Dünyanın beş kıtasında bugün 204 devlet vardır. Çok kutuplu bu dünya düzeninde her ülkenin, küreselleşme akımına karşın, farklı tarihsel alt yapı, coğrafi konum, geleneksel kültür ve sosyolojik olgudan geldiği; bu nedenle de çeşitli yönetim biçimlerine sahip olduğu görülür.
İlk Çağ’dan günümüze kadar geçen süreçte devlet yönetim modelleri hakkında çok sayıda araştırma yapılmış ve kitap kaleme alınmıştır. Bunlara örnek olarak Platon’un (Eflatun) “Devlet”, Aristoteles’in “Politika”, Montesquieu ‘nun “Kanunların Ruhu Üzerine”, Yusuf Has Hacib’in “Kutadgu Bilig”, Niccolò Machiavelli’nin “Prens”, Thomas Moore’ın “Ütopya” kitapları gösterilebilir.
UNESCO’nun, Aristoteles’i, 2400. doğum yılı nedeniyle, 2016’yı Aristoteles yılı ilan ettiğini burada ayrıca belirtelim.
Dünya tarihinde, “İdeal bir devlet modeli nasıl olmalıdır?” sorusu binyıllardır gündemdedir ve bundan böyle de gündemde kalacağı anlaşılmaktadır.
Günümüzde demokratik parlamenter sistem, başkanlık sistemi vb. devlet yönetim sistemleri şimdiye kadar hep hukuki açıdan ele alınmış ve değerlendirilmiştir.
Oysa devlet yönetimlerinin önemli bir boyutu da “siyaset bilimi” ile ilgili tarihsel birikime dayalı olan sosyolojik yönüdür.
Dünyada parlamenter sistemle yönetilen ülkelerin yanı sıra başkanlık sistemiyle yönetilen ülkelerin sayısı az değildir.
Ancak, başkanlık sistemi denilirken siyaset bilimcilerin üzerinde en çok durdukları ve akla ilk gelen (başkanlık sistemiyle yönetilen) Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Federal Cumhuriyeti’dir.
Bu yazının konusunu, “ABD Anayasası ve ABD Modeli Başkanlık Sistemi” oluşturmaktadır.
Biraz tarih : Amerika Kıtası, Avrupalılar tarafından 1492’de keşfedilmiştir. Kıta
topraklarına ilk yıllarda Ispanyollar, Portekizliler, Fransızlar, İngilizler, İtalyanlar ; sonraki yıllarda da çeşitli ülkelerden gelen göçmenler yerleştirilmiş ve kıta üzerinde koloniler kurulmuştur.
18.yüzyılda Amerikan kolonilerinin sayısı on üçe yükselmiştir. Bu on üç koloni, ABD’nin temelini oluştumuştur.
Bu bağlamda, eyaletlerin katılımı sonunda, 1776’da, Federal Devletin Bağımsızlık Bildirgesi’ni ilan edilerek ABD, devlet olarak resmen kurulmuştur.
Bununla birlikte, Amerikan kolonilerinin merkezi bir federal devlet yapısı altında birleştirilmesi çok zorlu bir süreçten sonra gerçekleşmiştir.
Eyaletler, ulusal hükümetin, ülkeyi yönetecek kadar güçlü ve Amerikan halkının özgürlüklerini etkin bir şekilde oluşturacak ve koruyacak şekilde adil olması konusunda fikir birliğine varmışlardır.
Amerikan liderlerinin ve Anayasa Konvansiyonu delegelerinin ortak fikir ürünü olan ABD Anayasası ise; Amerikan Bağımsızlık Savaşı’nın (1775-1783) kazanılmasından ve eyaletlerdeki federalist ve antifederalist parti gruplarının arasındaki uzun süren tartışmalı konfederasyon maddeleri müzakerelerinin tamamlanmasından sonra 1788′ de kabul edilerek yürürlüğe konulmuştur.
