"Vatan ecdadımızın mezar yeridir, vatan evlatlarımızın meskenidir.
Vatanını sevmeyen yoktur, sevmeyenin vicdanı yoktur."

Azerbaycan, bağımsızlığa giden yolda çok can kaybetti.

En acı günlerinden biri de Sovyet ordusunun Bakü’ye tanklarla girerek, insanları katlettiği 20 Ocak 1990’da yaşandı.

Rus tankları Bakü'deki araçları ezdi | Fotoğraf: AA

[Rus tankları Bakü'deki araçları ezdi | Fotoğraf: AA]

1990 yılının ilk günlerinde Karabağ ve çevresinde Ermeni silahlı gruplarının Azerbaycan köylerine saldırıları ve tacizleri artmıştı. Ermenilerin kışkırtmalarıyla zaten teşne olan Sovyet ordusu Bakü'ye girdi ve onlarca insan tankların paletleriyle ezilerek, kurşunlanarak vurularak şehit edildi.

Ancak Azerbaycan tarihinin en karanlık günü aydınlık bir geleceğe evrilecekti. 

"Ermenilerin Karabağ’a olan iddiasının eskiye dayanıyor"

Ermenilerin Karabağ’a olan iddiasının eskiye dayandığına işaret eden Bayburt Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ramin Sadık, şunları söylüyor:

“SSCB döneminde bile birkaç kez Karabağ’ın Ermenistan’a birleştirilmesi Erivan’ın amacı olmuştu. Fakat 1987’de Gorbaçov’un Ermeni asıllı ekonomi başdanışmanı Abel Aganbekyan, Paris’e ziyareti esnasında Karabağ’ın Ermenistan’a birleştirilmesini Gorbaçov’a teklif ettiğini söylemesi olayların bizzat Moskova tarafından kışkırtıldığının örneği. O açıklamadan sonra Ermenistan ve Karabağ’da, Ermenilerin gösterileri ile Azerbaycanlılara karşı saldırıları başladı.

1987’nin sonlarında Ermenistan’dan binlerce Azerbaycanlı göçe tabi tutulurken, 1988 başlarından itibaren bu sayı yüz binlere ulaştı. Diğer yandan Karabağ’da silahlı Ermeni çeteleri Azerbaycan köylerine saldırılar düzenledi, evler yakıldı, insanlar katledildi. Tabii bu gibi olaylar Azerbaycan halkının Sovyet yönetimi aleyhine gösteriler yapmasına neden oldu. 1988’in sonlarından itibaren Bakü ile diğer şehirlerin meydanlarında yüz binler gösteri yaparak SSCB yönetimine itirazlarını duyurmaya çalıştı. Sovyet yönetimi ise gösterileri boğmak, organize edenleri hapsetmek ve halkın taleplerini susturmak yolunu seçti. Sonuçta bu durum, Azerbaycan halkının ülkenin bağımsızlığını istemesi talebini seslendirmesini sağladı.”

Kanlı Ocak’a adım adım

1990 yılının ilk günlerinde Karabağ ve çevresinde Ermeni silahlı gruplarının Azerbaycan köylerine saldırıları arttı. Nitekim 12 Ocak 1990’da Hanlar ilinin Kuşçu köyüne 500 kişilik silahlı Ermeni grubu saldırarak onlarca insanı katletti.

Azerbaycan'ın acısı dinmeyen 'Kara' günü: Kanlı Ocak

Yerel güçler, Milli Savunma Konseyi çatısı altında toplandı. Lakin ayrılıkçı Ermenilerin kışkırtıcılığı durmadı, hatta Bakü’de 13 Ocak’ta bir Ermeni, 2 Azerbaycanlıyı kasıtlı olarak öldürdü. Bunun üzerine şehirde Azerbaycanlılar ile Ermeniler arasında karşılıklı saldırılar yaşandı ve Sovyet güvenlik güçleri olaylara karışmadı.

