Toplum olarak okumuyor, okumayı sevmiyoruz. Oysa müntesibi olduğumuz İslam dininin ilk emri “oku” dur. Yüce Allah(c.c.) ın peygamberimize gönderdiği ilk vahiy ilk emir “yaratan rabbinin adıyla oku.” dur. (Alak Suresi 1.ayet) Biz müslümanlar olarak yüce Allah' ın (c.c.) diğer emirlerine karşı lakayt kaldığımız gibi oku emrine karşıda son derece lakayt davranıyoruz. Bu lakaytlığımızın, gevşekliğimizin neticesi olarakta sürünüyoruz. 
Peygamberimiz (s.a.v.) buyurur ki, ilim müminin yitik malıdır gördüğü yerde almalıdır. İlim Çinde dahi olsa alınız. Beşikten mezara kadar ilim talep ediniz. Allh' ın (c.c.) emrine, peygamberimizin (s.a.v.) tavsiyelerine rağmen acaba biz müslümanlar neden okumuyoruz ? araştırmıyoruz .?
Batı toplumları inanmadıkları halde islamın emirlerini hayata geçirerek kalkındılar, medeniyet inşa ettiler. Kuranı ve kainat kitabını okuyarak bilgi ve teknoloji ürettiler. Ne zaman ki Allah'ın (c.c.) koyduğu kuralların dışına çıktılarsa krizlere girdiler. Halen devam etmekte olan  finansal kriz, içine düştükleri tüketim çılgınlığı neticesinde meydana gelmiştir.
Sorumuza geri dönelim, Allah(c.c.) ve Resulü (s.a.v.) emrettiği, örnekleri de önümüzde olduğu halde neden okumuyoruz.? Neden günde bir kaç saat televizyon seyrediyoruz veya kahvehane köşelerinde saatlerce zaman öldürüyoruz da bir saat hatta yarım saat okumaya, öğrenmeye zaman ayıramıyoruz. Televizyonlardaki öğretici programlar neden diziler kadar seyredilmiyor. Mesela Kanuni' nin harem hayatı neden ilgimizi çekiyorda, insanoğlunu kıvrandıran kanser hastalığının nasıl önleneceğini merak etmiyoruz. Alttan gelen nesil de büyüklerini takibediyor, bilgisayar başında oyun oynayarak yada internette faydasız sitelerde zaman harcıyorlar. İnternetcafeler sanal kahvehaneler olarak faaliyetlerini sürdürüyorlar .
Türkiye İstatistik Kurumunun son yaptığı adrese dayalı sayım sonuçlarına göre ülke nüfusu 75 milyonu aşmış durumda. Ancak günlük gazetelerin toplam tirajı 4 – 4,5 milyon adet civarında. Yani ülkemizde her yüz kişiden altısı günlük gazete okuyor. Dergi ve kitap okuyanların sayısı hakkında rakamsal bir bilgimiz yok ancak daha iyi durumda oladuğunu da söylemek mümkün değil.
Konu ile ilgili olarak fi tarihinde bir yazı okumuştum. Bir Japon' un yılda ortalama yirmi beş kitap okuduğunu, yirmi beş türk' ün ise bir kitap okuduğunu anlatıyordu. Verilen rakamların abartılı olduğunu düşünsekte Japonya' nın ve Türkiye' nin dünyadaki konumlarını mukayese ettiğimizde, Japonların Türkler' den fazla okudukları ortaya çıkıyor.
Eğer millet olarak, tekrar ayağa kalkacaksak, dünyada lider ülke konumuna geleceksek – kesinlikle inanıyorum – kimse elimizden tutup kaldırmayacaktır. Kendi özümüze dönerek, okuyarak, çalışarak, üreterek bunu başaracağız inşaallah.