Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Başbakan Davutoğlu'nun ve AKP'li bakanların yüz ifadelerine bakın, ne kadar zor durumda olduklarını çok net anlayabilirsiniz. Çünkü iç ve dış politikada çuvallamadıkları konu kalmamıştır. Türkiye, AKP'nin içte ve dışta attığı her adımda bölgesinde yalnızlaşmış ve sürekli bela çeken mıknatıs haline dönmüştür. 
Rusya ve Türkiye ilişkisinin geldiği nokta buna çok büyük bir örnektir.
Türkiye, sınır ihlali yapan Rusya'nın uçağını düşürme konusunda meşru hakkını kullanmıştır. Sonuna kadar da haklıdır. Ama başka bir ülke olan Suriye'ye binlerce silah ve mühimmat yüklü tır göndermiş AKP, Türkiye'yi uluslararası arenada çok zor duruma düşürmüş durumdadır.
Sınır ihlali konusunda nutuk üstüne nutuk atan bu AKP, Habur'dan giren ve Suriye'nin bir toprağı olan Ayn el-Arap'a (Kobani) Peşmerge'nin tank, top, silah göndermesini organize etmemiş miydi?
Sınırlarımızı ihlal edenlere haddini bildirme adımları atarken, başka ülkelerdeki sınır ihlallerimiz ise başımızı ağrıtacak düzeye gelmiştir.
Rusya'nın sınırlarımızı ihlal eden uçağını düşürmemizden sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve AKP hükümetinin açıklamalarına ve davranışlarına bakın, durum büyük bir trajediye doğru ilerlemektedir.
Oy deposu olarak görülen ve sık sık Kaçak Saray'da toplanan muhtarlara "Aynı ihlal bugün yapılsa Türkiye yine bu karşılığı vermek durumundadır" diyen Erdoğan, aynı akşam France 24 televizyonuna da "Rus uçağı olduğunu bilsek farklı uyarırdık" açıklamasını yapmak durumunda kalmıştır.
 
Toplumu hamasi nutuklarla ve ellerindeki güçlü medya ile idare ettiklerini sanıyorlar ama dünya kamuoyunda köşeye sıkışmış halleri çok açık hissedilmektedir.
Irak'ta, Suriye'de bugüne kadar Türkmenlerin yüzüne bakmamış AKP zihniyetinin, Suriye politikasını ve Suriye uçağını düşürme olayını Türkmenlere bağlama kurnazlığı da, idare ettikleri topluma verdikleri bir aldatma malzemesidir.
Kamuoyuna "Türkmenlere sahip çıkıyoruz" imajı vererek arkalarına destek alma girişimidir.
AKP'nin içte ve dışta her politikası da böyle bir maskeleme anlayışıyla devam etmektedir. Ama bu durum olumsuz ve büyük bir birikime ulaştı. Bunun bir noktada büyük patlamaya sebebiyet vereceği beklenen gelişmedir. Çünkü gidişat dibe doğru batışı işaret etmektedir.
Bugün içler acısı halimiz ortadadır. "Sınırlarımızı ihlal eden herkesi vururuz" efelenmesinden, Putin'le görüşebilmek için aracılar koymaya çalışmamız bile bu halimizin fotoğrafıdır.
Savrulan, dağınık, emperyalist odaklı ve milli olmayan dış politikalar Türkiye'yi maalesef köşeye sıkıştırmıştır.
Kendi ülkesini bölmeye çalışan teröristbaşı Öcalan'la pazarlık masasına oturup, ne istiyorsa veren bir zihniyetten de Türkiye'yi korumasını beklemek herhalde hayaldir.
İşte o yüzden Milliyetçi iktidar, Milliyetçi Türkiye özlemimiz hep sıcaklığını koruyor.