GÜNCEL

Cuma Nacar:“Çiftçi Gözü Kapalı Yürümeyecek, Depremde İnsan Değil Binalar Ölecek!”

Millet Partisi Genel Başkanı Cuma Nacar ile yaptığımız söyleşinin üçüncü bölümü..

Türkiye’nin geleceğine dair geniş kapsamlı söyleşimizin ilk iki perdesinde, genç işsizlikten beyin göçüne, eğitimde istikrardan öğretmen liselerine kadar Millet Partisi’nin vizyonunu doğrudan Genel Başkan Cuma Nacar’dan dinlemiştik. Şimdi ise rotamızı ülkenin en temel meselelerine çeviriyoruz: tarım, enerji, şehircilik ve dış ticaret.

Çiftçinin alın teri karşılıksız kalıyor, tüketici pazarda fahiş fiyatlarla boğuşuyor. Türkiye enerjide dışa bağımlılığın yükünü taşıyor, depremler şehirleri yıkmaya devam ediyor. Cari açık her geçen gün büyüyor. Millet Partisi bu tabloya karşı iddialı: “Çiftçi gözü kapalı yürümeyecek, depremde insan değil binalar ölecek.”

Üçüncü bölümde; tarımda üç kritik adımı, yenilenebilir enerjide yerli üretim modelini, şehircilikte deprem gerçeğini ve dış ticarette cari açığı kapatacak stratejileri masaya yatırıyoruz.


Tarımda hem çiftçi hem tüketici zor durumda. Partiniz tarımda sürdürülebilirliği sağlamak için hangi üç temel adımı atacaktır?

Cuma Nacar:

Tarım ülkenin gıda, yem, lif ve tomruk ihtiyacını karşılamak için yegane sektördür. Bu sektörü düştüğü durumdan kurtarmak için üç önemli adımı şöyle sıralayabiliriz.

  • Tarımda sağlıklı işleyen bir kayıt sistemi kurulacaktır. Bunun için çiftçi, sahip olduğu arazi, hayvan, makina ekipmanları nitelikleriyle birlikte kayıt altına alınacaktır. Kim çiftçi, eğitim düzeyi, yetenekleri kayıtlı olacaktır. Sahip olduğu arazi miktarı ve nitelikleri (arazinin toprak özellikleri, sulu mu, kuru mu vb.), hayvanları ve aletleri, makinaları, sayıları ve nitelikleriyle birlikte kayıtlı olacaktır. Bu kayıtlardaki değişiklikler anında sisteme işlenerek kayıt, işleyen bir kayıt olacaktır. Tanımlayıp sayamadığımız bir şeyi planlamak mümkün değildir. Tarımsal üretimde yer alan elemanlar (çiftçi, tarım arazisi, toprak ve su kaynakları hayvan vb.) bilimsel olarak tanımlanıp kayıt altına alınarak nitel ve nicel olarak değerlendirilerek planlanabilir. Aksi halde yapılan her hamle gözü kapalı yürüyüşe benzer, nereye gittiğini kestiremez.
  • Sağlıklı işleyen kayıtlara uygun olarak çiftçi Tarım Kanununun 21. Maddesine uygun olarak gayrisafi milli hasılanın %1 inden az olmayacak şekilde desteklenecektir. Bu destekler kayıtlara uygun olarak ülkenin ihtiyaçları gözetilerek gerçek çiftçilere verilecektir. Siyasî yakınlık, ahbap-çavuş ilişkisi vb. hiç bir yozluk dikkate alınmayacak, öncelik verilmeyecektir.
  • Çiftçiler işleyen kayıt sisteminde yer alan üretim çeşitleri dikkate alınarak örgütlendirilecektir. Desteklerin ve kayıtların isabetli olması için bu örgütler kamu kurumlarıyla işbirliği içinde çalışacaktır. Çiftçi, sadece üretim değil ürün işleme ve pazar konusunda da destekleri yanında görecektir.

Enerji bağımlılığı Türkiye’nin kırılgan yönlerinden biri. Yenilenebilir enerji ve yerli kaynaklara geçiş konusunda öncelikleriniz nelerdir?

Cuma Nacar:

Türkiye’nin kendi enerjisini üretebilmesi ve bu konudaki dışa bağımlılığını olabildiğince azaltması öncelikle hedeflenen konulardan biridir.