ABD Anayasası ile Fransız İhtilali (1789-1799) arasında tarihsel ve sosyolojik bir etkileşim olduğu tarihçilerce vurgulanır.Bilindiği gibi, 1789
tarihi, Fransa’da monarşinin devrilip cumhriyetin kurulduğu Fransız ihtilali’nin tarihidir ve bu milat Amerikan bağımsızlık savaşı’nı etkilemiştir.
Başlangıçta yedi madde ve yirmi bir bölümden ibaret olan ABD Anayasası, 1791’de onaylanan Haklar Bildirgesi’ni izleyen yıllarda, çoğunluk kuralıyla adaletsizliğe karşı kişisel hak ve özgürlüklerin genişletilmesine ilişkin olarak, Anayasa Konvansiyonu’na katılan eyelet delegeleri tarafından ruhu, felsefesi ve üslubu aynı kalarak, yirmi yedi defa değiştirilmiştir.
ABD’de, 1865’de büyük mücadeleler verilerek yapılan 13.Anayasa değişikliğiyle ırkçılık ve kölelik kadırılmıştır. Daha sonra Anayasa’ya; eyaletler arası ticaretin düzenlenmesi, Amerikan ekonomisinin çok yönlü denetlenmesi, Başkan, Kongre ve Federal mahkemelere gerekli ve uygun yetkiler verilmesi gibi konularda yeni ve değişiklik getiren maddeler eklenmiştir.
Bilindiği gibi, anayasaların ortak adı “toplumsal sözleşme”dir ve toplumsal sözleşme “toplumsal uzlaşma” ile sağlanır. Anayasalar, toplum ihtiyaçları ve istekleri doğrultusunda gelişir, ama anayasanın ruhu ve üslubu hep aynı kalır.
Birleşik Devletler Anayasası’nın giriş bölümü şöyledir: “Biz, Birleşik Devletler Halkı, daha mükemmel bir Birlik yaratmak, adaleti yerine getirmek, ülke içinde huzuru güvence altına almak, ortak savunmayı gerçekleştirmek, genel refahı artırmak ve özgürlüğün nimetlerini kendimize ve gelecek kuşaklara sağlamak için bu Amerika Birleşik devletleri Anayasası’nı takdir ve tesis ediyoruz.”
Birleşik Devletler Anayasası’nın içeriğinde evrensel hukuk, hukukun üstünlüğü, insan hakları, özgürlük, adalet, vicdan ve demokrasi vazgeçilmez değerlerdir.
Son yıllarda siyaset bilimcilerin üzerinde en çok durdukları devlet yönetim biçimi, ABD’de uygulanmakta olan federal cumhuriyet sistemidir. Zor, girift ve yoğun olan ABD sistemi; bir model ve bir kavram olarak; evrensel hukuk, tarih, coğrafya, felsefe, kültür, etik, edebiyat, mimarlık, estetik gibi çeşitli yönlerden araştırılması gerekli önemli boyutlara sahiptir.
Bugün Amerika Birleşik Devletleri ya da Birleşik Devletler ; illerden değil, başlangıçta koloni konumundaki elli Eyelet ve bir Federal Bölge’den (Washington, DC) oluşan bir federal anayasal cumhuriyettir ve Ulusal Hükümet’in merkezi, “District of Colombia” dır.
“ABD Başkanlık Sistemi” aşağıda özet halinde incelenmiştir.
Amerikan modeli başkanlık sisteminin üç ayrı özelliği vardır. Buna göre ABD devlet mekanizması, çok güçlü, etkin, bağımsız ve özerk üç kuvvettten- güçten- oluşmaktadır.
A-Kuvvetler Ayrımı:
Birleşik devletler anayasasının ilk üç maddesi, devleti, üç ayrı organ arasında böler. Ulusal devlet, aralarında kalın ve sert çizgilerle üç ana kuvvete ayrılmıştır. Buna “kuvvetler ayrımı/ayrılığı” diyebiliriz: 1-Yasama Organı, 2-Yürütme Organı ve 3-Yargı Organı.
