Demokrasi, siyasi sistem, parlamentarizm… Bunlardan mündemiç, eksiği fazlasıyla bir Cumhuriyet tasavvuru... Bu işlere Tanzimat (hatta evveli) kafa patlatan bir mirasın terekesini kovalıyoruz. Vakıa ki, işgal ve ardı; milli kurtuluş savaşı sonrası değişmesi gereken paradigma değişecekti.. TEPEDEN İNME İLE!.. “Tepeden İnme” bir şikâyet dili değildir; monarşi, otoriteryanizm ve Kraliyet düzleminden, kendini Cumhuriyete eviren Avrupa’nın yanı başında n’olacaktık?..

Bir Cumhuriyet kurduk! Bugün 19 Mayıs’ı idrak etmenin ne anlama geldiği, birilerinin kafasında hala sorgulanır! Bugün ki TBMM Başkanı, 19 Mayıs kutlama iletisinde Mustafa Kemal’i hükümsüz, sorunlu gören dünya görüşünün çarpıcı numunesidir.

Neden pekâlâ? Seküler bir dünya sistemiyle bağlaşamayan sıkıntıları sürgit devam eder. Çelişki o ki, tenkite tabi tuttukları seküler nizamın piyasa koşullarıyla uyum sağlamış; doğal ve pozitif hukukun “fikri membaıyız” iddiasını sahiplenen AB ve onun değerlerini tırtıl gibi kullanmak istemişelerdir. Ezcümle oportünist/fırsatçılık, iddia ve dünya görüşlerinin hilafında olmadıklarını da biliyoruz; çünkü “Takıyye” kavramı, sahibini bilmektedir.

15 Temmuz, onlar adına bir DUVARA TOSLAMA halidir! Sonuçları çok acı ve tahrip edicidir! Husumet oklarının nişangâhına yerleşen Müesses Nizam.. her nevi cemaat, mezhep, İslam popülizmi ile örselendikçe kurtuluşa ereceklerdi. Hayır!.. Anlamadılar.. Anadolu, Türk ile ne demektir? 1000 yılı aşkın devlet pratiğinin ve ardındaki felsefenin farkında değillerdi. İdeolojik saplantılar İslam Sosyolojisindeki marazayı görmezden aciz kalınca şahit olacağımız hadiseleri yaşayacaktık!

Haddizatında demokrasi kavramı ile sorunluyuzdur. Politik kültür batıda olduğu gibi, maalesef bizde dokuya nüfuz edemedi. Geniş mütalaa isteyen

Medeniyet/Kültür kavramlarıyla nazar edersek, handikaplı yönlerimiz bir bir ortaya çıkar. Nihayetinde toptan sistemi kilitleyen, işlevsiz bırakan süreçte, bir parti başkanının “Bahçeli’nin” kanımca haklı çıkışı dikkatleri çekmişti... Kısaca, 24 Haziran seçimlerinin esbabı mucibine geldik. Devlet Beğ haklıdır, müessis nizam içinde dinamik bir işletime ihtiyaç kaçınılmaz! Burada sorun ve soru ise “Hangi kafalarca olacaktır?” a, bulamadığım cevaptır!

Millet İttifakı nazarımda, geriye dönüşün temsilcileridir. Cumhur İttifak’ı ise şurada sorgulanır: Türk Milli Devlet Kimliği ve Cumhuriyetin seküler işletim, tanım buutlarına karşı; bilinçlerinde tekfir derecesinde husumet besleyenlerin Ak Parti siyasasında mevzilerini korumalarıdır. İslam sosyolojisinin içinde kıvrandığı bunalım çağında “Temsil ettikleri” dünyanın acil sorunlarına odaklanmadan, sistem hücumuna başlayanların, yeni nizamda aynı mantıkla(!) hareket etme ihtimalleri sıkıntımızı vurgulamak adına yeterli.

MHP Gn Bşk’ı bunları görüyor mudur? Umarım… Devlet, dünyevilik, türe ve nizam sistemidir. Bu referansları samimiyetle görmek ve akılane yaklaşımla hakkını teslim etmedikçe ne değişir? Bilemem!.. Din, kültür, vicdan ve hülasa bunların yaşayıp tatbik bulması; ancak Devletin kendi özgünlüğü ve tarihi misyonunu anlamakla olabilir!

Ülkücü saikla baktığımda, biz insanları sadece tüketen ve belli görev ifa edenler derekesine indirgemeden, insan Şahsiyetince bakarız; lakin Devlet işleyişi bir cemaat, bir tilmiz yahut vehimler atfedilen odakların emr-ü amadesi olursa.. yazık olur!

Şahsiyetli, bilgili ve zamanı akledenlerin tercihi ile galebe çalınacak bir memleket nizamı inşallah uzaklarda değildir.

MURAT TAŞDAN