Gümüşhane ekibiyle 30 saat sonra gelen mutluluk Gümüşhane ekibiyle 30 saat sonra gelen mutluluk
MHP eski Genel Başkan Adayı İsmail Hakkı KÜPCÜ, Anayasanın devlet–millet birlikteliğini sarsılmaz yapıda buluşturan bir temel ve çatı olduğunu söyledi. Bu anlamda Anayasa yapmanın bir ülkenin en ciddi işi olduğunu belirtti. 
KÜPCÜ devamla “Kenan Evren ve arkadaşlarının seçtiği insanların yaptığı anayasa %92 oy aldı. Ama sonrasında eksikleri giderilmekle bitirilemedi.
Fakat bu yanlış şimdi, başka bir yanlışla düzetilmek isteniyor. 1982 Anayasasını yapacak insanları, 5 kişi seçmişti. Şimdi sadece 1 kişi seçiyor. Dolayısıyla mevcut yasama meclisinin yapacağı anayasanın ömrünün, %92 kabul gören 1982 Anayasasından da az olacağı aşikâr. 
Anayasa bir toplum sözleşmesidir. Anayasa yapmak halkın işidir. Anayasayı siyasi olmayan ve halk tarafından seçilen önderler yapar” dedi.
KÜPCÜ “O halde çözüm yolu ne olmalıdır?” diyerek çözüm tekliflerini sıraladı.
“Öncelikle Anayasa, ülke için düşünülen demokrasi sistemine uygun olmalıdır. Dünyada uygulanan üç tip demokrasi vardır.
Türkiye parlamenter sistemi seçtiği için, Anayasamız da bunun yapısını tanımlamalıdır. Eğer başka bir sistem düşünülürse, bütün anayasa çalışmaları yeni sisteme göre tasarlanmalıdır.
Demokrasinin kuvvetleri, hepimizin bildiği gibi 3Y dir. Yasama–Yürütme–Yargı. Ancak bu güçlerin ayrılığını destekleyip, çatının yıkılmasını engelleyenler ise Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunudur. Bu iki kanunu aynı ciddiyetle ele almayan bir anayasa topal olur. Sonuçta yine “Egemenlik Milletin” değil, parti liderlerinin olur” diyen KÜPCÜ, “ANAYASA NASIL YAPILMALIDIR” sorusuna;
“En azından son on yılında aktif görev almayarak siyasetin dışında kalmış ve ileride de politik bir makama aday olmayacağını taahhüt eden insanlar yapmalıdır. Toplumun her kesimini temsil edecek şekilde çok çeşitli kurum ve kuruluşlardan bilgili ve arif insanlar seçilerek yeni bir meclis oluşturulmalıdır.
Bu meclisin adı Türkiye Anayasa Hazırlama Meclisidir” dedi.
Peki, süreç nasıl işlemelidir ki, mümkün olduğu kadar kalıcı bir sonuç alınsın? Sorusuna ise;
“Önce TBMM; kendisi, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay’ın katılımı ile bir Anayasa Hazırlık Komisyonu kurulması için karar almalıdır. Bu komisyon 3-5 ay içerisinde bir Anayasa Hazırlama Ön Meclisi kurulması için kanun tasarısı hazırlar. TBMM’ye sunar. TBMM, bu ön meclisin kurulması, kuruluş ve çalışma şartları hakkında kanun taslağı hazırlamasını öngören bir kanun çıkarır.
Bu ön meclis yaklaşık 1 yıl çalışır. Bu sürede Türkiye Anayasa Hazırlama Meclisinin oluşumunda kontenjan verilecek yerleri, kontenjan sayılarını, meclisin seçilmesinin nasıl olacağını, nasıl çalışacağını, nasıl yönetileceğini, meclis üyelerine tanınacak hak ve yetkileri, halk oylamasının kurallarını, tartışılacak anayasanın temellerini, eski anayasada muhafaza edilmesi zorunlu maddeleri gibi, meclisin kurulma, yönetilme ve çalışma şartlarını belirler. Anayasa Ön hazırlama Meclisi, oluşturduğu bu tasarıyı, TBMM’nin diğer hukuk kurumlarıyla birlikte kurduğu, ilk komisyona sunar. Komisyon ana muhtevasını bozmadan onayladığı bu tasarıyı TBMM’ye gönderir.
TBMM’nin bu tasarıyı onaylamasıyla hem komisyon hem ön meclis görevini tamamlamış olur ve feshedilirler. Ön meclis üyelerinden isteyenler, Türkiye Anayasa Hazırlama Meclisine aday olabilirler.
Türkiye Anayasa Hazırlama Meclisi, TBMM’den çıkan kanuna uygun olarak seçilir ve çalışır. Seçilme dönemleri yeni TBMM ile aynı gün olabilir.3-4 yıl içerisinde halkoyuna sunulacak anayasayı hazırlar. Her toplantısını ayrı bir şehirde yapabilir. Böylece ülkenin her bölgesindeki halk ile temas kurulmuş olur. Hazırlıkların son hali, halkoyuna sunulmalıdır. Kesinlikle mevcut TBMM’nin onayına sunulmamalıdır. Ama halkoyuna sunma işlemini, TBMM yapmalıdır. Mevcut yasama meclisinin bu konudaki bir başka görevi, Anayasa halkoyu ile kabul edilirse, o Anayasayı aynen onaylayarak hukuki işlemi tamamlamaktır.
Eğer Anayasa Hazırlama Meclisinin üzerinde kesin anlaşmaya varamadığı maddeler varsa, bunlar maddeler halinde ayrıca kısmi referandum yapılarak oylanabilir.
Anayasa hazırlanırken önemli olan, işin ruhunun tespitidir. Esas olan yol göstericiliğidir. Anayasa ayrıntılar manzumesi değildir. Gerek İslamiyet’te gerekse evrensel hukukta asıl olan insan haklarının, inanç hürriyetinin ve hukukun üstünlüğüdür” diyen KÜPCÜ son olarak;
“Unutulmamalı ki, devlet güçlü ve adil olmadan, millet müreffeh olmaz. Millet müreffeh olmadan birey huzur bulamaz. Devletin egemenliği, bütün olarak milletindir. Parçalara ayrılamaz. Devletin dili tektir, ama halkın dili çoktur.
Türk adını tarih vermiştir. Belgeli tarih olan son 2000 yılda, Türkler en etkili olmuş millettir. Dolayısıyla Türklük, vatandaşlık bağıyla sınırlı değildir.
Türkler, kendilerinin kurup, kendilerinin korudukları devletlerinde, birlikte yaşadıkları halkları kardeşleri bilmişler, onları, kendileri fedakârlık yaparak huzur içerisinde parlak bir şekilde yaşatmışlar, Batının ve başkalarının sömürgeci anlayışlarına karşı korumuşlardır. Türklerin kardeşliğini istemeyenler ise sonuçlarına katlanmışlardır. Türklerin Orta Asya’daki devletlerinden itibaren tarih bu duruma şahittir” dedi.

Editör: TE Bilisim