Bu manada başta hidrolik, güneş, rüzgar, jeotermal, biyokütle gibi yenilenebilir temiz enerji kaynaklarımızı çok iyi değerlendirmek durumundayız. Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyeli oldukça fazladır…

Şu an Türkiye’nin yenilenebilir enerjiye dayalı kurulu gücü giderek artmaktadır, fakat bu kaynakların üretim zamanları ile ülkenin enerji tüketim zamanı örtüşmediği için sorunlar yaşanmaktadır. Bu noktada üretilen enerjinin pompaj depolamalı hidroelektrik santraller ile depolanması ve ihtiyaç anında kullanılması da kaynakların verimli kullanılması açısından büyük önem arz eder.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının üretiminde kullanılan tribünler, paneller ve diğer makine ve teçhizatın yerli üretimi desteklenerek geliştirilecektir. Bu yapılmaz ise dışa bağımlılık başka boyutta devam eder.

Ülke olarak her alanda olduğu gibi yenilenebilir enerjide kullanılan malzemelerin de yerli üretimine önem verilecek, enerjide sorunlarımız ve dışa bağımlılığımız azaltılacaktır. Yakın gelecekte fosil yakıtların kullanımını tamamen bırakmak mümkün görülmemektedir. Ancak yenilenebilir enerji üretiminde daha ileri teknolojiler geliştirildikçe doğal olarak fosil yakıtların yerini yenilenebilir enerji kaynakları alacaktır.

Bir diğer önemli husus da enerjinin verimli kullanılmasına yönelik tedbirler almak ve bu yönde israfı önleyici caydırıcı tarifeler ile enerji kullanımının zamana yayılması ve tasarruflu kullanılmasıdır.

Bütün bu gerçekler dikkate alınarak geliştirilecek bilimsel projelerin uygulaması teşvik edilecektir.

Türkiye’nin kentleşme sürecinde deprem riski ve çarpık yapılaşma en kritik sorunlardan. Millet Partisi’nin şehircilik ve afet yönetimi konusunda öngördüğü model nedir?

Cuma Nacar:

Japonya başta olmak üzere, diğer deprem ülkelerinde meydana gelen depremlerde can ve mal kaybı yaşanmazken, ülkemizde tam tersi can ve mal kaybında felaket yaşanmaktadır. Bu elbette şehir planlaması başta olmak üzere, zemin etütleri ve zemine uygun depreme dayanıklı konutların üretilmesinde, bilimin öngördüğü planlama, üretim, denetim ve ruhsatlandırmanın mevzuata uygun hareket edilmemesi yatmaktadır.

Şehircilik ve afete dayanaklılık konularında problemler yaşadığımız yadsınamaz bir gerçektir. Şehircilik ve bölgesel planlarımızı teknik ve milli unsurlarımız ile geliştirmek zorundayız. Bu planlarımızı da tavizsiz uygulamak konusunda ısrarcı olmalıyız. Kurumlarımızda ve yerel yönetimlerde konu ile ilgili yetkililerimizi mesleki olarak sürekli yenilemek ve meslek etiği ile hareket etmelerini temin etmek durumundayız.

Deprem konusunda alan uzmanlarının uyarı ve önerilerine uyarak hiçbir gerekliliği atlamadan siyaset üstü hareket edeceğiz. Bu konularda uzman komisyonları kurulacak, sorumluluk verilecek ve bu komisyonların etkinliği artırılacak, süresinde çalışmalarının tamamlanması sağlanacaktır.

Şehircilik ve depreme duyarlı kentler konusu her türlü siyasetin ve her türlü insani zaafların üzerinde konulardır. Bu konu insanın özgür, mutlu, güvenli yaşam hakkını sağlamaya yönelik bir numaralı konumuzdur. Bu konuda Millet Partisi iktidarında kesinlikle taviz verilmeyecektir.

Türkiye’nin deprem kuşağında yer alması nedeniyle kentleşme planlarında depreme dayanıklı ve yatay mimariye önem verilecektir. Büyük şehirlerde, özellikle İstanbul’da kentsel dönüşüm projelerinin hızlandırılması ve riskli binaların kontrollü şekilde yıkılması hayati önem taşımaktadır. Ayrıca, afet yönetimine yönelik ayrıntılı planların önceden hazırlanması, olası bir depremde hızlı ve etkin müdahaleyi mümkün kılacaktır. Kentsel dönüşümün fakirin, kimsesizin malına çökmeye dönüşmesine asla izin verilmeyecektir.

