Türkiye artık bu yükü taşımamaktadır. AKP ile her yerde ve telafisi imkansız kayıplar veriyoruz. Ne acıdır ki, ülkemiz bugün dışarıdan üçüncü sınıf bir Ortadoğu ülkesi gibi görülmekte ve değerlendirilmektedir. Uluslararası alanda gördüğümüz muamele neredeyse Suriye ve Irak'la aynıdır. İçeriden ve dışarıdan yapılan kuşatma, gün geçtikçe daha da daralıyor. Varlığımız, birliğimiz, bayrağımız, bağımsızlığımız ağır bir tehdit altındadır. AKP var oldukça bu vahim durum daha da ileri boyutlar kazanacaktır. 
 
BEBEK KATİLİYLE KUCAKLAŞTILAR 
Ne demek istediğimizi daha net ortaya koymak ve yazıp söylediklerimizin bir iddia değil bir tespit olduğunu göstermek için, gazetelere yansıyan ve bizzat muhatap olduğumuz haberlerden örnekler verelim. PKK ülkenin varlığını ve birliğini hedef alan bölücü bir terör örgütüdür. İmralı'daki cani 40 bin kişinin katliamından sorumlu bir vatan hainidir. Aldığı ceza ağırlaştırılmış müebbettir. Gelin görün ki, AKP ülkenin selametini ve huzurunu bu bebek katili ve onun örgütüyle kucaklaşmakta olmakta bulmuştur. Kurulan şeref masalarında bir yavaşlama olması durumunda dağdaki hainler ve şehirlerdeki uzantıları hemen harekete geçirilerek, hükümete gözdağı verilmektedir. Kobani bahanesiyle yapılan kalkışma bunun en çarpıcı ve en acı örneğidir. Türkiye'nin başkentinde bayrak indirme cüreti göstermişlerdir. 
 
63 AKLI KARIŞIK YENİDEN DEVREDE 
Bu tehditlerle yeniden hizaya sokulan AKP'nin geldiği aşama, İmralı'daki caniyi artık tek ve değişmez muhatap kabul etmek olmuştur. Açılım ihanetinin mimarı ve AKP Sözcüsü Beşir Atalay, bu katilin muhatap alınmasının hazmettirilmesi için 63 aklı karışığın yeniden toplantılar yapılacağını açıklamıştır. Bununla da kalmamıştır ve bebek katilinin hükümetin eline verdiği yol haritasının eksik kısımlarının tamamlanması için harekete geçileceğini ilan etmiştir. Bebek katiline "resmi müzakereci" statüsü verildiği, bu caninin istediği Hakikatlar Komisyonunun kurulması için karar alındığı gazetelere yansımıştır. Eşzamanlı olarak haram havuzlarında yaşayan yanaşma ve beslemeler bebek katilinin serbest bırakılmasını millete hazmettirmek için harekete geçmişlerdir. Bu gidişin sonunda ülkenin varlığını ve birliğini korumasının imkansız olduğu kesindir. 
 
DIŞARIDAKİLER DE BOŞ DURMUYOR 
Bu alçaklığın dışarıdaki tarafları da kendi üzerlerine düşeni yapıyorlar. PKK'nın Kuzey Irak'da ABD tarafından nasıl korunup kollandığını, her türlü yardım ve destek yapıldığını daha dün toprağa verdiğimiz rahmetli Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş açıklamıştı. Kuzey Irak bugün Barzani'nin kontrolünde bir Kürt devleti oluşumuna dönüşmüştür. ABD'nin AKP ile birlikte BOP yolunda sürdürdüğü ihanetlerdeki son marifeti ise PKK'nın uzantısı PYD ile resmi temas kurmak olmuştur. Yani, ABD artık bölücü terör örgütünün resmi muhatabıdır. Şu tesadüfe bakınız ki, aynı anda Almanya'da PKK'ya doğrudan silah yardımı yapacağını ilan etmekte bir sakınca görmemiştir. 
 
HANİ, IŞİD'DE PKK'DA AYNIYDI? 
Fotoğraf gayet net. IŞİD, BOP yolunda bir araç olarak kullanılmakta, onun üzerinden asıl niyetler hayata geçirilmektedir. Hani, IŞİD'de PKK'da aynıydı? Hani her ikisi de terör örgütüydü? Ne oldu şimdi? Hadi çıksın AKP hükümeti ağırlık koysun, ABD'yi PYD ile, Almanya'yı PKK ile işbirliği yapmaktan vazgeçirsin de görelim. Hiç şüphesiz çıkıp, bu ihaneti milletten gizleyebilmek için birkaç beylik laf söyleyeceklerdir. Ancak, sonuç değişmeyecektir. Türkiye'nin varlığına kast eden terör örgütleriyle açık şekilde işbirliği yapıyor ve AKP'den gelebilecek tepkileri ciddiye bile almıyorlar. ABD ve Almanya gerçek yüzlerini göstermişlerdir. IŞİD'in BOP yolunda ABD'nin (b) planı olduğunu söylemiştik. AKP'de Eşbaşkan olarak bu projenin içerideki ayağıdır ki, zaten ülkenin bu hale getirilmiş olması, bebek katiliyle masa kurulması her şeyi açık şekilde belgeliyor. 
 
NATO ÜYELİĞİMİZİ BİLE TARTIŞIYORLAR 
BOP'un sahipleri, Suriye ve Irak'a hangi tavrı gösteriyor, hangi gözle bakıyorlarsa, ne yazık ki Türkiye'ye bakışları da, tavırları da aynıdır. ABD ve AB ülkelerinin gözünde Türkiye'nin nasıl üçüncü sınıf bir Ortadoğu ülkesi durumuna düştüğünü içimiz sızlayarak izliyoruz. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde geçici üyelik seçimlerini kaybetmemiz bu AKP tarafından düşürüldüğümüz durumun başka bir acı sonucudur. Hatta, Türkiye'nin NATO üyeliğini bile ciddi biçimde tartışmaya açıldığını görüyoruz. 
 
SUSTURMAYA ÇALIŞIYORLAR 
Bütün bunlara sebep olan AKP hükümetinin hala itibardan, huzurdan, bölgede etkili ülke olmaktan dem vurması milletin aklıyla alay etmektir. Nitekim, bu ihaneti daha fazla gizleyemeyeceklerini görmüş ve bunun tedbirini almak için kolları sıvamışlardır. Bebek katiliyle şerefe masaları kurup müzakere etmeyi, ülkenin hızla bir bölünmeye gitmesini başarı sayanların, bu ihanete karşı çıkanları, millete işin gerçeğini anlatanları susturmaya çalışması, aslında çok da yadırganacak bir durum değildir. Ortadoğu Gazetesi'nin dünkü manşetinde duyurduğu gibi bebek katilini dışarı salıp, itiraz edenleri içeri tıkacakları bir düzen kurmak için meclise kanun teklifi sevk etmişlerdir. Bu teklifle birlikte AKP'ye biat etmeyen, ihanete karşı çıkan, yalanı ve talanı ifşa eden gazetecilere ve onların çalıştıkları kurumlara neredeyse hayat hakkı bile tanınmayacaktır. 
Bu karanlık, bu kayıp, bu rezillik daha fazla devam edemez. Daha ne olması gerekiyor? Türk milleti bu hazin gidişe, ülkenin felakete sürüklenmesine asla müsaade etmeyecek ve sandık önüne konulur konulmaz gereğini yapacaktır. Zaten kendileri de, BOP'un sahipleri de bunun farkındadırlar. AKP gitmeden sonuç almak istiyorlar. Onun için bu kadar acele ediyor, bu kadar açık oynuyorlar.