DEVA Partisi Genel Başkanı Ali BabacanFatih Altaylı'nın HaberTürk'teki "Teke Tek" programında "Biz cemaatler, tarikatlar, dini gruplar şeffaf ve açık bir şekilde dernek olarak yapılanabilsinler dedik. Şu anda yasak... İnancı doğrultusunda örgütlenebilme örgütlüğü insan hakkı... Ama resmen yapabilmeliler. İbadethanelerini açabilsinler. O kanunlar gerçekten yasaklayabilmiş mi? Yeraltına inince devletin denetleme imkânı kalmıyor. Biz şeffaf olsun, açık olsun diyoruz." dedi.

Fatih Altaylı'nın, "Peki bu Devrim Kanunlarına aykırı bir durum değil mi bu" sorusuna ise Babacan, "Devrim kanunlarının o gün için bir mantığı var ama bugünün şartlarına göre tekrar bakmamız gerekiyor" cevabını verdi.

***

Ali Babacan, partisinin 21'inci eylem planı olan Temel Haklar Eylem Planı'nı da açıkladı. Babacan, Anayasa'daki 66'ncı maddede bulunan "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür" ifadesini yeniden ele almayı teklif ettiklerini söyledi.

Babacan "Parti programımızda açıkça beyan ettiğimiz üzere biz, ülkemizde daha kapsayıcı ve daha kuşatıcı yeni bir vatandaşlık anlayışının geliştirilmesi gerektiğini savunuyoruz. Herkesin kendini bu ülkenin eşit ve özgür bir vatandaşı hissetmesi, böylesine güçlü bir vatandaşlık anlayışının hâkim kılınmasıyla mümkündür. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında, tüm vatandaşlarımızı kapsayan yepyeni bir yaklaşım öneriyoruz" diye konuştu.

Babacan, "Anayasa'nın 42. maddesinin de değiştirilmesini öneriyoruz. Ortak ve resmi dilimiz Türkçeye ek olarak, eğitim ve öğretimde 'anadilinin kullanılması ve geliştirilmesi hakkı'nın anayasal güvenceye kavuşturulması gerektiğini ifade ediyoruz." dedi.

***

Bilindiği gibi AKP grup başkan vekili Ayşenur Bahçekapılı da yeni anayasa için komisyon kurulduğunda, "Anayasayı değiştireceğiz ve vatandaşlıktaki Türklük tanımını kaldıracağız. Yoksa demokratikleşmeyi yapamayız. Vatandaşlık tanımı da değiştirilecek. Herkes kendi etnik kökenini ifade edebilecek ve üst kimlik olarak 'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım' diyecek. İşte bu, sorunu çözer" demişti.

Babacan'ın gündeme getirdiği eşit vatandaşlık ve ana dilde eğitim talepleri, esas olarak PKK'nın talepleridir. Bu talepler, AKP'nin kuruluş sürecinden çözüm sürecinin sonuna kadar AKP tarafından da savunulmuştur. AKP'de bu konuda bir fikir değişikliği yoktur ama bu politikalarla 7 Haziran 2015 seçimlerini kaybettikten sonra terörle mücadele başlattıkları için artık pek dile getiremiyorlar...

Ali Babacan, AKP ve HDP'den rol çalmış oluyor...

"Eşit vatandaşlık" kavramı, etnik kimliklerin Anayasa'da zikredilmesi amacıyla kullanılıyor. Irak'ta olduğu gibi... Yani Babacan, bu konuda Irak modelini mi savunuyor!

***

Babacan, cemaat ve tarikatlar konusunda ise AKP politikası ile aynı çizgide, Amerikan modelini öneriyor. Zaten cemaat ve tarikatlar, devrim kanunlarına rağmen, bugün fiilen vakıf ve dernek adı altında faaliyet gösteriyor.

6 yaşındaki çocuğa cinsel istismar davası, Hiranur Vakfı ve İsmailağa cemaati üzerinden, "Tarikatlar kapatılsın" tepkisine yol açınca Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Her şeyden önce, böyle bir hadiseyi milletimizin inancıyla ve o inancın temsilcisi kurumlarla irtibatlandırmak, en hafif ifadesiyle ahlaki olmayan bir çarpıtmadır." demiş ve o kuruluşları, inancın temsilcisi gibi göstermişti.

***

Şimdi soru şudur: DEVA Partisi, görünürde Millet İttifakı'nda olmakla birlikte, fikren AKP ile aynı çizgide ise Cumhur İttifakı'nda yer alması gerekmez mi?

Millet İttifakı'nın ana gövdesi olan CHP ve İYİ Parti'nin politika geliştiren uzmanları bu konuda ne düşünüyor? Seçmenin bunu bilmeye hakkı var değil mi?

Arslan BULUT - Yeniçağ

Editör: Kerim Öztürk