Bu üç ana organ bağımsız ve özerktir. Çünkü kuvvetler ayrılığının olmadığı yönetimlerde, demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve özgürlükler de olmaz.
ABD anayasası; söz konusu üç ayrı organdan her birinin görev, yetki ve sorumluluk alanlarını sınırlamakta; birinin gereğinden fazla güçlenerek aşırı yetki sahibi olmasını engellemektedir. Nedeni şu : Evrensel hukukta yetkiler, sınırsız değildir.
Bu amaçla üç ana organdan her birinin işlevini tam olarak yerine getirebilmesi ve diğer organlarla uyum içinde çalışabilmesi için, organlar arasında gerekli olan çok güçlü ve etkin denetim, kontrol, fren ve denge mekanizmaları kurulmuştur. Söz konusu bu üç ana organdan her biri diğerine müdahale edemez. Bu çerçevede devlet; hukuk, bilim, geleneksel, ulusal ve evrensel değerler içinde, çok güçlü, adil ve etkin kurumsal yapı ve işleyiş kazanmıştır.
Devlet kadrolarına da, liyakat esasına göre atamalar yapılır.
ABD yönetim sistemi, 18.yüzyılda, eşitlik, insan hakları, adil yargılama, kuvvetler ayrılığı gibi evrensel kavram ve değerleri dünyanın gündemine getirmiştir.
1- Yasama Organı :
Birleşik Devletler’de yasama organı Amerikan Kongresi’dir. Yasama yetkisi, Amerikan Milleti adına Kongre’ ye aittir. Kongre, iki kanatlı, iki meclisli, “Senato” ve “Temsilciler Meclisi”nden oluşmaktadır.
Senato ve Temsilciler Meclisi üyeleri, ABD vatandaşı olan eyalet halkları tarafından seçilir. Kongre’nin başlıca görevi, gerekli kanunları çıkarmak ve yasal düzenlemeleri yapmak, onaylamak ve yürürlüğe koymaktır.
Bütün eyaletler Senato’da eşit olarak temsil edilir. Her eyaletin yasama meclisi tarafından, Senato’ya, altı yıllık bir süre için seçilen iki senatör gönderilir. Senato’nun üçte biri her iki yılda bir yenilenir.
Temsilciler Meclisi ise nüfus yapılarına göre her eyaletten gönderilen ve iki yılda bir seçilen dört yüz otuz beş üyeden oluşur.
Bir tasarının kanunlaşabilmesi için, o tasarının hem Senato hem de Temsilciler Meclisi tarafından tasdik edilmesi gerekir.
Bakan, savcı ve büyükelçi atamaları, Senato’nun onayı ile yürürlüğe girer.
ABD Senatosu ile Temsilciler Meclisi’nin halkla olan bağları süreklilik taşır.
1791’de İnsan Hakları Beyannamesi’nin eklenmesiyle birlikte federal anayasa, Amerikan halkının hak ve özgürlüklerini tamamiyle güvence altına almış; 1865 ‘de ırkçılık ve kölelik kaldırılmış; 1913’te de erkeklerin yanı sıra kadınlara da devlet yönetiminde seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları verilmişttir.
Birleşik Devletler tarafından hiç kimseye asalet ünvanı tanınmamaktadır.
2- Yürütme Organı:
ABD’de yürütme organı, ABD Başkanı’nın mensubu olduğu partidir. Yürütme organının başında ABD Başkanı bulunur. 2016 yılı sonunda yapılan seçim sonunda, yürütme yetkisi ve görevi, Demokrat Parti’den Cumhuriyetçi Parti’ye geçmiştir. Ancak, bazı siyaset bilimcilerine göre, bu her iki parti de belirli bir ulusal kaynaktan beslenmektedir.
ABD başkanlık rejiminde, Demokratik Parlamenter Sistem’deki gibi cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlar kurulu yoktur. Bunun yerine ABD’ye özgü başkanlık sistemi bulunmaktadır.
