Televizyon ekranlarında, gazete köşesinde ne zaman suratını görsem hep bir "sinsi adam" görmüş gibi olurdum. 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra durduğu yerde bile yalpalamaya başlaması ve daha sonra ekmeğini yediği, suyunu içtiği cemaati satınca hiç yanılmadığımı anladım.

Hele MHP'ye kaset operasyonu yapıldığı dönem Melih Gökçek'in kucağına oturup, Beyaz Tv ekranlarından "MHP seçimlerde havlu atabilir" diye sinsi sinsi cümleler kuran Hüseyin Gülerce'yi ondan sonra ne zaman görsem sadece tiksinti duyarım. O dönemlerde AKP'yi savunmak adına akıldan, mantıktan ve ahlaktan yoksun cümlelerle sürekli MHP'ye saldırıyordu.

Hüseyin Gülerce bu saldırıları karşısında, hakkında MHP tarafından dava açılınca da "Bu çok tehlikeli bir şey. MHP, avukatı aracılığıyla gazetecileri hedef gösteriyor" ağıtlar yakmaya başlamıştı. Kurnazlıkla ve sinsilikle kurduğu cümlelere bakmayıp, hedef gösterilmekten korkuyordu.

Hüseyin Gülerce bu saldırıları da cemaatin 2.adamı ve cemaatin sözcüsü pozlarında yapıyordu. Şimdi de cemaati satıyor ve cemaate yönelik operasyonlarda itirafçı yahut yönlendirici olduğuna dair yorumlar yapılmaktadır. Cemaatin içinde bile Truva atı olarak kalmış bir adamın "satmak ve satın alınma" özelliği muhakkak sorgulanmalıdır. Melih Gökçek tarafından kendisine villa ve  benzinlik verildiği, yakın akrabalarının Ankara Büyükşehir Belediyesinde müdür konumunda çalıştığı iddiaları sosyal medyada dönüp duruyor. Bu iddialar gerçek mi iftira mı bilemeyiz ama gördüğümüz kadarıyla Hüseyin Gülerce'nin ipini birileri "cemaati satacak" kadar sağlam tutmaktadır.

Düne kadar cemaatin 2.adamı ve cemaatin sözcüsü pozları veren ama bugün cemaati Recep Tayyip Erdoğan ağzıyla suçlayan ve cemaatteki arkadaşlarını AKP'ye satan adamdan her şey beklenir. 

Yaşından, başından utanmadan karakterini, kişiliği sorgulatan ve adını "Dönek Adam" olarak andıran Hüseyin Gülerce bu haliyle hem AKP'lilerin kullanıp dalga geçtiği, hem cemaatin aşağılamalarına maruz kalan birisi olmuştur.

Bu yaşta, bu muhataplığı yaşamasına mecbur bırakan hal nedir acaba?

Hangi menfaat yahut hangi korku bu sinsi adamı bu noktaya getirmiştir?

Herhalde bu durumu en iyi Melih Gökçek bilmektedir.

Bağımsız yargı bu sinsi adamı muhakkak sorgulamalıdır. Çünkü kullanışlı bir tip olarak birçok yerde el ve ayak izleri kesin vardır.

MHP'ye kaset operasyonları yapılırken kurduğu sinsi cümleler, cemaatin içinde üstlendiği Truva atlığı, Melih Gökçek'le ilişkileri sorgulanmalıdır. O yaşlı dede pozları arkasında ne karanlık oyun ve senaryolarda figüranlık yapmış belki daha net anlaşılır.

Duruşunda sinsilikten başka bir şey hissedilmeyen Hüseyin Gülerce, belki de Türkiye üzerinde sinsi oyun oynayanların maskotudur. Bakmak ve incelemek lazım.

2011 seçimlerinde "MHP seçimlerde havlu atabilir" diyen zavallı kendi karakterine, kişiliğine, şerefine havlu atmak üzere…Bunu da her kesim fark ediyor. 

 

YILDIRAY ÇİÇEK