Millet Partisi olarak şehircilik ve afet yönetimi konusunda öngördüğümüz modelin temelinde sağlıklı şehirleşme planlarının hazırlanması yer alacaktır. Çünkü sağlıklı planlar çerçevesinde yürütülecek şehirleşme, afet yönetiminin de o oranda kolay gerçekleşmesine imkân verecektir

Dış ticarette sürekli artan cari açık sorunu var. İhracatı çeşitlendirmek ve ithalat bağımlılığını azaltmak için hangi stratejileri önceliyorsunuz?

Cuma Nacar:

Cari açığın başlıca nedenleri arasında;

  • Yurtiçi üretimin iç talebi karşılayamaması,
  • Tüketicilerin yerli ürün yerine yabancı ürünleri tercih etmesi,
  • Yerli sanayinin teknoloji seviyesinin yeterli olmaması nedeniyle teknoloji yoğun ürünlerin yurtiçinde üretilememesi,
  • Yerli ürünlerin küresel pazarda rekabet edememesi sonucu ihracatın düşük olması,
  • Tüketim malları ve tarım ürünleri ihraç eden ülkemizin ağırlıklı olarak yatırım malları ithal etmesi vb. yapısal sebepler sayılabilir.

MP iktidarında dış ticarette arzu edilen cari açığın cari fazla veren bir yapıya kavuşturulması için;

  • Borçsuzluk ve denk bütçe esas olacaktır.
  • Ülke olarak ürettiğimizden fazla tüketmekten vazgeçilecektir.
  • Katma değeri yüksek olan alanlarda yüksek teknoloji üretimi teşvik edilecektir.
  • Her alanda israf önlenecek ve kamuda tasarruf artırılacaktır. (Bir örnek olması bakımından Fransa’da, Almanya’da kamuda kullanılan araç sayısı 8-9 bin iken Türkiye’de 125 bin civarındadır).
  • Tasarrufların, üretimin artırılmasının finansmanında kullanılması sağlanacaktır.
  • Lüks ve zaruri olmayan ithal ürünlerine sınırlama getirilecektir.
  • Özellikle madenlerin hammadde olarak ihracatı önlenecektir.
  • İhracat ve ihracata dayalı üretim birinci planda ve öncelikle teşvik edilecektir.
  • Türkiye AB ilişkileri devam etmekle beraber Türkiye’nin komşularıyla olan ticareti geliştirilecektir.

Bununla birlikte ihraç ürünlerinde yeni markaların geliştirilip kalitenin artırılması, üretilmesi, yeni pazarlara ve özellikle kuzey ve güney Amerika’ya ve Afrika’ya açılım sağlanacaktır. Asya’ya giriş olanaklarının araştırılması ihracatçıların bol ve ucuz kredi desteğine sahip kılınması, dış ticaretle ilgili resmi ve özel örgütlenmenin gözden geçirilerek etkinliğinin artırılması gibi tedbirleri içerecek bir “Ulusal İhracat Seferberliği Programı” uygulanacaktır.

Dünyada hızla gelişen elektronik ticaretin teknik ve hukuki altyapısı oluşturulacak; firmalarımızın dünya pazarlarında daha iyi rekabet edebilmeleri için teknoloji ve ARGE faaliyetleri artırılacaktır. İhracatta KDV iadesi işlemleri çabuklaştırılacak; artan ihracat için artan miktarla orantılı vergi indirimi sağlanacaktır. Yatırım malları ithalatında kaynak kullanımını destekleme fonu kaldırılacak, tüketim mallarında ise aynen muhafaza edilecektir.


DEVAMI GELECEK

Röportaj dizimizin dördüncü perdesinde, Millet Partisi’nin hukuk ve yönetim anlayışını bulacaksınız. Yargıya güvenin sarsıldığı, OHAL ve KHK mağduriyetlerinin yaşandığı, sosyal medyanın özgürlük–denetim dengesiyle tartışıldığı bir dönemde, Cuma Nacar çok sert konuşuyor:

“Adaletin öldüğü gün devlet de ölür!”

👉 Yayımlanacak 4. bölümde, yargı bağımsızlığından liyakat ilkesine, OHAL mağdurlarının durumundan ifade özgürlüğüne kadar siyasetin en hararetli başlıkları gündeme gelecek.

Kaynak: tercumangazetesi