Birleşik Devletler’de il yerine, eyalet sistemi geçerlidir. Başkanlık sistemi, Başkan ve Başkana bağlı Sekreterliklerden oluşmaktadır. ABD Başkanı, kabinesini, milletvekillerinden değil, dışarıdan, “sekreter” olarak adlandırılan yüksek düzey memur statüsündeki adaylar arasından seçer. Sekreterler, parlamenter rejimlerdeki bakanlıkları ifade eder ve Başkan tarafından atanırlar. Yürütme erki, Başkan’a bağlıdır.
Amerika’da federal hükümet, ulusal yasaları uygular. Devlette, federal yapı içinde güçlü bir biçimde merkezi ve yerinden yönetim mekanizmaları kurulmuştur.
ABD Seçimleri : Birleşik Devletler’de seçimler üç ayrı düzeyde gerçekleştirilir: 1-Federal seçimler, 2- Eyalet seçimleri, 3- Okul ve aile birlikleri seçimleri.
Amerikan başkanı dört yılda bir, Senato üyeleri altı yılda bir, Temsilciler Meclisi üyeleri ise 2 yılda bir halk tarafından seçilir.
Amerikan seçimlerine ilişkin mevzuat, vergi mevzuatı gibi çok yorucu, girift, yoğun ve karmaşıktır. Bu yüzden halkın çoğunluğu oy kullanmak istemez. Fakat son Amerikan seçimlerinde halkın katılım oranı yükselmiştir.
Anayasa; federal hükümet bünyesinin genel ana hatlarını tayin eder; görev, yetki ve sorumluluklarıyla faaliyetlerini açık bir şekilde belirler.
ABD Başkanı ve Federal Hükümet, iki defadan fazla olmamak şartıyla dört yıllık bir süre için genel seçimle seçilir. Başkanlığın boşalması halinde, başkanlığa başkan yardımcısı atanır.
ABD Partileri : Amerika’da iki siyasal parti vardır: Demokrat Parti ve Cumhuriyet Partisi. Orta sınıf Demokrat Partilidir. Senato ve Temsilciler Meclisi bu iki partiden oluşur.
ABD başkanlık sisteminde Amerikan Başkanı bir partinin lideri değildir, sadece bir partinin üyesidir. Başkanlık sisteminde denge ve fren sistemleri olduğu için “parti liderliği kavramı” da yoktur. Bu sistemde ABD Başkanı tek başına parti yönetimine hakim olamaz.
Başkan, görevi kötüye kullandığı iddiasının yeterli kanıta dayanılarak, Temsilciler Meclisi’nde üçte iki üye çoğunluğunun onayı üzerine görevden alınabilir.
1972 yılında Washington’da Watergate Apartmanı’nda ortaya çıkan ve çok sayıda politikacı ve kamu görevlisinin hüküm giymesi ile sonuçlanan “Watergate Skandalı”, Amerikalıların
kendi sistemlerine daha eleştirel gözlerle bakmalarını sağlamıştır.
Başkanın mensubu bulunduğu parti sadece kendi oylarıyla yasa çıkaramaz; fakat Temsilciler Meclisi’ne yasa tasarısı önerisinde bulunabilir. Çünkü bir yasa tasarısının kanunlaşabilmesi için baştaki partinin muhalefet partisini de ikna etmesi gerekir.
Bir örnek verelim : Türkiye aleyhinde hazırlanan “ sözde ermeni soykırım kanun teklifi” yasa tasarısı olarak hazırlanmış fakat evrensel hukuka ve tarihi gerçeklere aykırılık taşıması nedeniyle meclis komitelerince bloke edilmiş ve askıda bekletilmeye alınmıştır.
Yönetimdeki parti, kanun hükmünde kararname çıkaramaz ve üçlü kararname ile atama yapamaz
Amerika’da federal hükümet, ulusal yasaları uygular. Federal yapı içinde merkezi ve yerinden yönetim mekanizmaları kurulduğundan; bazı siyaset bilimciler, çok çeşitli alt etnik kimliklere ve alt kültürel yapılara dayalı tek üst kimlikli ve tek üst kültürlü üniter devlet anlayışının öngörülmesi bakımından, ABD Başkanlık Sistemi ile Roma İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu arasındaki benzerliklerden söz ederler.
