AKP iktidarı 12 yılın 11'inde beraber yürüdüğü, her şeyi paylaştığı, her istenileni verdiği, defalarca şükran ve minnet duygularını dile getirdiği eski dostlarıyla kurduğu ve artık kesin şekilde ifşa olan kumpasların hesabını vermek yerine, bir de üste çıkmaya çabalayarak çok usta oldukları milletin aklıyla alay etmeye yeni aşamalar kazandırıyor. Başta zamanın başbakanı ve şimdiki Cumhurbaşkanı olmak üzere, AKP'i yönetenleri dinlerseniz, 12 yılın eseri olan derin ve büyük çöküşün tek ve değişmez sebebi paralel yapı zannedersiniz. Hatta işi o kadar ileri götürdü ki, bayrak indirme alçaklıklarından, 6-7 Ekim kalkışmalarına kadar her şeyi paralel yapıya bağladılar. 

Güya intikam alıyorlar 

Menfaat ortaklarının birbirine düşmesi sonucunda tarihin en büyük yolsuzluk ve rüşvet olayları ortalığa saçıldı. Şimdi de güya intikam alıyorlar. Türkiye'yi daha çok rezile ediyor, daha çok yalnızlaştırıyorlar. Bu çırpınışlar boşunadır. Paralel yapı denilen şey, tamamen AKP'nin ürünü, hatta ta kendisidir. Bir başbakan düşünün ki canını bile bu paralel yapı dediği kesime emanet etmiş. Bu kadar güvenmiş, bu kadar inanmış, bu kadar iç içe geçmiş. Eğer söylendiği gibi bir yanlışlık, bir kumpas, bir ihanet varsa, bunun hesabının sorulacağı yer bizzat hükümettir. Millet oyu paralel yapıya değil, AKP'ye verdi. Fırat'ın kenarında kaybolan koyunun hesabının sizden sorulacağını söylüyorsunuz, ama ülkenin varlığının birliğinin masaya yatırılmasının, bayrak indirilmesinin, tarihin en büyük yolsuzluk ve rüşvet iddialarının hesabını başkalarının vermesini bekliyorsunuz. İddia ettiğiniz gibi paralel yapı varsa ve bir takım hukuk dışı işler yapmışsa, bunun hesabını sormak sizin görevinizdir. Ortada çok ciddi ve çok inandırıcı iddialar var. Sadece Türkiye tarihinin değil, dünya tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvetlerinden söz ediliyor. Bunu paralel yapının ortaya çıkarmış olması, bunların yapılmadığı anlamına gelmediği gibi, bunun hesabının sorulması gereğini de ortadan kaldırmaz. 

Adli Tıp gerçeği ortaya koydu 

Ortalığa saçılan ses kayıtlarının "montaj" olduğu söylendi. Ancak her ne hikmetse, TÜBİTAK"ın Hayvanat Bahçesinden devşirilen uzmanlarının henüz dünyada hiç kimsenin bilmediği bir teknoloji ile ispatladığı, "hece hece montajlanmış" raporunu ellerine alıp da milletin karşısına çıkamadılar. Belli ki bu rapora kendileri de inanmamışlar. Aksi halde, meydanlarda "montaj" kayıtlarla darbe yapıldığını en son sınırına kadar bağıra bağıra anlatmazlar mıydı? Ama çok iyi biliyorlar ki, birileri bu dinleme kayıtlarını dünyanın saygın ve bilinen kurumlarına götürür, işin aslını ortaya çıkarır ve kurulan kumpası ifşa eder. Kaldı ki, o kayıtların gerçek olduğunu bütün uzmanlar zaten söyledi ve onayladılar. Nitekim Adli Tıp kurumu ses kayıtlarının gerçek kişilere ait olduğunu ve montaj bulunmadığını kanıtladı. 

12 yıl boyunca yanılmışlar! 

