Gazeteci Rubil Gökdemir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben kaleme aldığı açık mektupta, Türkiye'nin son 200 yıllık siyasal ve sosyolojik dönüşümüne dikkat çekti. Mektupta, Cumhurbaşkanlığı döneminde yaşanan gelişmeler, tarihsel bağlamda analiz edilirken, demokratik hukuk devleti vurgusu ön plana çıkarıldı.
“İtilmiş-Kakılmışlar”dan Merkeze Uzanan Süreç
Gökdemir, Osmanlı’dan bu yana süregelen “yenilikçi-gelenekçi” ayrışmasına değinerek, Cumhuriyetin ilk dönemlerinde halkın büyük kesiminin modernleşme projeleri dışında bırakıldığını ifade etti. Bu dışlanmışlığın zamanla sosyolojik travmalara yol açtığını belirtti. Erdoğan ve temsil ettiği siyasi hareketin de bu dışlanmış halk kesimlerinin sesi olarak yükseldiğini vurguladı.
“Yeni Bir Otoriter Dönem Kurgusundan Vazgeçilmeli”
Gazeteci Gökdemir, mektubunda Erdoğan’a, iktidar döneminin ardından demokratik sürece müdahale edilmemesi ve sivil siyasetin önünün kesilmemesi çağrısında bulundu. Özellikle, iktidarın “tekçi ve otoriter” yaklaşımlar yerine çoğulcu ve demokratik yöntemlere yönelmesi gerektiğinin altını çizdi.
"Demokratik cumhuriyetin sosyolojik tabanı %90’a ulaşmıştır. Bu geniş temsiliyet alanını yok sayan yöntemlerden uzak durulmalıdır."
Hukuk Devleti ve Ekonomik Refah Vurgusu
Açık mektupta, demokratik hukuk devleti ve ekonomik refah taleplerinin toplumun ortak beklentisi haline geldiği belirtildi. Gökdemir, iktidarın bu talepleri göz ardı etmesi halinde siyasal meşruiyetini yitireceği uyarısında bulundu.
“Barışçıl Geçiş Siyasi Ahlakın Gereğidir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben mektubun sonunda yer alan çağrı, tarihe, millete ve gelecek nesillere karşı ahlaki bir sorumluluk olarak tanımlandı. Gökdemir, barışçıl ve demokratik bir iktidar geçişinin, Türkiye'nin siyasi olgunluğunu göstereceğini ifade etti.