ABD’nin kuruluşundan beri dış siyasetin yönetiminde başlıca söz sahibi Başkan olmuştur. Bununla birlikte Başkanın taahhütleri Kongre’nin tasdikinden geçtiği
takdirde yürürlüğe girer.
Başkan, Kongre tarafından onaylanmış bir kanun tasarısını veto edebilir. Buna karşın, Kongre’nin her iki kanadı tarafından üçte iki oyla alınan bir karar, bu vetoyu hükümsüz kılar ve tasarı kanunlaşır.
Eyalet hükümetlerindeki yönetim sistemi, federal hükümet sisteminin aynısıdır.
Her eyalet ; kendisine özgü anayasaya; parlamentoya; idari, mali, teknik, ekonomik, hukuki ve adli yönlerden belirli görev, yetki ve sorumluluk alanlarına ve yönetim birimlerine sahiptir.
Eyaletler, yönetim bakımından şehir, kasaba, nahiye ve köylere ayrılmıştır. Her eyaletin yürütme organının başı Vali’dir. Vali, seçimle gelir.
Eyalet vatandaşlarının günlük hayatını etkileyen kanunlar, şehir ve kasabalardaki polis teşkilatı tarafından uygulanır. “FBI” diye tanınan Federal Soruşturma Bürosu ise yalnızca eyalet sınırları dışındaki yasal uygulamaları yürütür.
Her eyaletin vatandaşları, diğer eyaletlerin vatandaşlarının bütün haklarına sahiptir.
Ulusal hükümet ile eyelet hükümetlerinin yetkileri eşittir. Ancak bir anlaşmazlık halinde ulusal hükümet nihai yetkiye sahiptir.
3-Yargı Organı:
Birleşik Devletler’de üst düzey yargı organı, dokuz üyeli Birleşik Devletler Yüksek Mahkemesi’dir.
Yüksek mahkeme üyeleri, halk veya yetkililer tarafından ömür boyu görev için seçilirler. Başkan, federal hakimleri ve hükûmet yetkililerini tayin eder. Yüksek Mahkeme ile diğer federal mahkemeler, kanunları yorumlayarak görülmekte olan davaları karara bağlar.
Anayasa yorumlarında nihai yetki yüksek mahkemenindir.
Yüksek Mahkeme, Anayasa’nın herhangi bir bölümüyle çatışan federal, eyelet veya yerel bir yasayı kaldırabilir. Yüksek mahkeme, bugüne kadar yüzlerce federal ve eyelet yasasını iptal etmiştir.
1993-2001 yılları arasında başkanlık yapan Bill Clinton’ da sorumlu tutulduğu bir olay nedeniyle bir ABD yargıcı tarafından çağırılmış ve hukuk önünde ifade vermek zorunda kalmıştı.
B-Denge ve Fren Sistemi:
Devlet idaresinde temel ilke, yasal düzenlemelerin yasama organının onayından ve yargı denetiminden geçmesidir. Çünkü, geleneksel ve hukuksal devlet yönetiminde, herhangi bir organa sınırsız görev, yetki ve sorumluluk verilmez.
Amerikan Başkanı ve partisinin üzerinde Anayasa Mahkemesi ve Temsilciler Meclisi tarafından etkin denetleme mekanizmaları kurulmuştur. Başkanın önerdiği bir kanun tasarısı, çok uzun bir süreç içinde Temsilciler Meclisi’nde ve Senato’daki komitelerce incelenir ve değerlendirilir. Tasarı, devlet ve kamu yararına uygun bulunursa Temsilciler Meclisi’nde onaylanarak kanunlaşır.
