hiçbir işe yaramadıysa dahi, beş bağımsız Türk devletinin doğmasını sağlamış, buna hizmet etmiş, buna çalışmış, katkı yapmıştır. Döktüğümüz kanlar, terler, kaybolan istikballer; hepsi feda olsun beş Türk devletinin bağımsızlığına.

Tabii ki işimiz bitmedi, mücadele devam ediyor. Şekil değiştirdi, sahne değiştirdi, dekor değiştirdi, hatta söylem değiştirdi ama devam ediyor. Kızılelma yolculuğu böyle bir şeydir işte.

Bugün bir şekilde temas halinde 300 milyon civarı Türk dünyası, İstanbul Türkçesi ile konuşabiliyor. Türkiye’ye gelip üniversite bitirip geri dönenlerin sayısı son 20-25 yılda 100.000’in üzerinde. Bunların hepsinin yüzü, gönlü Anadolu’ya dönüktür.

Dilde birliği tamamladık. Fikirde birlik içinde Türk Devletleri Teşkilatı ağır aksak, düşe kalka, yavaş yavaş da olsa yerleşiyor, ilerliyor, olgunlaşıyor. Arkasından da “işte birlik” gelecek inşallah.

Gündelik olaylar içinde insanları ve hadiseleri baz alarak karamsarlığa düşmemek lazım. Fikirlerimiz adım adım hayata hâkim oluyor. Herkes elinden geldiğince bu noktaya yoğunlaşsın ve gayret etsin. Bence moral bozacak bir şey yok. Dimdik durmalı ve geleceğe umutla bakmalıyız. Bu vesileyle rahmeti Rahman’a kavuşan arkadaşlarımıza fatihalarla el sallıyoruz, yaşayanlara da yüksek moral ve çalışma azmi niyaz ediyorum.

“Düşmanın anasını çalışmak ağlatır.”

TEK ÇIKIŞ

  • Erken evlenmek, çok çocuk doğurup iyi eğitmek.

  • Çok çalışıp çok üretmek, adaletle bölüşmek.

  • Az harcayıp biriktirmek, birbirimize sarılıp safları sık tutmaktır.

Allah’a emanet olunuz.