Artık kınama vakti geldiğine inanıyorum. Hatta geldi de geçiyor. AKP bu toplumda %50 oy alıyor da MHP neden %13 oy alıyor(?) … Sorgulanmalı, tartışılmalı ve hatta % 50 oy almak için AKP ve Recep Tayyip Erdoğan örnek alınmalıdır!

Her şeyden önce MHP milli ve manevi değerlere sahip çıkma konusunda direnişini bırakmalıdır. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’de ilkeli, tutarlı, ahlaklı siyaset anlayışını terk etmeli ve siyasi adımlarını Recep Tayyip Erdoğan gibi günlük, anlık ve hatta saniyelik değiştirmeyi artık öğrenmelidir. Nabza göre şerbet vermeyi bilmelidir. Söylediklerini “söylemedim”, söylemediklerini “söyledim” ,yaptıklarını “yapmadım” yapmadıklarını “yaptım” diyebilmelidir. Dürüst, namuslu, ahlaklı siyaset tarzının hangi oy oranını sağladığını, aksinin hangi oy oranlarına ulaştığını en başta MHP Lideri Devlet Bahçeli ve Ülkücüler anlamalı ve kavramalıdır. Ona göre yeni stratejiler belirlenmelidir.

Küresel projelerde taşeronluk yapabilmeyi, PKK ile masaya oturabilmeyi, yolsuzluk yapabilmeyi, Müslüman kimliği taşırken Hıristiyan ve Yahudilerin kanlı hedeflerine hizmet etmeyi, Türklüğe karşı hangi cephe varsa onlarla dost olabilmeyi, toplumu Allah, din, kitap, peygamber diyerek kandırabilmeyi, iktidar nimetleri ile eş-dost zengin edebilmeyi, halkı aşağılayarak halkçı görünebilmeyi, devlet imkânlarını kullanarak yandaş medya oluşturabilmeyi MHP ve Devlet Bahçeli artık öğrenmeli ve biran önce hayata geçirmelidir. 

MHP’nin %50 oy oranına ulaşması o kadar basit ki, önümüzde ampul gibi AKP örneği vardır.

Neler mi yapılabilir, mesela benim aklıma şunlar geliyor, sizlerde örnekleri genişletebilirsiniz…

Mesela MHP Habur Sınır kapısında Öcalan’ın emriyle gelecek olan teröristleri davul ve zurnayla karşılayarak, MHP’li-Ülkücü olan yandaş hâkim ve savcılar ayarlayarak, seyyar bir mahkeme kurarak, onları sözde sorgulayıp serbest bırakamaz mı? Ama MHP’nin Habur’da kuracağı çadır mahkemelerinde Atatürk posteri ve Türk bayrağı hiç olmasın… AKP’nin yaptığı gibi önce asıp, sonra PKK’lı teröristler rahatsız oluyor diye tekrar kaldırma zahmeti hiç yaşanmasın… MHP hiç kompleks yapmasın, PKK’lı teröristler eşkıya kıyafetleriyle gelsinler, ”Pişman değiliz, biz önderimiz Öcalan’ın talimatıyla geldik” desin… MHP Lideri Devlet Bahçeli’de bu manzaraları aynı Recep Tayyip Erdoğan gibi “Habur Sınır Kapısı’nda yaşanan manzara karşısında umutlanmamak mümkün mü? Bu bir umuttur. Türkiye’de iyi güzel şeyler umut verici gelişmeler oluyor. Bunu son derece olumlu ve sevindirici bir gelişme olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum.” şeklinde değerlendirsin siyasi olarak kaybedecek hiçbir şeyi olmayacaktır. %50 oy oranının kapısı nasıl açılıyor herkes görecektir.

Şehit ailelerinin büyük bir oranı bile AKP’ye oy verirken, PKK’ya karşı çıkmak ve onları demokrasinin nimeti olarak görmemek MHP’ye ne kazandırıyor? Devlet Bahçeli’de Recep Tayyip Erdoğan gibi katılsın bir radyo programına katile “Sayın Öcalan” desin iki kere, şehide “Kelle” desin bakalım MHP ne kaybedecektir?

MHP’de yapsın bir “PKK Açılımı” ve pazarlık etsin İmralı ve Kandil’deki “Sayın Teröristlerle”…Kendisini suçlayan Türk milliyetçileri/ Vatanseverlerde olursa Recep Tayyip Erdoğan gibi çıksın önce “Bizim dört kez bunlarla (terör örgütü) bir araya oturduğumuzu söyleme şerefsizliğini yapanlar bu alçakça iftirada bulunanlar, bunun hesabını her yerde vereceklerdir.” desin, gerçekler ortaya çıkınca ve bu sözler üzerinden az zaman geçince de toplumla “ İmralı'ya gönderen benim, Oslo'ya gönderen benim.” diyerek dalga geçsin… Bu manzaranın hemen ardından anket yaptırın MHP’nin oylarının arttığına şahit olacaksınız.

