Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, önceki akşam, "Bu akşam saat 23.00'te burada en stratejik, en görkemli projemizi açıklayacağım. Dünya düzenindeki yerimizi değiştirecek, Türkiye'yi en üst lige taşıyacak projemizi duyacaksınız. Haydi bekliyorum!" dedi.
Sık sık benzer tivitler attığı için, nasıl olsa öğreniriz, dedim, üzerinde durmadım.
Sonra baktım... Videonun başlığı "Ne Batı ne Doğu, bu Türk'ün Yolu."
Elbette böyle bir başlık Turancıları heyecanlandırır.
Kemal Kılıçdaroğlu, bildiğiniz gibi, partisinin eski defterlerini açmış, geçmişte çizik çekilen bütün gruplar ve görüşlerle helâlleşme turlarına başlamıştı.
Bu turlarda "Turancılar"la helâlleşmeden bahsetmeyince, bildiğiniz gibi "Helâlleşme sırası Turacılarda mı?" başlıklı yazımda neden Turancılarla barışması gerektiği üzerinde durmuştum.
Kısaca hatırlatayım: Sabahattin Ali'nin şikâyeti üzerine, 26 Nisan 1944'te, Ankara'da ilk dava, görüldükten sonra 3 Mayıs 1944'e ertelendi. O gün Atsız'a destek veren Ankara'da üniversite öğrencilerinin ağırlıklı büyük nümayişi üzerine tutuklamalar başladı. Davanın resmî adı "Irkçılık-Turancılık Davası" idi. Onun için CHP'nin son genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na, CHP'nin ikinci genel başkanı İsmet İnönü'nün, İkinci Dünya Savaşı'nda ABD'nin de desteğiyle galip çıkan, işgallerindeki Türk toprakları itibarıyla Turancılıktan en çok etkilenecek Stalin Rusya'sının tehditlerinden çekinerek "Turancılar"a tavır koyması üzerine "Turancılarla da helâlleşecek misiniz?" diye sormuştum.
Kemal Kılıçdaroğlu'yla sonra konuştum. O konuşmayı tekrar vermeden önce, Kılıçdaroğlu'un "Türk'ün yolu" çıkışında ne dedi, onu okuyalım. Bu çıkış çok çok önemli.
Çin'de Türkler, hayvanca muamele görüyor, Saray'dan hiçbir ses çıkmıyor. Ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerine bir hafta kala, Çin'i karşısına alacağını bile bile, Uygur Türklerine çektirilen eziyetten, "Türk yolu" diyerek "Turan yolu"nu açacağından bahsediyor:
"'Bugün, hayatımın en büyük projesini açıklıyorum. Görsünler, Batı'yı, Doğu'yu ne kadar umursuyormuşum. Ben Doğu, Batı diye ayırmam. Türk Devleti'nin menfaatleri neredeyse, orada olurum. Açıklayacağım proje, Türk Devleti'nin gerçek manada Türk dünyasıyla buluşma projesidir. Türkiye'nin, Türk dünyasıyla geç başlayan, ama yavaş yavaş sağlıklı bir zemine oturmaya başlamış ilişkilerini arşa çıkaracak projedir bu. Tarihî İpek Yolu'nu canlandıracağız. Yani Türkiye'yi Çin'e bağlayacağız. Hızlı, yeni bir ticaret ve taşıma koridoru, yani otoban açacağız. Bu koridor boyunca, yüksek kapasiteli kara yoluyla, çift hat demir yolu altyapısı oluşturacağız. Tarihî İpek Yolu Otobanı ve Demiryolu, yaklaşık 5 bin 500 km. uzunluğunda olacak. Şimdi düşünün; Türkiye'den, Gürbulak ve Kapıköy'den çıkarak İran'da Tebriz ve Tahran'ı, Türkmenistan'da Aşkabat'ı, Özbekistan'da Taşkent'i ve Kazakistan'da da Almatı'yı geçerek Çin'e varacaksınız. Böylece kuzeyde Gürbulak, Çin'in ve koridor üzerindeki ülkelerin Avrupa ve Karadeniz limanlarına, güneyde ise Kapıköy ile Mersin ve İskenderun limanlarına bağlantısı sağlanacak.
Sevgili halkım, bugün uluslararası ticaretin yaklaşık yüzde doksanı deniz yoluyla yapılıyor. Bu proje, denizlere kıyısı bulunmayan Türkmenistan, Özbekistan ve Kazakistan'ı Türkiye limanlarıyla buluşturacak. Türkiye, Türk dünyasının deniz giriş kapısı olacak. Bakın, bu dediğim Batı'yı kaygılandıracak, bunu biliyorum. Bu akşam rapor edeceklerdir. Ben de diyorum ki, varsın kaygılansınlar. Çin'e de sözüm olacak: Bu proje aynı zamanda Çin adına büyük fırsat teşkil edeceği için Türkistan'a uyguladıkları zulmü durdurmaları ön şartlarımızdan biri olacak. Biz oradaki canımızı, kanımızı kaderine terk etmeyeceğiz. Yani özetle, Batı da Çin de kaygılansın. Biz işimize bakalım. Bu proje, herkesin kazanacağı bir projedir."
Kemal Kılıçdaroğlu'un, "Türk bayrağı"nın tartışıldığı bir zamanda, "Turan'a açılan yol"a "Bu Türk'ün yolu" demesini önemsiyorum.
Daha söyleyeceklerim var.
Arslan Tekin -Yeniçağ