Karabağ’da OHAL ilan edildi

Ocak ortalarında Sovyet yönetimi ülkenin farklı bölgelerinden topladığı yaklaşık 50 bin kişilik orduyu, şehir sınırlarında konuşlandırdı. 15 Ocak’ta Karabağ ve çevresinde olağanüstü hal ilan (OHAL) edildi. Azerbaycan halkı karara tepki göstererek ülke yönetimini istifaya çağırdı.

En büyük gösteri 17 Ocak’ta düzenlendi. Halk Moskova’dan, Ermeni silahlı gruplarının Azerbaycan köylerine saldırmasına engel olmasını ve Bakü sınırlarına topladığı ordunun Ermenistan ile sınıra nakledilmesini istedi. Bunun üzerine Azerbaycan Sovyet yönetimi, Moskova’ya gönderdiği telgraflarda göstericiler arasında silahlı grupların olduğunu iddia ederek ısrarla SSCB ordularından şehre operasyon yapmasını talep etti.

Bakü’de OHAL ilan edildi, halkın haberi olmadı

Sovyet yönetimi 19 Ocak gece saat 12.00’de, Bakü’de olağanüstü hal ilan etti. Ancak olağanüstü halin halka duyurulmasından 5 saat önce bütün Azerbaycan’ı televizyon ve radyo yayınlarıyla temin eden Büyük Kule’de nedeni belirsiz patlamalar oldu ve televizyon/radyo yayınları kesildi. Halk, olağanüstü halin ilan edildiğini öğrenemedi.

Fotoğraf: AA

[Fotoğraf: AA]

19 Ocak’ı 20 Ocak’a bağlayan gece, Sovyet ordusuna ait tanklar, Bakü’ye 5 yönden girdi. Tanklar, kendilerini engellemeye çalışan insanları öldürerek şehre ilerledi.

Yaklaşık 150 Azerbaycan Türkü öldü

Gece boyunca devam eden müdahale bir katliama yol açtı. O gece Bakü’de 130’dan fazla kişi hayatını kaybetti

Fotoğraf: AA

[Fotoğraf: AA]

Sovyet ordusu, katliamını Neftçala ve Lenkeran gibi diğer illerde de sürdürdü ve yaklaşık 150 Azerbaycanlı sivil 20 Ocak katliamının kurbanı oldu.

Olaylarda 744 kişi yaralandı, yaklaşık 400 kişi Sovyet ordusu tarafından gözaltına alındı.

1 milyon kişi Azadlık Meydanı’nda

Siyasal ve düşünsel bir hesaplaşma! Siyasal ve düşünsel bir hesaplaşma!

Şehitler, 31 Mart 1918'de Ermenilerin saldırıları sonucu hayatını kaybeden Azerbaycanlıların mezarlarının bulunduğu, daha sonra Sovyet döneminde park haline getirilen Dağüstü Parkı’na defnedildi.

Fotoğraf: AA

[Fotoğraf: AA]

Cenazeleri defnetmek için 1 milyon Azerbaycanlı, Azadlık Meydanı’nda toplandı.
Toprakları için canlarını verenler, “Şehitlik Hıyabanı”na götürüldü.

Azerbaycan halkı, her yıl 20 Ocak’ta, Kara Yanvar şehitlerini anmak için bu şehitliğe akın ediyor.

Azerbaycan bağımsızlık yolunda

Kara Ocak, Azerbaycan halkının sabrını taşırdı. Azerbaycanlılar artık Sovyet yönetimine güvenmiyordu.

Azerbaycan için bağımsızlığa giden yolda önemli adımlar atıldı.

1991 yılına gelindiğinde, Azerbaycan halkı artık bağımsızlıklarını ilan etmek istedi.

5 Şubat 1991 yılında, ülke, “Azerbaycan Cumhuriyeti” olarak adlandırıldı.