Biran için paralel yapıyla ilgili bütün söylenenlerin doğru olduğunu kabul edelim. Bu durumda dahi, ülkeyi 12 yıldır nasıl yönettiğinizi, hangi tehdit ve tehlikelere açık hale getirdiğinizi itiraf etmiş olmuyor musunuz? Siz her mikrofonu elinize alışınızda aynı ezberi tekrarlarken, bir kişi kalkıp, "sayın Cumhurbaşkanı onlar bunu yaparken, siz neredeydiniz? Niye müdahale etmediniz? Niye bunlara canınızı emanet ettiniz? Biz oyu size mi, paralel yapıya mı verdik" diye sorsa, acaba ne cevap vereceksiniz? "Yanılmışız, safmışız" sözleri bir gerekçe olamaz. Yanılmak elbette mümkündür, ama söz konusu olan12 yıldır. Bu kadar süre, bu kadar olayla ilgili yanılmaya başka şey söylenir ki, yeni bir davaya muhatap olmamak için bunu yazmıyorum. Ama en hafif şekliyle adama sunu sorarlar: "Siz bu kadar kolay ve bu kadar uzun süre yanılabiliyorsanız, kim bilir sizi kimler, hangi konularda nasıl yanıltılar ve bu ülkeye, bu millete nelere katlanmak zorunda kaldı?" 

Sen neymişsin paralel yapı? 

Ülkenin hali zaten her şeyi ortaya koyuyor. AKP'nin bizzat kendisi yanılgıdır. 3 defa verilen iktidara rağmen millet yanıltılmış ve ülke tarihinin en ağır bunalımlarını, en büyük talanlarını, en acı ihanetlerini ve en derin yalnızlıklarını yaşamaya mahkum edilmiştir. Bugün AKP'nin içeride İmralı canisinden, dışarıda Peşmerge Barzani'den başka tutunacak dalı, itibar edebileceği dostu kalmamıştır. Bu acı tabloyu dahi paralel yapıyla izah etmeye uğraşıyorlar. İmralı'daki bebek katiliyle kurulan şeref masalarını, ülkenin bölünmenin eşiğine getirilmiş olmasını, Suriye'nin bataklığa dönüştürülüp sınırımızın her türlü tehlikeye açık hale gelmesini, IŞİD'in semirtilip başta Türkiye olmak üzere bölgede herkesin başına bela edilmesini ve Türkmen katliamını meğer Pensilvanya tertiplemiş de kimsenin haberi olmamış. 

Daha neler yapmışlar 

Bu kadarla kalsa iyi. Askerin kafasına çuvalı da paralel yapı geçirtmiş. Ofer ve Oger talanlarını, Ali Dibo'ları, Deniz Fenerlerini bu haşhaşiler planlamış. Halının altına süpürmeyin takdimini yapanlar da, Obama'nın eline sopa verenler de, BOP Eşbaşkanlığıyla övünenler de meğer Pensilvanya'nın uzantılarıymış. Terörü yeniden azdırıp ihaneti körükleyen, "çözüm" yalanlarıyla ülkeyi pazarlığa çıkaran, İmralı'yı bir parti genel merkezine dönüştürüp oradan ülkenin gündeminin belirlenmesini sağlayan, burada kurulan pazarlık masalarında şeref arayan, dağa kaçırılan çocuklar için PKK uzantılarından himmet bekleyen, Türkiye'yi dünyada derin bir yalnızlığa sürükleyip Barzani'ye muhtaç eden, yine bu paralel yapıymış. Bakanların koluna milyon liralık saat takan, evlere ayakkabı kutuları içinde milyonları istifleyen, para kasaları yerleştiren, çocuğuna milyar doları sıfırlama talimatı veren bu vaaz lobisinden başkası değilmiş. 

Ganimet 

Bir yapılana bakın, bir de söylenene. Bu kadar çelişki, bu kadar yanlış, bu kadar tutarsızlık içinde yüzen bir iktidarın dünyada başka bir örneği var mıdır? İşte bu yüzden dünyanın hiçbir yerinde ciddiye alınmıyor. İşte bu yüzden hep kaybeden taraf Türkiye oluyor. İşte bu yüzden sadece ülke ve millet düşmanları seviniyor. İşte bu yüzden AKP'nin varlığı ganimet sayılıyor. 

 

ORHAN KARATAŞ