AKP'nin ne olduğu, nereden gelip nereye gittiği, kime ve neye hizmet ettiği artık ortaya çıkmıştır. Akıl ve ruh sağlığı yerinde olan herkes, özel bir misyonla kurulan, bir toplum mühendisliği ürünü olarak siyaset sahnesine sürülen ve iktidara taşınan bu yapının varlık sebebini görmüş ve anlamıştır. Zaten üçüncü iktidar dönemiyle birlikte varlık sebeplerinin gereğini yapmak için açıktan harekete geçmişlerdir.

 

Millet ümitsiz, devlet çaresiz

AKP, bugüne kadar kendisine iktidar yolu açanların beklentilerini ve hesaplarını boşa çıkarmamıştır. Zaten böyle bir niyeti de, böyle bir imkanı da hiçbir zaman olmamıştır. Zira, sifonun ipini elinde tutanlar, beyzbol sopası gösterenler başka türlüsüne müsaade etmeyeceklerini çok net olarak ortaya koymuşlardır. AKP ile geçen 11 yılın sonunda Türkiye'nin ne durumda olduğuna bakıldığında görün şudur: Millet ümitsiz, devlet çaresiz, Cumhuriyet tehlikededir.

 

Ülkenin 90 yıllık kurumları yıkılmış, milli birlik tehlikeye düşmüş, bölünmez bütünlük tehdit altına germiştir. İçeride ve dışarıda bu ülkeyle, bu milletle meselesi olan her kim varsa payına düşeni alabilmek için sıraya girmiş ve mesafe almıştır.

 

BOP Eşbaşkanlığı görevi her şeyin önüne geçmiş, Türkiye bu kanlı projeye göre vaziyet almak zorunda bırakılmıştır. Bütün komşularımızla savaşın eşiğine gelmiş durumdayız. Son Mısır darbesi sonrasında bir defa daha görüldü ki, saygınlığı ve itibarı yerlerde sürünen, iddia ve önceliklerini kaybetmiş, her türlü etkiye ve tehlikeye açık bir ülke durumundayız. Türkiye'nin varlığına ve birliğine silahlı bir kalkışmayla kast eden PKK, AKP'nin ortağı haline gelmiştir. Hem de her dediğini yaptıran, büyük ortak konumundadır. İmralı'daki cani istediği gibi hareket etmekte, talimatlar vermekte ve sonuç almaktadır. Kandil katilleri bile Türk siyasetine yön verecek ve AKP'ye yol haritası gönderecek kadar küstahlaşmışlardır.

 

Milet bu durumu nasıl hazmediyor?

AKP'nin iktidar olduğu ülkenin akıbetinin bu olacağını daha ilk döneminde görüyor ve söylüyorduk. AKP'ye iktidar vermenin bu milletin intiharı olacağını anlatmaya çalıştık. Ancak, Türk tarihinde eşine rastlanmamış bir akıl tutulması ile AKP yüzde 50 ile iktidara taşındı. Bu durum AKP'nin cüretini daha da arttırmış ve kendisini piyasaya sürenlerin istek ve taleplerini daha gözü kara biçimde yerine getirmek için seferber olmuştur. Bütün bunları gördükten ve acı biçimde yaşadıktan sonra bir türlü anlayamadığımız, kabul edemediğimiz ve daha önce de sorduğumuz soru şudur:

 

Türkiye milleti gibi, yüzde 99'u Müslüman olan, vatan ve bayrak sevgisinin her zaman zirvede tutan, en zor ve sıkıntılı dönemlerinde milli birliğin, dayanışmanın, paylaşmanın mükemmel örneklerini veren bir millet bu durumu, bütün bu yaşananları nasıl kabullenebiliyor? Nasıl hazmediyor? Bu kabullenmeyi, bu sessizliği ve boş vermişliği hiçbir ölçüye, hiçbir değere, hiçbir menfaate sığdıramıyoruz.

 

Bir de Anayasa yapacaklar

Biz mi yanlış düşünüyoruz, bu millet mi değerlerini ve ölçülerini kaybetti? Eğer bu millet bizim bildiğimiz, bizim tanıdığımız, bizim içinde olduğumuz Türk milletiyse, ülkenin şu anda yaşadıklarına sebep olanların bırakın meydanlara çıkmasını, şimdiye kadar çoktan siyasetin karanlık sayfalarına gömülmüş olması gerekirdi. Nitekim, AKP'nin yaptıklarının onda birine sebep olanların akıbeti bu oldu. Bütün bunlar yetmemiş gibi, bir de çıkıp, PKK ortaklığını ve ihanetini Anayasa'ya yerleştirmekten ve bunu Türk milletine kabul ettirmekten çok rahatlıkla söz edebiliyorlar. Önlerinde engel olarak gördükleri, daha büyük ihanetler için bir defa daha düşünmek mecburiyeti hissettikleri tek kurum MHP'dir. MHP'ye olan kırgınlıkları, kızgınlıkları, saldırıları, iftiraları bu yüzdendir.

 

İktidarda PKK mı var?

Şu Kandilli sürüngenin, şu İmralı'daki bebek katilinin cüretine bakar mısınız? Daha dün KCK'dan "istediklerimizi yapın, yoksa.." diye başlayan tehditler geldi. MHP'nin ülkesine ve milletine sahip çıkması karşısında aslan kesilen, küfrün, hakaretin, akıllarınca tehdidin her türlüsünü sıralayan AKP güruhu, bu hainlerin, ağır ve acı tehditleri karşısında tek kelime edemiyorlar. Tam tersine bu tehditleri cevap buluyor. AKP grubu istenileni yerine getirmek için seferber oluyor. İktidarda AKP mi, PKK mı var, şaşırıp kalıyoruz. PKK bu ülkede tek başına iktidar olsa, Türk milletinin gazabından korkar ve bu kadarına cüret edemez.

 

AKP, PKK'nın çok daha ilerisinde şeyler yapıyor, sonra da dönüp bunu millete "çözüm" diye, "barış" diye anlatıyor. Bunu hiçbir şekilde, hiçbir ölçüyle, hiçbir değerle anlamak da, kabul etmek de mümkün değildir. Böyle bir kabullenmişliğin arkasından felaketin gelmesi kaçınılmazdır. Halk dalkavukluğuna hiç gerek yok. Sayın Bahçeli'nin söylediği gibi, artık herkes tarafını belirlemek zorundadır. Türkiye Cumhuriyeti devletinin, şimdiye kadar yaşadığı ve bundan sonra yaşayacağı ağır ve acı felaketlerin faili AKP'yi idare edenler kadar, ortalığa saçılan bu kadar ihanete rağmen hala bu yapıya inanlardır.

 

ORHAN KARATAŞ