YSK resmen ilan etti: Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi YSK resmen ilan etti: Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi
Kan donduran bir iddia Hukukçu yazar Rubil Gökdemir'den geldi.

İddiaya göre, Türkiye ile AB arasındaki mültecilerin iade anlaşmasının perde arkasında, Suriyelilere Türk vatandaşlığının verilmesi mutabakatı da bulunmaktaydı.

Suriyeli mültecilere Türk Vatandaşlığının verilmesi; AB ülkelerinin elini mültecilerin geri iadesi konusunda rahatlatmaktadır.

Uluslararası teamüllere göre; ülkesinde iç savaş olan mültecilerin, sığındıkları ülkelerden çıkarılmaları konusunda bazı kısıtlamalar söz konusudur. Bilindiği gibi bu nedenle, Suriyeli mülteciler konusu tüm avrupa ülkelerinin kâbusu olmuştu.

Önceki Başbakan Davutoğlu'nun "Kayseri pazarlığı yaptık" şeklindeki açıklamasıyla kamuoyuna duyurulan görüşmelerde; Suriyeli mülteciler AB'den Türkiye'ye gönderilecek ve Türkiye, yeni sığınmacıların avrupaya geçişine engel olacaktı. Buna karşılık, Türkiye'ye 3 milyar Euro AB yardımı yapılacaktı.

Özellikle Alman Başbakanı Angela Merkel'in başını çektiği AB'nin lider devletleri, kendi kamuoylarına, mültecileri Türkiye'de tutarak ülkelerini çok büyük bir diplomatik beladan kurtaracaklarını açıklamışlardı... 

Ancak Davutoğlu'nun değişikliği bu pazarlıkları durdurmuştu.

AB için, Suriyeli Mülteci tehlikesi yeniden ciddi boyutlara varmıştı!

Tam bu sırada, birden bire ne olduysa(!) Suriyelilere Türk Vatandaşlığının verilmesi gündeme bomba gibi düştü. 

Suriyeli sığınmacılara Türk Vatandaşlığının verilmesi sadece AB'nin işine yarıyordu. 

Bu sayede, AB ülkelerine sığınacak mültecilere; Suriyeli değil de, Türk vatandaşıymış gibi işlem yapılacaktı.

Kısaca, hızlıca Türkiye'ye iade edileceklerdi!

İşte Rubil Gökdemir de, bu ilginç duruma dikkat çekiyor ve bunun AB ülkeleri ile, Türkiye'nin en üst makamları arasındaki bir mutabakat sonucu olduğunu dile getiriyor. 

Kısaca; Suriyelilere Vatandaşlık verilmesi konusu sanıldığı gibi sadece Suriyelileri oy deposu olarak kullanmak istemekten değil, gerçekte AB tehditlerinden kaynaklanmaktadır.

Tehdit konusunu biraz açmak gerekirse;

Normal şartlarda; bir tehdit söz konusu olmadığı hallerde, kim ve neden böyle bir karar almak isteyebilir? sorusu sadece Türk vatandaşlığına devşirilecek Suriyelilerin potansiyel seçmen olmasıyla açıklanamaz.

Çünkü Suriyelilerin vereceği oyların yönünü tahmin edebiliriz ama asla net olarak kestiremeyiz. Her şey sandık başında belli olur. AKP politikalarından dolayı yurtsuz kaldıklarını düşünerek, zaman içinde bir AKP antipatisinin doğmayacağını kimse garanti edemez.

O halde bu Suriyeli sığınmacılara Türk Vatandaşlığı verilmesinin tek bir kazananı vardır: O da AB'dir.

Konuya böyle bakıldığında; akıllara son dönemde başta İsrail, Rusya ve Amerika olmak üzere bir takım şüpheli makas değiştirmeler gelmektedir. Bu konudaki iddialar malum olduğu üzere, bu ülkelerin Türkiye'de yaşanan bir takım hukuk dışı gelişmelerden dolayı sıkıştırdıkları ve bunları koz olarak kullanıp Türk hükümetine her istediklerini yaptırdıkları şeklindedir.

Eğer bu iddialar gerçekse, şimdi tehditle iş gördürme zincirine AB halkası da dahil olmuş görünmektedir.

Rubil Gökdemir, görüşlerini bu şekilde açıklamış ve oynanan oyun nedeniyle özgür haber alma hürriyetlerinin giderek daha çok kısıtlandığını görmekten duyduğu üzüntüyü dile getirmiştir.


(Haberalp-Özel haberimiz kaynak gösterilmeden kullanılamaz) 

Editör: TE Bilisim