Akp’ye oy ver (!) Fevzi KÜÇÜKKAHVECİ kaleminden.. Akp’ye oy ver (!) Fevzi KÜÇÜKKAHVECİ kaleminden..
 1 Kasım seçimleri sonrası MHP yoğun biçimde iç tartışma sürecini yaşıyor. Seçimlerde beklenen sonuçların altında netice alınınca özellikle genel başkan değişikliği odaklı bir tartışma gerek Milliyetçi Ülkücü camia, gerekse ilgili kamuoyu tarafından tartışılmaya başlanmıştır.

Bu tartışma yöntem ve kullanılan siyasi ahlak dili olarak makul sınırları aşarak herkesi rahatsız etmiştir. Giderek çirkinleşen karşılıklı atışmalar seviyeyi düşürmeye başlamıştır. MHP genel başkanı sayın Devlet Bahçeli saygın bir kişiliktir. Aynı şekilde genel başkan adayı olarak kamuoyuna kendini deklare eden biribirinden kıymetli şahsiyetler her türlü takdire ve övgüye layıktır. Sonuçta söz konusu olan Milliyetçi Hareket millet ve devlet geleceğimizdir.

Hiç kimsenin Ülkücülüğünü ölçen bir aygıt imal edilemediğine göre herkesin ülkücülüğünü yargılamak hiç kimsenin ne hakkı nede haddidir. Bu hareket ehliyet, liyakat, kabiliyet, ideallere sadakat ölçüsünce takdirini önce Allah'ın sonra o ölçü istikametinde Ülkücü kamuoyu tarafindan ya takdir edilir, yada edilmez.

Bu konuda kendince ahlak sınırlarını zorlayan yakıştırmalar yapma patavatsızlığına sorumlu hiç kimse düşmemelidir. Ağızdan çıkanı kulaklar duymalı ve herkes biribirine sarf ettiği lafların ayarını iyi yapmalıdır. Hiç kimse yarın utanacağı laflar etmemeli iskembeyi kübradan atmamalı kendini orta tarlanın tohumu görmemelidir. İmtiyazlı olarak sağa sola abuk subuk sataşmadan kendi sorunlarını tartışabilen ve çözme iradesi gösterebilen görüntüyü kamuoyuna vermek zorundayız.
 
Bu kurultay tartışmaları süreci bile Milliyetçi Ülkücü hareket için aynı zamanda iktidar için kamuoyunun kantarına çıkma, toplumdan onay alma takdir edilme süreci olmalıdır. Hiç kimse Ülkücü hareket için "bunlara iktidar verilirmi?" hayal kırıklığını kamuoyuna verme hakkına sahip değildir.

Bu tartışmalar kurultay için imza toplama doğal meşru demokratik sürecinde işlemeli ve buradan hiç bir mensubumuz ve hareketimiz kurumsal yara almamalıdır. Çünkü bu hareket Ülkücülerin milletin, ümmetin ve insanlığın umududur. Bu hareket anlaşıldıkça mensupları tanındıkça muhalifleri azalacak ve inşallah çığ gibi büyüyüp yaralara melhem olacağız.

Temel soru şu olmalıdır:

"Milyonları MHP ve Ülkücü hareketin temel değerleri ile nasıl buluştururuz?" bu buluşmayı sadece genel başkanlık düzleminde tartışmak ve sorumluluktan kaçmak yeni hayal kırıklıklarına yol açar ve dağ fare doğurur çok bilinmiyenli bu zor denklemi çözerek Başbuğ'dan sonra artık kadro ve liderler hareketini iktidara taşımak hepimizin görevi olmalıdır.

MHP bu ülkede tek başına iktidarı en çok arzulanan partiler üstü milli bir kaledir. İşte bu arzunun önündeki engelleri aşmak her kademe teşkilat mensubunun en önemli görevidir. Yeni negatif medya görüntülerine malzeme olmadan bu sıkıntılı süreci inşallah birlikte aşacağız.

Hepimiz hakkında yarın davranışlarımızdan dolayı siyasi ve sosyal karne verilecektir. Kırık not alıp sınıfta kalmayalım bu sınavdan sonra inşallah tek başına iktidara yürüyelim.

Sabri ŞENEL
Editör: TE Bilisim