MHP’nin Oslo’da, İmralı’da, Kandil’de kurulacak pazarlık masasına gönderecek ve “Ben Devlet Bahçeli’nin özel temsilcisiyim” diye masaya oturtacak hiç kimsesi yok mudur? Devlet Bahçeli’nin temsilcileri otursa masaya (AB)(D)ullah Öcalan’ı öve öve bitiremeseler,”Bizim Genel Başkanımız Devlet Bahçeli, sizin önderiniz Öcalan ile ülkeye ve bölgeye %95 aynı düşüyor” dese, MHP’liler PKK/KCK’nın eylemlerine göz yumma, Kürdistan’ın kurulmasına dair söz verme noktasına gelseler, MHP inanın %50 oy alma başarısına ulaşmada önemli bir adım atmış olacaktır.

PKK’ya bu ilgiyi, sevgiyi, saygıyı göstermenin yanında bu demokrasinin nimeti olan biricik teröristlerimizi(!) Irak’ın kuzeyinde besleyen, koruyan Barzani ve Talabani ikilisine de soğuk durmamalıdır. Onları Türkiye’ye geldiğinde kırmızı halılarla karşılamalı, sarılmalı, kucaklaşmalı, öpüşmelidir. MHP Genel Merkezi’ne ziyarete gelecek olan Barzani ve Talabani’yi MHP Genel Başkanı adeta kucaklarda merdivenlerden çıkarmalıdır. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den,Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan neyi eksiktir Devlet Bahçeli’nin ? Devlet Bahçeli’de MHP’li yetkilileri ve danışmanlarını alıp acilen Erbil’e gitmelidir. Recep Tayyip Erdoğan Erbil’de çalınan sazlar eşliğinde Barzani ile türküler söylüyor da, Devlet Bahçeli bunu yapamaz mı? “Baş koymuşum Türkiyem’in yoluna” diyen Ülkücü sanatçıları alsın yanında az da “Baş koymuşum Kürdistan’ın yoluna” türkülerini koro eşliğinde söylesin… MHP Lideri Devlet Bahçeli ve Ülkücüler unutmasın ki, 7 Mart 2002 tarihinde “Özellikle Irak ve Kürdistan’dan gelen bilgiler bizi memnun etmektedir.” diyen Recep Tayyip Erdoğan’ın ödülü 3 Kasım 2002’de tek başına iktidara getirilmek olmuştur. MHP’de neden tek başına iktidara getirilmesin, MHP bunları yaparsa neden oy patlaması yapmasın?

MHP Lideri Devlet Bahçeli yaptığı ibadetleri basına duyurarak, servis ederek yapmalıdır. Gittiği Cuma namazlarının çıkışına tüm medya kuruluşlarını davet etmelidir. Devlet Bahçeli’de “Genel Başkanımız ve Başbakanımız Sayın Tayyip Erdoğan’a biz o kadar bağlıyız ve aşığız ki bizim için adeta ikinci peygamberdir” diyen AKP il başkanları gibi MHP İl Başkanları atamalı ve bulmalıdır. AKP "Tayyip Allah yolunun bekçisidir. Tayyip'i üzmek Allah'ı üzmektir." diye şiirler yazan kişileri bünyesinden çıkarıyor da, MHP ve Ülkücü Hareket “Bahçeli Allah yolunun bekçisidir, Bahçeli’yi üzmek Allah’ı üzmektir.” şiirleri yazan şairleri niye içinden çıkarmasın? AKP Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin çıkıyor "Sayın Başbakanımıza dokunmak bile inanın bence ibadettir" diyor da, MHP’den neden bir milletvekili çıkıp “Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’ye dokunmak bile ibadettir” diyemiyor. Sayın Devlet Bahçeli seçtiğiniz MHP milletvekilleri bu kadar mı çapsız, beceriksiz yoksa? Trabzon’un Of İlçesi AKP’li Belediye Başkanı Oktay Saral çıkıp ‘Başbakan Tayyip Erdoğan için her gün 2 rekat şükür namazı kılınması’ çağrısında bulunmuştu. MHP’nin bu kadar Belediye Başkanı var, içlerinden neden birisi çıkıp “Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli için 2 rekat şükür namazı kılın” diyemiyor? Sayın Genel Başkan kusura bakmayın da MHP içinden sizi Allah ile eşitleyecek, peygamber olarak görecek, size dokunmayı ibadet olarak değerlendirecek ve size şükür namazı kılınması çağrısı yapacak kadroları oluşturamazsanız tek başına iktidar hedefi sadece hayal olarak kalacaktır?

