31 Mart yerel seçimi için 5 adımda oy kullanma rehberi 31 Mart yerel seçimi için 5 adımda oy kullanma rehberi
Nevzat Kösoğlu deyince aklıma hep nedense anekdotlar geliyor.  Ondan okuduğum, dinlediğim veya onunla ilgili anekdotlar. Uzun uzun eserlerinin listesini vermek, çeşitli görüşlerini aktarmak yerine, bende iz bırakan birkaç anekdotu paylaşmak, daha sahici, daha sıcak ve samimi geliyor.

Nar satan çocuklar nerdeler şimdi?

Bir yaz günü. Balkonda oturmuş hatıralarını okuyorum. Bir yere gelince gözlerimden siyim siyim yaşlar süzülmeye başladı. Bir türlü durmuyor. Eşim ve kızım beni o halde görünce telaşlandılar. Ağlamaktan bir türlü konuşamıyorum. Sonunda şöyle diyebildim:

"Çok eskiden tanıdığım bir çocuk vardı, ölmüş.. Onun için ağlıyorum."

Beni ağlatan anekdot şu:

"Sanırım 1979 yılı idi; o yılların siyasî ve toplumsal olaylarını yaşayanlar bilirler. Özer Revanoğlu ile Mersin’den Konya üzeri geliyorduk. Göksun vadisinde Toroslar’a yukarı tırmanırken yolun biraz genişlediği ve vadinin pek güzel görüldüğü bir yerde durduk. Aşağı köylerden gelen bir kısım insanlar meyve satıyorlardı. 9-10 yaşlarında bir çocuk da sepetine nar doldurmuştu. Özer, eline bir nar aldı, evirip çevirirken 'Tatlı mı?' diye sordu. 'Tabiî abi' dedi çocuk. Özer bir yandan nar seçerken, konuşukluk olsun kabilinden 'Doğru söyle lan!' dedi. Çocuk başını sepetten kaldırdı, dikeldi ve şunları söyledi:

'Biz ülkücüyüz abi, yalan söylemeyiz!'

Hiç bir şey diyemedik; söylenecek her söz, yapılacak her hareket, fazla olacaktı. Narları arabaya koyduk ve yola koyulduk. Büyülenmiştik. Uzun süre tek kelime konuşmadık. Sonra Özer şunları söyledi:

'Bu namussuz millet böyledir işte. Yıllardır vatan-millet diye koşturuyoruz; tam, yoruldum, bittim, artık bırakıyorum dediğim anda, birisi çıkıp bir lâf ediyor; bırak bırakabilirsen... 

Şimdi, bu hızla kim bilir daha kaç yıl dolaşacağız!'

Bugün Türkiye'nin herhangi bir yerinde, hangi yaşta olursa olsun, sorulan bu soruya böyle cevap verecek bir kişi var mı? O, nar satan çocuklar nerdeler şimdi, onlara ne oldu?

İddiamıza lâyık olmak

Türkiye'de en çok yapılan şey eleştiri. Çarşıda pazarda, kahvehanelerde, her yerde yapılan tek şey eleştiri. Karşıdakinin kusurlarına bakıp eleştirmek kolay. Bana göre Türkiye'nin buna ihtiyacı yok. O zaten fazlasıyla var. Asıl ihtiyacımız olan özeleştiri. Nefis muhasebesi.

Erol Güngör, yıllar önce söylemişti. Türkiye'nin problemi aydının millete yabancılaşması değil, milliyetçi olduğunu iddia eden aydınların milletine yabancılaşmasıdır.

Galip Erdem de konferans için toplanan dinleyicilere sadece bir cümle söyler ve kürsüden iner:

"Türk milliyetçiliğinin tek meselesi Türk milliyetçileridir."


Prof. Dr. Cemal KURNAZ 

- HaberAçısı

Editör: TE Bilisim