SAFA NAZAR EDEN BİR BAŞKAN

Gönüller gönül dostlarıyla,sözler doğrulukla,sırlar kalp ile,beden mutmain olan nefs ile beraberdir.Kalbin sükuneti,sebeplerden ve bilinenlerden ziyade Allah'ın yakınlığı ile vuku bulur.Önem arz eden tek gerçek bu sükunetin sağlanması ve tecelli etmesidir.

Tecelli mükatebe ile değil kabul ve inançla sağlanır..Bu kabul ve inanç bütünlüğünü sağlamak herkesin ayakta durduğu bir makamda,kişinin Yaratıcıya yakınlık hırkasını giymesini ve yakınlık postunda oturmasını sağlar..

Hakikat zırhında, başlangıç ve bitişte tevekkülle çalışmak ve sebeplerden sıyrılıp sebeplerin Yaratıcısına ulaşmak mutluluğunu kazanmaktır en güzel huzur ve meziyet...

Ersin Öztürk....

İşte bu meziyetlerin tecelli ettiği bir gönül insanıdır O...

Bilginin ve birikimin ambalaj olduğu kılıf olduğu bu dönemde bilginin özünde, kaygılardan uzak,sena ve övgüden ziyade Allah rızası için çalışan,kalbinin takvasıyla beraber ,yaratılan en küçük zerrede bile ilahi tecelliyi gören ,iç çirkinlikler dururken dışı güzelleştirmeye çalışan bir yığın insan arasında,gönlün ehil gördüğü suretle önce iç güzellik sonra dış güzellik manasıyla mücadele eden arif bir insan kimliğini taşıyan değerli ve kerem sahibi bir insandır....

Özde yapacağı pek çok güzellik var...Gerçekleştiğinde gönülleri önce şükre sonra duaya yönlendirecek idealleri var...Gerçekleştireceği her hayırda bir köprü olacak,Allah'ın ehil gördüğü her güzelliği yine ehil olanlara verecek...

Denizin karayı bağrına sardığı,martı seslerinin kulakları cilaladığı,nefes almanın hazzını ve kıymetini hatırlattığı,kedilerin köpeklerin huzurla dolaştığı,büyük kent idesinden uzaklaşan insanların sıcacık dostluk çerçevesinde biraraya geldiği,her mevsim sahilinde bir şiir yaratan Adalar'da yapılacak ve sunulacak o kadar güzellik ve dokunuşu içtenliğiyle gerçekleştirebilecek bir gönül görevlisi olmak için bu yola adım atmak, sebatkar olmak , nefsine arzu ve heveslerine değmeden bulaşmadan geçebilmek büyük bir samimiyet ve yürek ister...

Allah'ın yarattığı her canlıyı;insan hayvan demeden ayırmadan ayrıştırmadan  seven gönül elini uzatan ve Allah'ın sessiz kulları olan tüm hayvanlar için de vicdanın ve merhametin gerektirdiği her türlü çabayı veririm diyen bir insan bu samimiyete ve yüreğe zaten sahip olmuştur...Gerisi zaten teferruat ve detaydır...

 

 

Kişi üç türlüdür...

-Kalbiyle konuşan

-Sırrı ile konuşan

-Nefsiyle,heva ve hevesi ile konuşan..

 

Kalp vericidir,naiftir,naziktir,güneş gibi sıcak ve aydınlıktır,kibardır,sevginin ve samimiyetin oluş yeridir.. Böyle sıfatlara sahip bir merkezin lisanı da net ve içtendir.. Bu dili konuşan kişinin güvenirliği, samimiyeti tamdır,ne bir eksik ne bir fazla...

Maharet bu lisanı konuşan güzel insanları ortaya koyabilmek ve fark edebilmektir . Aksi halde herkesin bir lisanı var..

Toprağı bereketlendiren yağmur tanelerini değerli kılan onun tabiatı değil ona bu vasfı yükleyendir...

Ateşin yakması,yemeğin doyurması, uykunun dinlendiriciliği,çalışmanın emeği ve bunun gibi pek çok şey doğasından değil onlara bu anlamı yükleyen Yaratıcının lutfudur...İşte bu lutuflardan biri de bu kalp lisanını kullanan insanlara gerekli değeri vermek ve gönül kulağıyla dinleyip gönülden gönüle empati kurabilmektir..