Sayın Bahçeli, Recep Tayyip Erdoğan’ı BOP Eşbaşkanı yapıyorlar da, sizi niye yapmıyorlar? Recep Tayyip Erdoğan’ın boyu daha uzun diye mi yaptılar? Siz de Müslüman kanı akıtmak için sözler verseniz, İslam ülkelerinin işgal edilmesi için vazifeler alsanız. Recep Tayyip Erdoğan gibi 2-3 sayfalık mektup yazıp “ABD’nin Irak’ta savaşan kahraman bay ve bayan askerlerin en az zayiatla ülkelerine mümkün olan en az zamanda dönmeleri temennisi ile duacıyız” diye ABD’ye bağlılık yansıtamaz mısınız?

Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanları ABD’ye gidip “Tayyip Erdoğan'ı deliğe süpürmeyin, onu kullanın.” diye yalvarıyor da, siz neden Amerika’ya bir danışman gönderip, ”Bizi kullanın” diye yalvarmıyorsunuz? ABD’ye gitmeden iktidar olabileceğinizi hala düşünüyor musunuz?
İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’i AKP gibi TBMM’ne getirseniz. Onu ayakta karşılayıp, konuşmasını ayakta alkışlasanız. Bir kokteyl düzenleyip kadeh tokuştursanız daha sonrada Şimon Peres’e sözde tavır alıp “Davos Fatihi” olsanız bu kadar zor mu? Sonrada çıkıp Recep Tayyip Erdoğan gibi “Herhangi bir şekilde ne İsrail halkını ne Cumhurbaşkanı Perez'i ne de Musevi halkını hedef aldım” açıklaması yapsanız ama yine de “Davos Fatihi” rolünü sürdürmeye devam etseniz… İnanın siyasi rantına doyamayacaksınız.

Sayın Bahçeli, sizin öncülüğünüzde kurulan yardımlaşma dernekleri olduğunu biliyoruz. Bu dernekler sessiz sedasız bir şekilde muhtaçlara yardımlarını ulaştırıyorlar. Sizde bu dernekleri “Yüzyılın soygunlarına” bulaştırarak marka yapmayı düşünmüyor musunuz? Yetimin, öksüzün, kulun hakkını yemedikçe %50 oy oranına ulaşabilmek hayal değil de nedir?

Şehitlerin, gazilerin hakkı dediniz, terörle mücadeledeki başarısını ön plana çıkararak Engin Alan’ı getirip İstanbul’dan birinci sıraya koyup milletvekili seçtirdiniz. Bu toplum anlayışına göre sizce ölçümü bu? AKP gibi APO ile aynı evde 6 ay kalmış birini yada PKK’nın kapatılan partisi HADEP’te Genel Başkan Yardımcılığı birisini, ”Ben Kürdistan’da doğdum diyen” birisini niçin MHP’den milletvekili yapmıyorsunuz? Bakın bunları milletvekili yapan AKP’nin oyu %50 ve Türkiye’de ele geçirmedik kurum bırakmadılar. Engin Alan terörle mücadele etmiş, yiğit Türk komutanıymış kimin umurunda? 

Sayın Bahçeli bu örneklerin çoğu bu toplum tarafından ödüllendirilmiştir. Buna benzer o kadar da örneğimiz mevcuttur ki saymakla bitmez. Milliyetçinin yanında milliyetçi, PKK’lının yanında PKK’lı, dindarın yanında dindar, emperyalizm yanında taşeron olunduğu gün herhalde %50 oy oranını görmek mümkün olacaktır. Öyle değilse AKP %50’yi tüm bunlara rağmen nasıl almıştır? Akıl ve şuur bütünlüğü tüm bunlara rağmen AKP’nin %1 oy alabilmesini mümkün kılar mı?

Karar sizin Sayın Bahçeli, Ankara’da ne söylüyorsanız Diyarbakır’da aynısını, Türkiye’de ne söylüyorsanız Fransa’da aynısını söylemeyi sürdürmek siyasi erdem ve tutarlılıktan öteye geçmiyor…

Faziletlerin zafiyet, zafiyetlerin fazilet görüldüğü bu toplumda %50 oy alabilmenin yol haritası örnekleriyle çizilmiştir.
Aksi halde kınanmaya hep devam edileceksiniz.


YILDIRAY ÇİÇEK