✍️ | Ernail KOÇ‘un kaleminden
“GUDUZ KAŞIK”
Şehirlerin fakir semtlerinde, kasabalarda, köylerde, genellikle tahta kaşık kullanılırdı.
Tahta kaşığın sapı kırıldığında onu israf edip atmaz genellikle yemek harcı yapmada kullanırlar bu kaşığa da ‘guduz kaşık’ denirdi.
Guduz kaşıkla çocuklar yemek yemeyi çok sevdikleri gibi çoğunlukla da çocuk kaşığı olarak da kullanılırdı.
Dönemine göre sözde varlıklı aile mensubu olan bir ağabeyim anlatmıştı;
Akşamın bir vaktinde kapımızın önünde kavga sesleri…
Dedem koştu kavga edenleri ayırdı yüzü gözü kan revan içinde yaşlı olanı eve getirdi sofraya oturttu fazla kaşık olmadığı için kendi kaşığı ile bir yaşlı adam bir dedem değişerek ve hep birlikte sofradaki yemeğe kaşık sallıyoruz.
Tabii biz çocuğuz tiksiniyoruz.
Sonra dedem’e,
‘Yaaa dede nasıl yedin tiksinmedin mi?’ diye sitem ettiğimizde dedem;
‘Size ne köpeğin çocukları!’ diye bizi azarlamıştı.
*
Bir başka ağabeyim ise;
Yokluk dönemi annem ablalarıma ;
kalkın gelen giden olur birşeyler pişirin diye azarlardı.
Ablalarımda;
-Anne evde birşey yok ki ne pişirelim?
Annem,
-Ne bulursanız onu pişirin! derdi.
Sonraki yıllarda rastladığım bazı dostlar ‘biz annenin çok yemeğini yerdik’ derdi.
Halbuki bizim evde çorbadan başka birşey pişmezdi ama,
insanlar çok yoksuldu.
*
İşte o guduz kaşıkla büyüyenlerin, aynı kaşıkla yemek yiyenlerin, yavan çorbasını herkesle paylaşanların dayanışma ruhu, birlikte yaşama şuuru ile bu ülke kazanıldı, bu cumhuriyet kuruldu.
*
-Kuran-ı Kerimdeki “İKRA (OKU)”,
-Çanakkale’deki “DUR YOLCU”,
-İstiklal Marşındaki “KORKMA, SÖNMEZ”
emirlerinin idraki ile MİLLET olma şuuruna erişen
YÜCE TÜRK MİLLETİNİN CUMHURİYET BAYRAMI KUTLU OLSUN.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.