1-1-1950'de başlayan hayatımın bugüne değin bana öğrettiği en büyük ders ümitsiz olmamak oldu. Toplum olaylarının matematiği olmaz, her ümitsiz durum bir anda ümide dönebilir. Yeter ki gerekli ortam sağlansın. 2024’de Türkiye, zor günlerinde; siyaseten, ekonomik olarak, toplum yapısı olarak, sığınmacılar konusuyla, hukuk sistemiyle, eğitim yapısıyla, deprem beklentileriyle... vb. konularda yanlışlar yapmakta, özünden uzaklaşan yapıda kararlar almakta ve sonunu getirecek hızla şelaleye doğru sürükleniyor. Bugün Anneler Günü'ndeyiz, milletimizin anası olan Türk Vatanı da Milletimizi doğuran Türk Anavatanıdır. Türk Anavatanı, Türk evlatlarından ona sahip çıkmasını bekliyor, topraklarının, limanlarının, ovalarının, dağlarının ve ormanlarının yabancılara satılmamasını istemiyor. Ana vatan, evlatlarını bu günler için doğurmadı, büyütmedi. Bu vatanın çocuklarının akıllarını başlarına almaları vakti geldi ve geçiyor.

Türk Milletinin tek çıkışı var, o da demokrasi yolundan gitmek, iktidara gelmek ve milli egemenliğine Türkiye Cumhuriyeti’nin başlangıç yıllarında olduğu gibi sahip çıkmak. En yakıcı ifadesiyle Türk Milletinin kendisinin iktidara gelmesi dışında başka bir yolu yok. Bu yolda gidebilmek için ön şart siyasi bir yapılanmanızın olma gereğidir. 26 Ağustos 1921 Büyük Taarruz, İstiklal Savaşımızın zaferiyle kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ne giden yolun en önemli dönüm noktası idi, bu tarihten 100 yıl sonrasında 26 Ağustos 2021'de kurulan ZAFER Partisinin Türkiye’deki siyasi yapılar içinde temellerini Türkiye Devletinin Kuruluş esaslarından alan tek siyasi parti olduğuna inanıyorum. Zafer Partisinin amasız, fakatsız, hiçbir ödün vermeden savunduğu 1924 Kuruluş Anayasası bunun en belirgin kanıtıdır. Kuruluş ilkelerimiz, Cumhuriyettir, Üniter Devlettir, Tek Dil Türkçedir, Tek Türk Bayrağıdır, Başşehri Ankara’dır, Laik yönetim yapısıdır.

Kırmızı çizgisi bu vatanın kuruluş ilkeleri olan Türk Milletinin evlatları olarak sadece son üç yılda olanları sizlerle birlikte hatırlayalım:

- Türk Milleti olarak 1921-1924 anayasalarındaki hayati ayrıntıyı Sayın Ümit Özdağ’ın konuya dikkat çekmesi ile kavradık.

- Sığınmacı konusunun ulaşacağı tehlikeler Ümit Özdağ Bey gayretleri ile kamuoyunun gündemine geldi.

- Yerel Yönetimler Yasasındaki özerklik konusunun federal yapıya giden yol olduğu,

- Büyük şehir yasası ile köylerin tarımdan uzaklaştırıldığını,

- Ordumuzda asker sayısının yetersizliği, sağlık sisteminin kaldırılması, yargı sisteminin kaldırılması, askeri okullarımızın yeniden açılmasını.

- Yabancılara toprak satışı ve sınırsız mülk edinmeleri, para ile T.C. vatandaşlığının satılması

- Sınır güvenliğinin sağlanabilmesi için acil tedbirler alınması

Tüm bu gibi Türkiye’nin kuruluş esaslarına dönme mücadelesi makam adına değil vatan için maddi imkansızlıklar içinde yapılmakta bunu en iyi sizler gözlemlemektesiniz. Anayasa değiştirme noktasına gelinen bu ortamda artık herkes kendine yakışanı yapmalıdır. Tabelalardan T.C. olan devlet adımız yer yer çıkarıldı sessiz kalındı, Türk Bayrağı, İstiklal Marşı tartışılır oldu sessiz kalındı, Egede adalarımız işgal edilmekte sessiz kalınıyor. Bir de tüm bu olanlar karşısında ben tarafsızım diyen üçüncü bir insan türü oluştu. Şimdilik bu gibi hastalıklı kafa yapısında olanları bir başka zaman irdeleyelim.

Müslüman olmayan Türk, Türk değil midir? Müslüman olmayan Türk, Türk değil midir?

Gerçekler acıdır, yukarıda özetlemeye çalıştığım birçok hayati konu son üç yıldır kim tarafından ortaya getirildi? Kim tüm bu konuların takipçisi?

Türk aydını bugün bu değerlendirmeleri tüm yönleriyle yapmaya mecbursun.

Türk aydını kendini ‘’TOP ve POP’’ ile meşgul ederek kendini daha ne kadar oyalayacaksın. Türk aydını yüzbinlerce Türk genci Türkiye’den gitme kararında.

Türk aydını Türk Milleti açlığa sürükleniyor, bunu en iyi sen görüyorsun.

Türk Aydını derken arkanıza bakmayın, size söylüyorum, bu satırları okuyan size sözüm, aklı başında her Türk Milletinin evladı Türk Aydınıdır.

Çünkü söz konusu vatandır.

Ya Cumhuriyetin kuruluştaki kararlı yapısına döneriz ya da İstiklal Savaşı öncesine yani tam sömürge olma yolunda kendimizi ümitsiz bir ortam içinde çabalar dururuz.

Elimizdeki ümidimize, Ümit Özdağ Beye ve Zafer Partisine sahip çıkalım.

Bunu yaparken serin kanlılıkla günümüzdeki her siyasi parti başkanının bilgisini karşılaştırın, siyasi partilerin tüzüklerini karşılaştırın. Zafer Partisinin kuruluşundan bugüne geçen son üç yılda son seçimlerde aldığı 1.101.483 oy ile önemli bir cepheyi kucaklamakta olduğunu ve tutup koruduğunu unutmayalım.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş esaslarından ödün vermeme mücadelesinde Türk Aydını yerini seçmeli.

Başlangıçta verdiğim doğum tarihim bu görüşlerimi sizlere aktarma cesaretini bana verdi.

Tatbikî herkes kendine yakışanı yapmakta serbesttir.

Esen kalınız.

Turgay Tüfekçioğlu

Editör: Kerim Öztürk