TÜRKLER VE LATİN ALFABESİ...
Türklüğün lisanı bir
Dili bir, vatanı bir
Fakat hepsi ayrılır
Olmasa lisanı bir..
Ziya GÖKALP
Genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti harf inkilabı, ile birlikte, Türklerin Latin alfabesini kullanması çeşitli spekülasyonlara yol açtığından gelin bu serüvenin gerçek hikayesini hep birlikte öğrenmeye çalışalım.
"Latin" alfabesi diye bilinen alfabe, esasında "Etrüks" Runik yazısından türemiş bir alfabedir. Etrüks Runik yazısı ise "Göktürk Runik" yazısı ile akrabadır. Yani bizim Latin harfleri diye aldığımız harfler aslında Göktürk harfleriyle aynı kökenden gelmektedir.
2004 yılında Etrüks Yazıtları Göktürkçe ile okunabilinmişti. Yani bu harfler öz be öz Türklere aittir. Zamanında Troyalılar ve İskitler (Saka Türkleri) İtalya Coğrafyasına göç etmiş ve Roma medeniyetini kurmuştur. Efsaneye göre Büyük Roma medeniyetini kuranlar yani Etrüksler, Türklerin kendileridir.
Etrükslerin Alfabesi (Latin Alfabesi) de Türk Alfabesidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Tarih, Filoloji, Arkeoloji ve Antropoloji'yi çok iyi biliyordu. Bu donanımlar sayesinde Batının tarih tezine karşı, Türk tarih tezi ile baş kaldırıyordu. Hatta bir gemiye Etrüks ismi bile koyulmuştu. 1 Kasım 1928'de de Harf Devrimi yaparak aslında Türkleri kendi öz alfabesine kavuşturmuştur.
Ve günümüze gelindiğinde 2006 yılında İtalya'da Ferrara Üniversitesi'nin yaptığı araştırmalar sonucu Etrüksler ile Türklerin DNA yapısı %97 oranında eşleşti ve Etrükslerin genetik yapısının İtalyanlardan çok Türk’lere benzediği ortaya çıktı. Uzmanlar, özellikle Etrüsklerin "Murlo" kasabasındaki torunlarının genetik yapısının, birebir Türk'lerin genetik yapısıyla örtüştüğünü vurguladı. Bu ilginç çalışmalar mutlaka daha da genişletilmelidir.
Türkiye Cumhuriyet'i Devletinin kurucusu "Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün" yapmış olduğu harf inkılabı sayesinde okullarımız modren eğitime geçerek bu günkü durumuna gelmiştir. Ayrıca okullarımız da eski Türk tarihini daha iyi anlayabilmemiz için eski yazı dillerimiz olan Göktürkçe ve eski Türkçe yani, Selçuklu ve Osmanlı Devleti'nin kullandığı dil de mutlaka öğretilmelidir. Çünkü "Bir millet geçmiş tarihini bilmeden geleceğini doğru inşa edemez."
Türk milleti yeni nesil, mutlaka Göktürkçe öğrenerek "Orhun ve Yenisey' anıtlarında ki kitabelerde yazılı bulunan Türk milli kimliğinin özü sayılan hikmetli sözleri bu sayede daha iyi öğrenerek anlayabilecektir. "Bilge Kağan ve Kül - Tegin" bu kitabelerde Türk milletinin yol haritasını doğru kodlayarak abideleştirmişlerdir. Türk'i topluluklar ve Oğuz nesli; Orta - Asya steplerinde ki Türk kültür ve medeniyetini bu sayede çok daha iyi algılayacaklardırlar.
Ayrıca "Kavimler" göçünü başlatarak kuzeyden batı Avrupa da ki nüfus hareketlerinde değişikler yaşatan, Türk kavminin oralarda ki izlerini mutlaka araştırarak kültürümüze "Macaristan" da kendilerini "Kıpçak Türk'ü" olarak tanıtan soydaşlarımıza dil konusunda yardımlarda bulumalıdırlar. "Ural - Altay" dil gurubuna bağlı bir çok kavimle, maalesef hala çok yakın bir bağımız yok? Batı niçin bu konularda mesafe kat etti? Önce, kendi kültürümüzü transfer etmek için hiç bir şeyden, masraftan kaçınılmalıdır.
Bir milletin kendi kültürünü günümüze taşıması açısından daha önce sahip olduğu dilleri Türkler de (Göktürkçe ve Selçuklu, Osmanlı Türkçesi) okullarımızda mutlaka okutulmalıdır! Türkü'z ama, ne geçmişimize ait doğru dürüst tarihimizi, konuştuğumuz dillerimizi, nede arkaik dönem başta olmak üzere geleneksel kültürümüzü yani, "Orta - Asya" da yaşadığımız hayatı çok iyi bilmiyoruz. Eksik olan şey bu konuda batılı bilim insanlarının yazdıklarını ve bilimsel araştırmalarını kullandığımızdır.
"Türk Tarihi Ünivesitesi" veya Türk Milli kimliği üzerine araştırmalar yapan "Türk Ensitüsü" gibi; zamanında "GaziMustafa Kemal Atatürk'ün" kurmuş olduğu "Türk Tarih Kurumu" ve "Türk Dil Kurumu" gibi önemli kuruluşlar kurularak akademik ve bilimsel çalışmalar, Türkiye Cumhuriyet'i Devleti tarafından desteklenerek ivedilikle hayata geçirilmelidir. Zira bu gün Türk kimliği üzerinden oynan oyunları görememek herhalde körlük olur..
"Milli bir duruşun yoksa kuracağın hayalin istiklali olmaz."
Ali KARACA
Araştırmacı Tarihçi
Yazar ve Şair
İSTANBUL