ABD’deki yerleşik teamül uyarınca, devletin bütün faaliyetlerinde, mali işlemlerinde ve harcamalarında, devlet ve kamu yararı başlıca ölçüt olarak benimsenmekte ve yürütmenin hesap ve işlemleri sürekli ve etkin olarak idari, mali, ekonomik, hukuki ve teknik yönlerden yasal denetim mekanizmalarına tabi tutulmaktadır.
Amerika’da, devlet bütçesi ve ek bütçe, Amerikan Başkanı ve mensubu olduğu parti tarafından hazırlanır; ancak idarenin bu bütçe üzerinde bir yetkisi yoktur; çünkü bütçenin onaylanması için muhalefetteki partinin de ikna edilmesi zorunluluğu vardır.
Amerika’da savaş ilanı ve asker gönderme, Temsilciler Meclisi ve Senato onayına bağlıdır. Hükümet, bir yabancı ülkeye ancak altı ay için asker gönderme yetkisine sahiptir.
Dış politika uygulamaları, Federal Devletin görevidir. Ancak bu politikalar, belli bir partinin değil, Senato’nun onayı ile uygulamaya konur..
Amerikan Başkanı ya da mensup olduğu parti, bir yabancı ülkeye bir büyükelçiyi tek başına tayin edemez; büyükelçi atamaları Senato’nun onayına bağlıdır. Aynı şekilde, yargıç atamaları da Senato’nun onayı üzerine yürürlüğe girer.
Eğitim : ABD’de her eyelet devlet, okul müfredat ve ders programlarını kendisi belirler. Bu konuda okul aile birlikleri büyük ölçüde etkilidir. Her okul bölgesinde ayrı ders programları vardır. Eğitim programları, eyalet devletin onayı üzerine yürürlüğe girer. Yerel yönetim olarak eyaletler, bu gibi konularda geniş yetkilere sahiptir.
Federal Devlet; vergi, ordu, güvenlik, dış politika gibi ulusal konularda tek yetkilidir.
Amerika’da herkes göçmendir. Etnik kimlik veya kültürel yapı hiçbir şekilde gözetilmez. Ülkede, çok büyük özgürlük ve hissedarlık alanı içinde yalnızca ABD vatandaşlığı statüsü geçerlidir.
Yabancılara, yeşil kart temin edilmesi suretiyle, seçimlerde oy kullanmaksızın, belirli koşullarda, geçici olarak ülkede ikamet etme ve çalışma imkanı sağlanır.
Birleşik Devletler’de noterlik müessesesi yoktur. Her Amerikalı istediği kişiyi kendisine noter olarak tayin edebilir.
Vergi Mevzuatı : ABD Gelir Vergisi Kanunu, Kongre’ce, 1913’te onaylanmıştır. Buna göre her eyalet vergi mevzuatını ve uygulamalarını kendisi düzenler.
On sekiz yaşını dolduran her yurttaş vergi mükellefidir ve gelir vergisi beyannamesi vermekle yükümlüdür.
Amerika´da insanların en çok çekindiği konu, çok zor ve karmaşık olan vergi uygulamaları ve cezalarıdır.
Suç ve Ceza : Suç teşkil eden fiiller ve bunlara verilecek ceza uygulamalarına ilişkin mevzuat, doğrudan doğruya eyaletler tarafından belirlenir.
Her eyelet, suç teşkil eden fiilleri ve bunlara verilecek cezaları kendisi belirler. Bir eyaletteki suç ve ceza, diğer bir eyalette değişik şekillerde uygulanabilir .
Güvenlik ve Polis Teşkilatı : Toplumsal güvenlik ve polis teşkilatı her eyaletin kendi sorumluluğundadır. Güvenlik ve polis teşkilatına (şeriflik vb.) ilişkin usul ve esaslar eyaletlerce düzenlenir.
Bazı eyaletlerde, teşkilatlanma maliyeti ve finansmanı eyaletteki vergileri artıracağından polis teşkilatı kurulamamıştır.
