Gümüşhane'de 3 kızıl geyik ormana salındı Gümüşhane'de 3 kızıl geyik ormana salındı
HADİSLERİN DOĞDUĞU ZEMİN:
Dördüncü halife olan Ali bin Ebi Talip ile Ebu Sufyan'ın oğlu Muaviye arasındaki savaşı "hakem" sahtekarlığıyla kazanınca Muaviye kendini halife ilan etti ve 91 yıl süren Emevi saltanat dönemi başlamış oldu. 
 Emevilerin birinci halifesi olan  Muaviye’nin ardından gelen oğlu Yezid ise (646-683) birçok isyan ve  ayaklanmayı bastırmakla uğraştı. 
Bu ayaklanmaların en önemlisi Hicri 10 Muharrem 61: Miladi 680 yılında Kerbelâ’da yaşandı. 
Yezid’in ordusu Allah Resulü'nün bütün torunlarını acımasızca katletti.
Daha sonra Abdullah bin Hanzala'nın önderliğinde kendisine karşı ayaklanan Medine’yi Müslim bin Ukbe komutasında, Bizans ordusu ile birlikte bastı, Emevi ve Bizans ordusu, Allah Resulü'nün arkadaşlarının hanımlarına, kızlarına ve gelinlerine üç gün boyunca tecavüz etti.
(Hicri 63: Miladi 683) 
Bu baskında 80 sahabi ile birlikte 10 bin kişi katledildi.  
 Emevi ordusu, ardından Allah Resulü'nün sahabesi olan Zübeyir bin Avvam'ın oğlunun isyanını bastırmak için Yusuf bin Haccac komutasında Mescid-i Haram ile birlikte Mekke’yi  mancınıklarla fırlattıkları ateş toplarıyla yerle bir etti. 
Kerbelâ ve Harre olayında olduğu gibi zorbalık yapıp büyük günahlar işleyenler, yaptıklarını meşru göstermek ve kendilerini aklamak için hadis üretme merkezleri kurmaya başladılar. 
Mesela: Büyük hadis kitaplarından herhangi birinin iman bölümü açıldığı zaman şunların yazıldığı görülür; 
“Kalbinde hardal tanesi kadar imanı olan bir kimse deniz köpüğü kadar günah işlemiş olsa bile affolur” Yani, “Kerbela’da bu katliamları yaptım ama kalbimde iman var. O zaman bu günahların affedilmesi lazım, çünkü Allah Resulü böyle buyurmuş!”
Dolayısıyla bana karşı kalbinizde bir kin ve düşmanlığın olması Allah Resulü'nün hadislerine aykırı olacaktır. 
Bu uydurmalara daha başka birçok örnek verebiliriz. 
İkindi namazı kılanların o günkü günahları affolur.
 "Cuma namazı kılanların o haftaki günahları affedilir, hacca gidenin bir yıllık günahları affedilir, Arafat’a çıkanın kul hakkı da affedilir.  
Aslında bu deli zırvalarının hepsi Allah'ın indirdiği akıl dolu kitab-a hakaret etmekti.  
Bunların hepsi ahmakça  uydurmalardı. 
Fakat "sahih" hadis kitaplarına geçince nesilden nesile aktarıldı, bunların etrafında saçma sapan  bir din inşa edildi ve günümüze kadar ulaştı.
Görüldüğü gibi daha İslamın ilk yüzyılında Müslümanlar arasında çıkan iç savaşlarda binlerce kişi hayatını kaybetmişti.
 Sadece Ali ile Muaviye arasında geçen Sıffin savaşında ölenlerin sayısı 70 bini buluyordu. 70 bin rakamını o günkü islam dünyasının nüfusuyla orantılayıp günümüze uyarladığınızda durumun korkunçluğu ortaya çıkar. 
Bu olaylar Allah Resulü'nün vefatına en yakın tarihlerde cereyan ediyordu. 
Daha sonraki tarihlerde yani Ehl-i Sünnet dininin doğduğu zemin olan Emevi- Abbasi dönemi tam bir vahşet ve katliamların yaşandığı dönem olmuştur. 
Muaviye’nin Emevi zihniyet darbesi oligarşik bir dini diktatörlük dönemi başlattı ve inşa edilen rivayet dini İslam dünyasının sonraki tüm asırlarını etkisi altına aldı.  
Emevi darbesiyle birlikte “Ehl-i Sünnet saltanat ideolojisi” ve “Şii İmamet mitolojisi” diyebileceğimiz bir iktidar ve bir de ana muhalefet akımı oluştu.
 Siyasi krizler bu iki ana akım üzerine bina edildi, bunlar dışında başka bir yol üretilemedi.

ALİ AYDIN.

Editör: TE Bilisim