Akıl, insaf, iman ve vicdan sahibi hiçbir Türk vatandaşının, Türkiye'nin bugünkü durumundan memnun olabileceğine, hatta içinin sızlamadığına zerre kadar ihtimal vermiyorum.Ülkenin varlığı, milletin birliği kesif bir saldırı altındadır. Hükümet kontrolü kaybetmiştir ve çaresiz biçimde çırpınmaktadır. İçeriden ve dışarıdan amansız bir kuşatma alındık ve bu kuşatma canımızı yakıyor, kanımızı akıtıyor, ocaklarımızı söndürüyor, yavrularımızı yetim bırakıyor ve vatanımızın varlığını ciddi şekilde tehdit ediyor. Ülkeyi idare edenlerin her sözü, her kelimesi yetersizliğin, yanlışın ve ülkeyi bu hale nasıl getirdiklerinin yeni bir itirafı olmaktan ileri gidemiyor. Sözün bittiği yere gelinmiştir. Hükümet adına bundan sonra eğer birisi ciddi ve tutarlı bir şey söyleyecekse bu ancak, "bu işi beceremedik. Her şeyi birbirine karıştırdık. Ülkeyi felaketin eşiğine getirdik" demek ve bu milletten özür dilemek olabilir.

                                       

BİRBİRLERİNİ TAMAMLADILAR

          Her zaman söylüyoruz, bir defa daha tekrar edelim: AKP ile geçen 14 yılın sonunda geldiğimiz nokta, bizim için asla sürpriz değildir. Bu zihniyete ülkeyi teslim etmenin sonunun başka türlü olmasına zerre kadar ihtimal verememiştik. Cumhuriyeti mutlaka yıkılması gereken bir düzen, demokrasiyi kendi güdük emellerine ulaşmanın ve devleti ele geçirmenin bir aracı, askeri tehlike, hukuku takiyye, milli varlığı babasının malı, milli değerleri tehdit gibi gören bir zihniyetten söz ediyoruz. PKK'yla tam da bu noktalarda buluştular. Bunun için bitmiş, sinmiş, yok olmuş terörü yeniden hortlattılar. Bebek katili ile masa kurdular. Birlikte çözdüler, birlikte yürüdüler, birbirlerini tamamladılar.

                                  

BÖYLE OLACAĞIN BAŞINDAN BELLİYDİ

        Yazdıklarımız arşivlerde kayıtlıdır. AKP'nin daha ilk döneminde, "artık sağcı, solcu, alevi, sünni, Kürt, Türk, Galatasaraylı, Fenerbahçeli olma zamanı değildir. Zaman ülkeye, vatana sahip çıkma zamanıdır. Zira, AKP var oldukça ülke ağır tehdit altındadır. Önce demokratik yollardan bu tehdidi savuşturalım, ülkemize sahip çıkalım, sonra yine aramızda kendi meselelerimizle uğraşırız" diye yazmıştım. Hızla bir kaos ortamına sürüklendiğimizi, bölünmeye doğru gittiğimizi anlatan belki yüzlerce yazı yazdık. Bir vehimde bulunmadık, çok şükür akıl sağılığımız yerinde ve ne olup bittiğini anlayacak birikimimiz var. Sadece gördüğümüzü söyledik. Küçük menfaatler uğruna susmak ve kabullenmek yerine, vicdanımızın, imanımızın ve damarlarımızda akan asil kanın gereğini yaptık. Bugün artık ülkenin bilerek ve isteyerek bu duruma getirildiğini vicdanının sesini dinleyen herkes kabul edecektir. 

                                            

  FELAKET NOKTASI

          Yalan, talan ve ihanet üzerine kurulan düzeni, ele geçirdiğiniz medya üzerinden, devlet kurumlarını partinizin organı gibi çalıştırarak ve algı operasyonlarıyla kula kabul ettirip hazmettirebilirsiniz de, Allah kabul etmez. Geldiğimiz yer, ne yazık ki kelimenin tam anlamıyla felaket noktasıdır. Bu ülkeyle, bu milletle meselesi olan içeride ve dışarıda her kim varsa, tamamı azdırılmış ve harekete geçirilmiştir. AKP bu hain güruhu için bulunmaz bir ganimettir. İşte bu yüzdendir ki, AKP var oldukça, bu kadarla da kalmayacaktır. Şimdiye kadar hiç yanılmadık ve bu defa yanılmış olmayı can-ı gönülden isterim. Ancak, bu azgınlığın, bu kalleşliğin sonunu kestirmek mümkün olmadığı gibi, bir domino etkisiyle başta ekonomi olmak üzere, her alanda ağır tahribatlar yapması kuvvetle muhtemeldir.