Eyaletlerde tabanca ruhsatı, mental bir rahatsızlığı yoksa herkese verilebilmektedir. Buna karşın, son yıllarda tabanca verilmesine ilişkin koşullar zorlaştırılmış ve kontrol altına alınmaya başlanmıştır.
C-Kişisel ve Bireysel Özgürlükler:
Amerikan sisteminin temel alt yapısını, evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde “düşünce, ifade ve konuşma özgürlüğü” oluşturur. Her ABD vatandaşı, devlet ve kamu düzenini bozmamak, kişilik haklarına saygı göstermek ön koşuluyla ulusal ve evrensel hukuk kuralları çerçevesinde istediğini düşünmekte ve düşündüğünü ifade etmekte serbesttir.
Amerikada’ki konuşma ve ifade özgürlüğüne somut bir örnek olarak Amerikan yerlileri konusuna değinelim :
Yerli Amerikalılar Arizona Eyaleti içinde bir otonomi içinde küçük bir devlete sahiptir. Bu eyaletteki bir müzenin girişinde şu açıklama göze çarpar : “Amerika bize soykırım uygulamıştır. İngilizce dili de bize zorla öğretilmiştir. “
Amerikan kanunları ve yönetmelikleri, öncelikle devletin bütünlüğünü, kamu yararını ve kişisel özgürlükleri esas alır. Yasalar büyük bir ciddiyetle ve sıfır toleransla uygulanır.
Devlete, kurumlara ve kişilere ilişkin hakların ve hukukun ihlal edilmesi suç teşkil eder.
Sonuç :
Dünya devletlerinin anayasalarını, evrensel hukuk açısından olması gereken uluslararası standartlara ulaştırılması ve çağımızın ideolojisine yakınlaştırılması amacıyla Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nda herhangi bir çalışma yoktur.
Örneğin; Çin, Rusya, Brezilya, Meksika, Güney Kore, Kuzey Kore, Nijerya gibi devletlerde, bu ülkelerin geleneksel kültür ve toplumsal yapılarına göre, ABD sisteminden oldukça farklı türlerde başkanlık sistemleri kurulmuştur.
Fransa ve Küba gibi devletlerde ise demokratik parlamenter sisteme benzer yarı başkanlık sistemleri bulunmaktadır.
Siyaset biimcilerine göre, başkanlık sisteminin en büyük tehlikesi, bazı ülkelerde belirli siyasal koşulların oluşması halinde “monarşi”ye (krallık, çarlık, prenslik, tiranlık vb.) dönüşebilirliğidir.
Son yıllarda Birleşik Devletler’e özgü “ABD Modeli Anayasa ve Başkanlık Sistemi” uygulamasında da, bazı idari, mali, hukuki, siyasi ve teknik sorunlarla karşılaşıldığı bilinmektedir.
Örneğin, 2016 Aralık’ta yapılan ABD Başkanlık Seçimi sonunda, “Demokrat Parti” adayı Hillary Clinton ülke ölçeğinde daha çok “popular oy” aldıysa da; daha az toplam “popular oy” sayısına sahip olan Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump, eyaletler bazında elde ettiği “electrol oy”ların sağladığı üstünlükle 45. ABD Başkanı olmuştur.
Şimdi ABD deki mevcut sorunlara uluslararası terörizm olgusu da eklenmiştir. Bu bağlamda, ABD, Trump Yönetimi altında değişmektedir.
Sonuç olaraK; ABD Anayasa ve Başkanlık Sistemi; toplum bilimciler ve siyaset bilimcileri tarafından; dünyada ilk defa üretilen ve yalnızca Amerika Birleşik Devletleri’nde uygulamaya konulan; demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları, özgürlükler, ulusal değerler, evrensel ilkeler ve laiklik açılarından en çok gelişmiş, geniş tabanlı bir toplumsal uzlaşma metni, modern ve üstün bir hukuk kaynağı ve belgesi, en eski örnek bir federal anayasa modeli olarak kabul edilmektedir.
Önder GÜRCAN