Ulvi, yüce, ebedi, mübarek bir davanın, fani alemin ebedi yolcularıyız. Müslüman Türk milletini tarihin derinliklerinden gelen binlerce yıllık yolculuğu sonsuza kadar sürecektir. Bizler bu milletin evlatları olarak bu dünyadan gideceğiz ama Türk milleti bu dünyada ebedi olarak yaşayacaktır. Bizim varlığımız milletimize, ümmetimize doğuştan armağan edilmiştir. Çünkü biz yaratılış fıtratı üzerinde kalmayı, yaratana yürümeyi en büyük şeref, rütbe, makam sayan, asil bir milletiz. Türkler inandığı değerlere gül bahçesine gider gibi giden dünyada emsali görülmemiş necip bir milletir. Çok kara günler gördük, çok badireler atlattık. Millet hafızasında ne ihanetler ne kahramanlıklar kayıtlıdır. Davamız ilahi kelimetullah davasıdır. Türk milletini ebedi olarak yaşatma varlık ve beka davasıdır. Türk milletinin ve Türk İslam aleminin kalbi olan bu devlet ve millet binlerce yıllık Türk tarihinin yüzlerce yıllık İslam tarihinin mirası, sarsılmaz kalesi ve ümididir. Soyumuzu korumak, müdafaa etmek, ilahi bir misyonun gereğidir. Türk milliyetçiliği ideolojisi ilahi Kuran ve sünnet kaynaklıdır. Bu konulara vakıf olmak isteyenlerin kendilerini manen doyurmak isterlerse kendisini bugünlerde ölüm yıldönümü vesilesi ile rahmetle andığımız Seyyid Ahmet Arvasi hocamızın mana ve fikir dünyasına müracaatlarını tavsiye ederiz. Israrla Türk milliyetçiliğini ırkçı, kafatasçı diye takdim etmek isteyenlerin ülkedeki engeli ülkücülerdir. Ülkücüleri istila arzularının engeli olarak görmeleri bunun en büyük sebebidir. Türk milleti kandan, soydan gelmenin yanında aynı zamanda akraba milletlerle harmanlanarak, yoğrularak bir birlik beraberlik, sonsuza kadar yaşama iradesi, umudu bize haz sosyal kültürel gen haline getirmiştir. Türk milleti bu kan ve sosyal genlerin binlerce yıllık kültürel kodlarının adıdır. Türk milletinin kurduğu medeniyet, yaşadığı kültür ikliminde insanlığa hediye olarak en büyük tarihi kültürel huzur mirasını bırakmıştır. Dünyanın huzur, barış, kardeşlik ve mutluluk için bu milleti derinlemesine araştırması, örnek alması gerekir. Çünkü bizim tarihi referanslarımız, gurur duyacağımız şerefli bir mazimiz vardır. Ülkücülük, Türk milletinin son yarım asrı geçen bir sürede bu millete kader diye tabir edeceğimiz diklenişin, duruşun, şahlanışın, kahramanlığın; günümüze kadar gelecek, Türk milleti yaşadıkça sonsuza kadar var olacak adıdır ve ülkücülerin adresi de kesinlikle kayıtsız şartsız mazeretsiz MHP’dir. Bu hareket bu ülkede yediden yetmişe gençliğin ideallerinin, milli sevdalarının, gerçek vatan, bayrak, millet, din, devlet sevgisinin öğretildiği, yaşatıldığı otağdır, ocaktır, mekteptir. Türk milliyetçiliğinin, ülkücülerin kurucusu, efsanevi lideri Başbuğ Alparslan Türkeş’in Türk milletine en büyük hediyesi ülkücülerdir. Ülkücüler Türk milletine musallat olmuş belaları defetmek için yaratılmıştır diyen Dündar Taşar, “Ülkücüler yaşayan şehittir.” diyen Arvasi hocamız gibi büyük dava adamlarının ruh ve mana ikliminde oluşturulmuş ham demirin dövülerek çelik haline getirildiği, Türk milletini sonsuza kadar yaşatan ve karşılıksız seven iradenin adıdır. Günlük kısır, politik hesapların; makam,mevki ve beklentilerinin adresi asla değildir.Bu hareket bu ülkeye milyonlarca yetişmiş insan vermiştir. Bu övünülecek bir sosyal ve ideolojik başarıdır. Her türlü emperyalizme, dün komünizme, bugün kapitalizme ve benzeri yabancı ideolojilere karşı (yerli, milli) bu toprakların asil duruşunun, tavrının, fikrinin adıdır. Bu mübarek hareket, zaman içerisinde süfli bir takım kötü niyetlerin aracı haline getirilmeye çalışılmış ama bu art niyetliler asla bu zeminde kabul ve taban bulamamıştır. Ülkücüler, vicdani murakabelerini yaparak asli çizgi duruş ve mübarek yürüyüşlerini sürdürmüş ve Türk milletinin teslim olmayan son kalesi olmayı başarmışlardır. Kısa dönem ikbal beklentileri için adresin bu ocak olması asla mümkün değildir. Dünyevi ikbal hesapları için ANAP’ı ve diğer partileri mekan tutanların siyasal mücadelesi daha ziyade bir makam mücadelesi olarak kalmıştır. Bugün AKP’de ikbal ve gelecek arayan eskiden bu harekete mensup olan ülkücüleri de yarın kesinlikle bir hayal kırıklığı beklemektedir. Bugün iktidar partisinde gücün yanında olmak, mahşeri vicdanlarda elbette yankılanacak ve ülkücü şehitler ve Türk milleti nezdinde bu insanlar hakkında hüküm verilecektir. Ülkenin birlik bütünlüğü tehlike tehdit altında iken, İmralı ile Kandil ile görüşülürken, bu kara günleri bu millet yaşarken; hala orada üye olmak, yönetici olmak, milletvekili, belediye başkanı olmak, sizin ülkücü anlayışınıza sığıyorsa size kolay gelsin. Ülkücüler yüce Türk milletinden aldıkları güç ve Allah’tan aldıkları ilhamla yollarına devam eder ama sizler yarın Başbuğ’un, şehitlerin yüzüne kıyamette nasıl bakarsınız? Bugün kurak toprağın suya hasreti kadar ülkücülerin ve yediden yetmişe Türk milletinin MHP’de toplanması, bu ihaneti ve kara bulutları dağıtması için şarttır. Ülkücülük vatanın, devletin, milletin, bayrağın, dilin, dinin birliğini bütünlüğünü korumak için yaşayan şehitlikse ülkücüler aynı safta olmalıdır. Zaten Allah yolunda olanlar yaşayan şehitlerle beraberdir. Bu ruh mana, samimiyet, birlik ve bütünlüğün adresi, safları MHP’dir. Safları sıklaştıralım, şeytanlara, fitneye müsaade etmeyelim. AKP başta olmak üzere diğer siyasi partilerde olan ülkücülerin maşeri bir kalabalıkla Cuma, Arafat mahşer ruhuyla bu tehlike, tehdit ve fitneyi defetmek için mübarek soylu asil birlikteliğe çağırıyorum. Yarın bu dünyada yüz yüze bakacağız, mahşerde Başbuğ’un, şehitlerin, gazilerin yüzüne bakacak yüzümüz olmalıdır. Bu ülke bu kara bulutları dağıtacak; sonsuza kadar ülkücülerin asil dikleniş, şahlanış, silkinişi ile var olacaktır.