                                   

 BÜTÜN TERÖR ÖRGÜTLERİ SIRAYA GİRDİ

           Bugün terörden şikayet edenler, ülke AKP'ye teslim edilirken, dağdaki katillerin sindiğini, şehirdeki uzantılarının vazgeçtiğini ve anaların gözyaşlarının dinmiş olduğunu unutmasınlar. Kaldı ki, terör en yoğun olduğu dönemlerde bile, belli bir bölgeyle sınırlıydı.Terörist katiller, dağlara sığınmak zorunda kalıyor ve oralarda da bulunup hak ettikleri şekilde cezalandırılıyorlardı. Şimdi şehirlerde ve ülkenin her yerindeler. Açık ve aleni şekilde devlete isyan ediyorlar, bölünme provaları yapıyorlar. Daha acı olanı artık sadece PKK yok. PKK'nın aldığı mesafe başta IŞİD olmak üzere, bütün terör örgütlerini iştahlandırmış, azdırmış ve harekete geçirmiştir.

                                       

AKIL TUTULMASI

        Ayn el Arap, PKK için de, IŞİD için de bir dönüm noktası olmuştur. Ülkenin başbakanı kürsülerden "Kobani'ye selam olsun" nutukları atıp, PYD'nin teröristlerine lahmacun ikram edilirken, buranın terör örgütleri için bir üs olacağını yazdık, söyledik. Şimdi, teröristler Kobani'nin PKK için yeni bir Kandil olduğunu söylüyorlar, ülkeyi idare edenler de, her türlü silahın, bombanın, belanın buradan açılan tünellerle Türkiye'ye sokulduğunu anlatıyorlar. Bizi asıl dehşete düşüren, başbakan Kobani'ye, yani PYD'ye lahmacun ısmarlayıp selam gönderirken de çılgınca alkışlanması, Kobani'nin terör kampı olduğunu söyleyip PYD'yi terörist ilan ederken de aynı şekilde alkışlanmasıdır. Dünyanın neresinde olursa olsun, bu durum bırakın alkışı, ağır siyasi sonuçlar doğurur. En azından, "bu ne yaman çelişki. Söylediğinizin hangisi doğru, bizimle dalga mı geçiyorsunuz?" diye sorarlar.Nasıl bir akıl tutulması yaşandığının ve bu kadar ağır ve yıkıcı yanlışa rağmen bu hükümetin nasıl ayakta kaldığının bundan daha çarpıcı ve daha yakıcı bir örneği olabilir mi?  

 

 İTİRAFLAR

        Bütün bu yazdıklarımızın içinde bizim ilave ettiğimiz tek bir harf yok. Sadece olanı, yaşananları, söylenenleri ve yapılanları hatırlatıyor ve sonrasında ne olduğunu ortaya koyuyoruz. Hala anlamayan veya bu yazdıklarımızdan şüphe duyan varsa, bir hatırlatma daha yapalım: Kurulan şeref masalarında PKK'nın her istediğini verdiklerini, PYD'li teröristleri hastanelerde tedavi ettirdiklerini bizzat AKP milletvekilleri televizyonların canlı yayınlarında itiraf etmediler mi?  AKP sayesinde hiç olmadıkları kadar güçlendiklerini, artık kalkışma yapabileceklerini, Türk devletiyle çatışabilecek konuma ulaştıklarını PKK'nın meclisteki uzantılarının büyük bir alçaklıkla ilan etmelerini nereye koyalım? Şehirlerin ele geçirilmesine, silah ve bomba yığılmasına seyirci kalındığını ülkeyi idare edenlerin kendileri söylemediler mi?

       İşte AKP, işte sonuç. Bu hazin manzara karşısında sadece analar değil, bütün millet ağlıyor.