Hani Türkler Göçebe Bir Kavimdi? Hani Türkler Göçebe Bir Kavimdi?
 Gemicilerden Ayberk Mutlu, “Cezaevindeyken 24 saatte 10 dakika ihtiyaç izni veriyorlardı” derken, 55 kilo veren Giray Terzi, “Bir yıl demir üzerinde uyudum. İstanbul’a geldiğimde gece yatak beni rahatsız etti” dedi.

Onların bir yılı aşan esaret öyküsü, Avustralyalı bir işadamının Muğla’nın Bodrum İlçesi’nde satın aldığı özel yatı ülkesine götürmek için 10 Türk gemiciyle anlaşmasıyla başladı. Avustralyalı işadamının yatını Bodrum’dan alıp yola çıkan grupta güvenlik amacıyla bulunan emekli 2 SAT komandosu, ücrette anlaşamadıklarını belirterek Kıbrıs’a geldiklerinde işadamının yatından indi.
Tekrar yola çıkan yat, Süveyş Kanalı’nı geçerken Mısır yetkilileri tarafından 15 Ekim 2014’te durduruldu. Yapılan aramada 248 fişek ele geçirildi. 8 gemici, fişeklerin güvenlik için gemide bulunan 2 emekli SAT komandosunun pompalı tüfeklerinin fişeği olduğunu belirtmesine karşın tutuklanarak 8 metrekarelik bir hücreye konuldu. Üç duruşma boyunca Türkçe bilmeyen tercüman atanması nedeniyle 8 Türk gemici savunma yapamadı.

Gemide bulunan mermilerin savaş mühimmatı olmadığı ortaya çıktı ve Dışişleri Bakanlığı devreye girdi. Yapılan görüşmeler sonucunda mahkeme 12 ayı aşkın süredir tutuklu bulunan 8 gemiciyi serbest bıraktı.
Beraat kararının ardından yat kaptanı Mehmet Cevahir Açıkalın ile yat personeli Aydın Karaca, Muammer Aygel, Recep Dursun, Yunus Atalay, Giray Terzi, Ümit Tarım ve Ayberk Mutlu önceki gece THY’nin tarifeli uçağıyla İstanbul’a geldi. Polise ifade verdikten sonra yurda giriş yapan 8 gemici, Atatürk Havalimanı’nda herhangi bir açıklamada bulunmadı. Giray Terzi, kendisini karşılamaya İstanbul’a gelemeyen annesine, yakınlarıyla çektirdiği fotoğrafları ve ‘selfie’sini gönderdi.
Gemicilerden Trabzonlu olan Ayberk Mutlu ve Giray Terzi, dün öğleden sonra uçakla memleketleri Trabzon’a gitti. Havaalanında aileleri ve yakınlarıyla kucaklaşan Mutlu ve Terzi, esaret günlerini anlattı. Ayberk Mutlu ve Giray Terzi, cezaevinde tutuklu kaldıkları süre içerisinde kendilerine 24 saatte, 10 dakika izin verildiğini ve bu izin sırasında da tüm ihtiyaçlarını giderdiklerini söyledi.



‘GÖKYÜZÜNE HASRET KALDIK’
Mısır’daki cezaevinde 8 arkadaş aynı koğuşta kaldıklarını belirten Ayberk Mutlu, “Hiçbir suçumuz yokken bir yıl tutuklu kaldık. Sonunda ailemize kavuştuk. Cezaevinde bulunduğumuz sırada duş ve tuvaleti aynı anda yapıyorduk. 10 dakika dolunca hemen odaya geri dönüyorduk. Yemek ihtiyacımızı kendi kumanyamızdan hallediyorduk. Hepimiz küçük bir koğuştaydık. Gökyüzünü bile göremiyorduk. Odanın dört bir tarafı kapalı, tavanda ise havalandırma vardı. O havalandırma gökyüzü ile bizim aramızdaydı. Biz cezaevinin ikinci katındaydık. Ama duvarın yüksekliği üçüncü katı geçiyordu. Müslüman olduğumuz için bize iyi davrandılar” dedi.
Türkiye’deki ilk gecesini geçirdiği İstanbul’da, yatakta uyuyamadığını dile getiren Terzi, “Bir yıl demir üzerinde uyuduğum için yatak beni rahatsız etti” diye konuştu.
‘TERCÜMANA 2 GÜN ÖNCE BİLDİRMİŞLER’
Tutuklu kaldıkları süre içerisinde tercüman bulunamadığını belirten Giray Terzi “Son duruşmada tercümana nerede olduğunu sordum. 2 gün önce durumun kendisine bildirildiğini söyledi. Defalarca tercüman olmadığı için mahkemede ifade veremedik. Siyasi olarak cezaevinde boş yere hapis yattık. Bu süre zarfındaysa 55 kilo verdim” dedi. Anne Melek Terzi ise kilo veren oğlu için “Yok yere ne hale gelmiş” derken oğluna kavuştuğu için çok mutlu olduğunu ifade etti.

Editör: TE Bilisim