07 Kasım 2020 tarihinde ‘İmar Affı’yla ilgili olarak, Facebook hesabımda ve de WhatsApp gruplarımda yayınladığım yazımı günün önemine binaen tekrar bilgilerinize sunuyorum.

24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanı ve Milletvekili genel seçimlerine gidilirken, 11 Mayıs 2018 tarihli 7143 sayılı ‘Vergi Barışı Kanunu’ denilen torba kanunla 10.defa ‘Mali Af’ çıkarıldı. Bu kanunun 16. maddesiyle de AKP’lilerin ve de rantiyecilerin ‘İmar Barışı’ dedikleri, depreme dayanıklılık raporu alınmadan, sağlamlığı kontrol edilmeden, küçük bedellerle bütün 'Kaçak İnşaatlar'a AF getirildi. Hakka ve hukuka aykırı olarak yapılmış bütün özel inşaatlar ile Hazineye veya Belediyelere ait arsalar üzerinde inşa edilmiş bütün gayri kanuni yapılar da bu AF kapsamına alındı. Ayrıca, bu kanunun 17. maddesiyle Hazine’ye ait taşınmazların, başvuruda bulunanlara (yandaşlara) – düşük bir bedeli ifade eden - ecrimisil bedelinin yarısıyla kirâlanması veya bu arazilerin kirâcılarına anlaşacakları bir bedel üzerinden doğrudan satılabilmesinin yolu açıldı. (7143 sayılı bu kanun AKP, CHP, MHP ve HDP’nin oyları ile kabul edildi). 

Yüce Türk milleti ve asil çocuklarına Yüce Türk milleti ve asil çocuklarına

7143 sayılı torba kanunla getirilen ‘İmar Affı’nda, Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesindeki kaçak inşaatlar AF kapsamı dışındaydı. Ancak, 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanı ve Milletvekili seçimlerinin yapılmasının ardından (altı ay sonra),  27 Aralık 2018 tarih ve 7159 sayılı bir torba kanun daha çıkarıldı. Bu kanunun 4.maddesiyle Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesi de imar affına dâhil edildi. Boğaziçi ilçelerinden Beykoz, Üsküdar ve Sarıyer’deki bazı mahalleler AF kapsamına alındı. (7159 sayılı bu kanun da AKP, CHP, MHP, HDP ve İYİ Partinin oylarıyla kabul edildi).

Mal sahibinin beyanı esas alınarak, ne derece güvenli ve sağlıklı oldukları şüpheli olan yapılar,  bu kanunlarla kuralsız bir şekilde affedildi. Hiçbir mühendislik çalışması görmemiş, Belediyeden İskân Belgesi almamış veya Yapı İnşaat Ruhsatı'na aykırı yapılmış kaçak yapıyı affetmek, İmar Barışı değil tamamen bir rant işlemidir. 

Örneğin; 5 kat için yapı inşaat ruhsatı verilmiş, yapı da 5 kat olarak bitirilip İskân Belgesi alınmış ancak zamanla ruhsatsız 6. kat çıkılmış; Veya 100 m2’lik daire için inşaat ruhsatı alınmış, alınan ruhsata aykırı olarak daire 120 m2’ye genişletilmiş; Veyahut ta hiç ruhsat alınmadan inşai faaliyet yapılmış. Altyapısı depreme uygun olmayan bunlara benzer bütün binalara AF getirildi. 

Ayrıca, şahısların işgal ettiği bütün milletin hakkı olan kamu arazisine yapılan kaçak inşaatlar da affedildi!

Hangi partiden olursa olsun bütün Belediyelerde, ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapılan binalara göz yumulmakta, gecekondu veya kaçak inşaat olduğu için veya tehlikeli yapı olduğu için yıkılması gerekli olan binalar istisnalar hariç yıkılmamaktadır.            

Bunlara göz yumanlar hakkında cezai müeyyideler olduğu halde hiçbir ceza uygulanmamaktadır. 

Bütün bunlar siyasetçi, müteahhit ve bürokrat üçlüsünün anlaşmasıyla yapılmaktadır. Acı durumlarla karşılaşıldığı zaman da müsebbipler/ilgililer eksiklikten haberlerinin olmadığını, yıkım konusunda yetkilerinin bulunmadığını veya kusurun kendilerinden sonra yapıldığını söylemektedirler. Hepsi yalan.O çürük binayı yapan ve de menfaat karşılığı yapılmasına göz yuman, ardından da yasallaşmasına imkân sağlayan  vicdansızlar, , enkaz altında kalan babaların, annelerin, dedelerin, ninelerin, bacıların, kardeşlerin, hele hele o küçücük yavruların hesabını nasıl vereceksiniz? 
 
Edip Tekkol

Editör: Kerim Öztürk