Fotoğraf: AA

[Fotoğraf: AA]

Azerbaycan 30 Ağustos 1991’de bağımsızlığını ilan ettikten sonra Ermenistan, Dağlık Karabağ’da hak iddia etti. Bunun üzerinde etnik çatışmalar yaşandı.

Azerbaycanlılar, 18 Ekim 1991’de bağımsızlıklarını son kez ilan ettiler.

"Karabağ Azerbaycan'dır"

Ermenilerin, 1988’den beri devam eden 32 yıllık işgali, Azerbaycan ordusunun başarılı operasyonuyla son buldu.

Karabağ, 2020 yılında özgürlüğüne kavuştu. Aradan 32 yıl geçse de Azerbaycan hiç vazgeçmedi ve topraklarını alarak “Karabağ Azerbaycan’dır” ülküsünü tüm dünyaya kabul ettirdi. 

Kanlı Ocak’tan Karabağ Zaferi’ne giden süreci değerlendiren Doç. Dr. Ramin Sadık, “Kanlı Ocak Azerbaycan’ın yeniden dirilişi oldu. Halk istediği bağımsızlığına kavuştu. Fakat Ermenistan açıkça Azerbaycan topraklarına karşı saldırıya geçti” dedi.

Azerbaycan'ın acısı dinmeyen 'Kara' günü: Kanlı Ocak

Ermeni güçleri 1992’nin ilk günlerinden itibaren Karabağ’da büyük saldırılar düzenledi. Şubat ayında Hocalı’da yüzyılın en büyük soykırımlarından birini gerçekleştiren Ermeni askerleri, Mayıs’ta Karabağ’ın stratejik şehri Şuşa ile Ermenistan sınırındaki Laçın şehirlerini işgal etti. 1993’te Kelbeceri ele geçirdi. Neticede Ağdam, Füzuli, Gubadlı, Zengilan ve Cebrayıl illeri işgal altına düştü. Yüz binlerce insan yurdundan göç etmek zorunda kalırken, binlerce kişi hayatını kaybetti.

“200 yıldır toprakları işgal edilen Azerbaycan, yıldızı parlayan bir ülke haline geldi”

Daha önce defalarca Azerbaycan’a yönelik saldırılar yapan ve onlarca askerle insanı katleden Ermenistan, Eylül 2020’de yine şiddetli bir saldırı başlatmaya kalkıştı. Fakat bu kez Azerbaycan işgalciyi tam olarak cezalandırma yolunu seçti ve tüm engellemelere rağmen, halk ile devlet ve ordu birliğini sağlayarak işgalcileri topraklarından çıkardı. Ermenistan güçlerinin işgal ettiği topraklar, 44 günlük bir operasyon sonucu kurtarıldı.

Grafik: TRT Haber

[Grafik: TRT Haber]

Azerbaycan askerinin, halkın yüzündeki yılların üzüntüsünü, günler içinde sevince dönüştürdüğünün altını çizen Doç. Dr. Ramin Sadık, değerlendirmelerini şu sözlerle bitirdi.

"İşgalcinin hem savaş meydanında, hem de diplomatik masada yenilgiye uğratılması Azerbaycan tarihinin son 200 yıllık sürecinde kazandığı en büyük zafer oldu. Gerçekten de son 200 yıldır toprakları işgal edilen Azerbaycan makûs talihini değiştirdi, işgalden topraklarını kurtaran, özgüveni ve azmiyle adım adım davasının peşinden giden yıldızı parlayan bir ülke haline geldi."

Azerbaycan Milli Marşı'ndan bir bölüm:

Azerbaycan, Azerbaycan!
Ey kahraman evladın şanlı vatanı!
Senden ötürü can vermeye cümle hazırız!
Senden ötürü kan dökmeye cümle kadiriz!
Üç renkli bayrağınla mesut yaşa

Kaynak: TRT Haber

Editör: Kerim Öztürk