Şehrin dağların avucunda Rus işgalinden kurtuluşundan bu yana en büyük toplumsal organizasyonu 15 Şubat kurtuluş törenleridir. Çocukluğumuzda köyden şehre damperli Nafaga kamyonu ile gelirdik. O gece sabaha kadar heyecandan uyuyamaz sabah erkenden köylerden akın akın şehir merkezi zafer meydanına toplanırdık.

Meydanda her türlü geleneksel eğlence orjinal yöresel imkanlarla her yıl yenileri ile güncellenir bir sene konuşacağımız çok güzel program olurdu. Şahsen Rus işgalinde esir alınıp esir kamplarına götürülen orada bin bir türlü çile çeken bir esir dedenin torunu olup o işgal hafızası olan birisi için kurtuluş daha anlamlı hale geliyordu.

Zaman zaman bizzat iştirak ettiğimiz gurbete çıkınca her kurtuluş törenini TV’lerden hasretle beklediğimiz gurbette mutlaka her yıl kurtuluş geceleri düzenlediğimiz bazen TV’den izlemeyi unuttuğumuz zaman Gümüşhane’nin kurtuluş haberini gece haberlerinden tekrarını beklerdik.

İşte bu kurtuluş mücadelesinin verildiği şehrin en kuzey kesimi Kürtün’ün Harşit vadisi zirvelerinde vadi boyunca Karadeniz’in Çanakkalesi Harşit savunması, savunmayı yapan kahramanlar Rus bölük taburlarını komple yok eden kahramanların Kabaktepe, Bağlama mücadeleleri sonucu Gümüşhane ve bölge ülke bize yurt yapıldı.

Yeni bir milliyetçilik yaklaşımı arayanlara! Yeni bir milliyetçilik yaklaşımı arayanlara!

O mücadele kurtuluşumuzun temelidir. O köylerde torunlarının hatıraları olan kahraman dedelerine sadakatı, vefası gereği kutsaldır. Çünkü kahramanların köyünün civarı, dağında, taşında oralarda kabirleri vardır. Oralar vatandır hatıradır.

İşte kurtuluş mücadelesi sonucu oluşan fiili ilçe, il, köy sınırları Rus’a karşı ülke korunduğu gibi komşu köyler ilçeler karşılıklı ihtilaflar ile bedel ödeyerek herkesin köyü mezra sınırları belli olmuştur. Bunu yok kabul ederek siyasi nüfuzla bu insanların köyünün ilinin sınırları değişmemelidir. Bu kurtuluş töreni aslında Kürtün Kabaktepe’de kurşun yağmuruna tutulan kahramanlara siper olan taşın arkasında kurşun izleri hala ayakta olan Bağlama köyü tepelerindeki temsilen yapılmalıydı.

Hiç bir insanın köyünün sınırı haksız siyasi nüfuzla oldu-bittilerle değişmemelidir. Bunu hiç bir onur gurur sahibi insan kabul edemez. Evet eski Adalet ve Milli Savunma bakanının bugün Kuşakkaya gazetesindeki bir cümlesi her şeyi özetliyor:  “Eğer yekvücut halinde hiç bir mücadele etmeden topraklarımızı kaybedeceksek, kurtuluşumuzu kutlamanın bir anlamı yoktur.”

Evet bu kurtuluş törenini şehir sakinlerine köylülere yaptırsak olağanüstü güzel bir program ortaya konabilirdi. Bu konuda 10 numara çok düşük maliyete milletin iştirakiyle bu mümkündür.

Çok üzgünüz 15 Şubat kurtuluş sevinç, düğün günümüz değil hüzün günümüz olmuştur.


Sabri ŞENEL / 17.02.2022 - Ümraniye/ İstanbul


(Resim Namık Kutay)

Editör: TE Bilisim