İnsan bilinci ve bilimsel gelişmenin vardığı en son nokta; biyometrik verilerden faydalanarak algoritmik dizayn diye tarif edebileceğimiz "yapay zekâ"dan faydalanmak seviyesinde iken, bizlerin tartıştığı konuların derinliğine bakar mısınız ?  
En az 200-300 yıl öncesine ait değerler sistemi, düşünüş ve üretim biçimi, kavramları ve diliyle ve dahi o bilinç düzeyiyle bugüne ve geleceğe dâir siyaset ve hukuki bir meşruiyet üretemezsiniz !    
Millet olarak çağın gerekliliklerini ıskalamamak için önümüzde en fazla 20 yıl var. Bu zaman zarfında "akıl, bilim, hukuk ve demokrasi" ölçüleriyle ve klasik üretim faktörlerinin önüne AR-GE ve bilimi alarak Bilgi Ekonomisine modeline geçemez isek zamanın 3. ligine düşeceğiz...

Üzerinde kavga etmeyeceğimiz Ortak değerler mi arıyorsunuz?

Akıl topal eşektir, onunla menzile varılmaz. Akıl mı itaat mı? Akıl topal eşektir, onunla menzile varılmaz. Akıl mı itaat mı?

AKIL, BİLİM, HUKUK ve DEMOKRASİ...  

Bu anlamda hukuk bilinci ve demokrasi telâkkisi olmayanlar için siyaset, devleti ele geçirme mekanizmasıdır. Siyaseten böyle düşünenlerin kamu kaynaklarını yağmalaması da, yine 300-500 yıl önce geçerli olan "kılıç hakkı ve ganimet" fikrine dayanır.

İçinde bulunduğumuz durumu anlayabilmek için muhataplarımızın zihni ve fikri kodlarını bir şekilde çözebilmek gerekir...
Bu anlamda aşağıdaki söz toplumsal perişanlığımıza, hoyratlığımıza ve sevgisizliğimize çare olur mu acaba?

"İnsanın en büyük günahı bilinç düzeyini artırmamaktır."

Tarihi ve toplumsal travmalardan, sosyal bünyemizdeki fay hatlarından korunmak ve güzel bir gelecek inşâ etmek istiyorsak, Demokratik Değişim Hareketinin ortaya koyduğu kapsayıcı ilkelere ihtiyacımız vardır. Unutmayalım ki, bu ilkelerden korkacak olanlar ise, sadece YANAŞMA DÜZENİ'nin muktedirleridir.

RUBİL GÖKDEMİR / Demokratik Değişim Hareketi

Editör: Kerim Öztürk