MHP'li Başkan Sayıştay'ı Göreve Çağırdı: AK Partili Belediye Toplu Konut Parasıyla Bitcoin Almış! MHP'li Başkan Sayıştay'ı Göreve Çağırdı: AK Partili Belediye Toplu Konut Parasıyla Bitcoin Almış!

Türk yurtlarını ele geçirmek için fırsat kollayan Çarlık Rusya'sı galip geldigi her savaşta Türk topraklarını işgal etmenin yanında anlaşmaya yüksek miktarda savaş tazminatı şartını dayatıyordu.

Devlet Rusya'ya savaş tazminatını ödeyebilmek için orduda ıslahat yapamıyor, savaş araç gereci üretemiyor veya satın alamıyordu.

Kısaca Osmanlı Devleti bırak kaybettiği yerleri kurtarmayı, kalanı savunma imkânı dahi bulamıyordu.

Zaten Rusya'nın amacıda Osmanlı Devletini bu duruma düşürmek degilmiydi?

1828-1829 Osmanı Rus savaşı sonrası imzalanan Edirne anlasmasına göre Ahıska Türkleri'nin yurdu Rus yönetimine bırakıldı .Çile ve göz yaşı da bundan sonra hiç dinmedi.

Stalin haydudu ikinci dünya harbinde ön cephede savaşa sürdüğü Türk ve müslüman askerlerden hayatta kalanların yurtlarına dönmesine izin vermediği gibi 
geride kalan ailelerini Rusya içlerine ve Sibirya'ya sürgüne gönderdi.

Gerekçe ilginçti.Güya Ahıska Türkleri ikinci dünya harbinde Nazilerle iş birliği yapmıştı.
Kırım ve Kafkaslar bölgesinden sürgün edilen Türkler içinde aynı gerekçe üretilmisti. 
Oysa gerçek niyetleri Karadeniz çevresinde Türk bırakmamaktı. 

Bir kaç saat gibi kısa bir sürede temel ihtiyaçlarını dahi alma fırsatı verilmeden tren istasyonlarına götürülüyorlardı.Kış günü olduğu halde kasten günlerce istasyonlarda açık havada bekletildiler. Sonra ölüm katarı olarakta bilinen hayvan vagonlarına doldurulup sürgüne gönderildiler. Onbinlerce soydaşımız bu sürgün sırasında öldü.

Sürgün yerine ulaşanlar ise en ağır işlerde köle gibi çalıştırıldı.Sürekli gözetim altında tutuldu. 

Gerçek durum böyle olduğu halde:Türkiye'de halen aktif olan bazı paçavralar, marksist ideoloji mefta olduğu halde ideolojik bir saplantı ile olayı değerlendiriyor ve şöyle bir yorumda bulunuyorlar.
"Ahıska cepheye uzak olmakla birlikte Türkiye'ye yakındı.Şimdi kendimizi Stalin'in ve kızılordu genelkurmayının yerine koyalım ve düşünelim: Türkiye'nin saldırması durumunda Ahıska Türkleri ne yapacaklardı? Kendi devletlerini mi tutacaklardı yoksa soydaşlarını ve dindaşlarını mı? İster istemez bir tercih yapmak zorunda kalmıyacaklarmıydı? Onları yerinde bırakmak ve böylesi bir tercihe zorlamak dogu olur muydu? Onları böyle bir duruma düşmekten kurtarmanın sürgunden baska bir yolu varmıydı?Potansiyel cephe hattından uzaklaştırmak onlar için de daha iyi degilmiydi?

1956 da haydut Stalinin ölümü ile sadece üzerlerindeki baskı azaldı.

77 yıldır Soydaşlarımızda ne sürgünün acısı dindi ne de Vatan hasreti bitti.

9 ülkeye dağılan kardeşlerimiz bugün Gürcistan sınırları içerisinde kalan ve Ardahan ilimize komşu olan yurtları AHISKA'ya dönebilmek için halen mücadele veriyorlar.

Mehmet Topalgökceli

Editör: TE Bilisim