Çirkinliklerin bir bataklık gibi güzel olan her şeyi yuttuğu,çoğaldığı ,iyi niyet temenni ve sevgi dileklerinin aslında sahteliğin aynası olduğu,kalıbına sığmayan coşkun dalgaların önlerine setler kurulduğu,siyah şarlatan imajların beyaza bürünüp umut işportacılığı yaptığı,karanfillerin kopartılıp yalan dolan insanların önlerine yol edildiği, masum canlıların tekmelenip hor görüldüğü,yardımseverliğin ayıp olup istifçiliğin çoğaldığı insan yığınları ortasında;Ada’nın asil duruşu gibi,sağından solundan gelen her bir sarsıntıyı ustaca geri çeviren , bir  çağlayan gibi vatan hasreti ve sevgisiyle şaha kalkan  ve bu çirkinlikler arasında büyük umutlarla ve parıldayan gözlerle doğru ve vicdani olan her şeye tarafım diyen,hazırım diyen bir değer O...

İcraatlar ve vaatler her dilde söylenir...Listelemek maddelemek kolay...Zor olan aracısız yürekten konuşmaktır..Bunu başarabilendir Ersin Öztürk...

Vicdan muhasebesi maddelerde kavramlarda cümle yığınların da değildir...Belki de söylenen tek bir kelimedir hakikat..Bu hakikat Allah'a tam teslim olmuş sessiz masum bir köpeğin belki de bakışlarında gizlidir...Bunu anlamış bir insanın tek bir kelimesi kafidir anlaşılmaya.

.....Özgeçmişi,yorumları fikir ve görüşleri ek bir bilgidir..Asl olan hakikat zaten alınmıştır...Nasıl ki kalp sükuneti bir özlükse,alınan bu hakikatte bir inci tanesi gibidir...

 

 

Tevatür ve lakırtıdan uzak,samimi bir hasbihal ile hüsnü kabul göstermek,çağdaşlık ve gerekliliği olan yaşanabilirlik sıfatını Adalar’a en güzel şekilde kılıflandırmak;bu doğrultuda yaşanabilirlik kelimesinin insan hayvan demeden var olan tüm canlılara hak görülmesi umulur ki bu güzel insanın yüreği sayesinde gerçekleşsin…

Avuçlarımızdan su gibi akıp giden zamanın ömrü ne kadar kısa olsa da anlamlandırılıp değer kazanması işlenmesiyle olur..

Ömrün kısalığı bizleri yanıltmasın… Kelebeklerin de ömrü kısa ama yaratılışı muazzam bir incelikledir..

Zordur suyu bir hattat kıvamında işlemek ,ahenkle,hünerle ,üslupla şekillendirmek, anlamlandırmak ve değer kazandırmak ….Tüm yaratılanlarda Allah’ın tecellisini yansıtmak ve olgunlaştırmak işi,safi bir sükunet ve maharet gerektirir..

Her şeyin gelip geçiciliği değil geride bıraktığı hayır kalıcıdır…Bu hayırlara vesile olacak,işlenmemiş güzellikleri naif bir şekilde anlamlandıracak,geçiciliği bakiliğe bırakacak değerli bir bakış yaratacak,değerlerin gerçek değerlerle buluşmasına köprü olacak,çirkinliklerin arasından güzel olanı ince ince seçip var olduğu güzel dünyasına sunacak ve yaptığı her hizmette kalplerin teşekkürünü duyumsayacak bu insanın bu anlamlandırma çabası agahlığının kendisindendir..

Safa nazar yani temiz bakış ile cemali seyretmektir en güzel uslup ve ahenk..Bu usluba sahip olduğuna inandığımız bu değerli insanın bu görev safiliğini tüm ahengiyle icra edeceğine yürekten inanıyoruz.

Hz.Mevlana ‘Kurdun kuzuyu yemeye niyetlenmesinde şaşılacak bir şey yok. Şaşılacak olan odur ki, bu kuzu, kurda gönül bağlamış, aşık olmuştur...’’ der bir sözünde…Göreve ve güzel tecellilere gönlünü adamış bir insanın mücadelesinde şaşılacak bir durum zaten yoktur..

Samimiyetinin aslı vicdan ve merhamet nakışlarıyla işlenmesinden sebep bu güzel vazifeyi hak edendir Ersin Öztürk…

Bunu başarabileceğine yüreğimizle inandığımız bu gönül insanının yolu açık olur inşallah…

Kendisine tüm gönülden başarılar dileriz…

 

D.SEDEF AKKAYA