Öfkenizle etkili bir biçimde başa çıkamazsanız, sonuçta içten içe eriyebilirsiniz. Bu duyguya depresyon denir. Depresyonun asıl kaynağı öfkedir.
Hayat enerjisini zayıflatan her şeyden kaçınmamız gerekir: Utanç, suçluluk, kafa karışıklığı, korku, nefret, öfke, gurur, çaresizlik ve yalan.
Bunların yerini hayatı kolaylaştıran ve zenginleştiren duygular almalıdır: Cesaret, kabul, akıl, sevgi, güzellik, sevinç ve huzur.
“Herkes öfkelenir. Bu çok kolay. Ama doğru şeye, doğru miktarda, doğru zamanda, doğru amaçla ve doğru biçimde öfkelenmek zordur.” diyor Aristoteles.
İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü en güzel karşılıkla savmaya bak. O zaman göreceksin ki, aranızda düşmanlık bulunan kişi sanki candan, sımsıcak bir dost oluvermiştir (Fussilet Sûresi(41) 34. Ayet).
Şefkatli bir insan kalbiyle görür ve hisseder, kendi ve başkaları için iyi şeyler diler. Öfkesini frenler.
Takdir ve teşekkür, olumsuz düşünceleri siler, öfke ve kıskançlığı eritir, korku ve saldırganlığı ufaltır.
Öfkeli bir adamı susturmak istiyorsanız, önce siz susunuz (Voltaire). Tatlı sözler, şiddetli bir öfkeye karşı en etkili ilâçtır. Yumuşak bir cevap öfkeyi söndürür. Gülümsemeyi öfkeye tercih eden, daima daha güçlüdür (Japon atasözü).
Evet, Öfke gelir, akıl gider. Hırs gelir, edep biter. İyi ahlaklı, incelikli, terbiyeli olmanın yolu, öfkeyi yutmaktan ve insanların kusurlarını affetmekten geçer.
Dr. Zülfikar Özkan