Dünyada tek etnisiteli kabile devletlerinden başka devlet yoktur. Etnik zenginlik modern milli devletlerin gereğidir. Türk milleti temasta olduğu tüm etnisite ve inançlara hoşgörü ile bakmış, insanı yaşatma idealini temel felsefe yapmıştır. Osmanlı bu açıdan yüzyılların dünyaya model ülkesidir. İmparatorluk dünyada olduğu gibi bizde de bitmiştir. Osmanlı üç asra yaklaşan çöküş sürecinin sonucu tarih sahnesinden silinmiştir. Osmanlıcılık, İslamcılık bu çöküşe maalesef çare olamamıştır. Son yüzyılda Yunanlıların 1820 Mora Yarımadası'nda yaptığı korkunç Türk katliamı sonrası ardı ardına Osmanlı topraklarından kopuşlar yaşandı. Bunda en büyük kopma nedeni işgalci İngiliz, Rus vb. etnik kışkırtma, beşinci kol casusluk faaliyetleri etkili olmuştur. Yunan, Arnavut, Sırp, Bulgar, Romanya, Makedonya vb. kopuşlar Balkan Savaşları sonucu faciaya dönüşmüştür. İzmir'in İngiliz, ABD destekli Yunan işgali, İstanbul'u beş yıl süren İngiliz ve ortaklarının işgali, İstanbul'un yaşadığı unutturulmak istenen çok kara günlerdir. Kars, Ardahan'ın 35 yıl süren Rus işgali, Doğu, Güneydoğu ve Akdeniz'de emsali görülmemiş işgallerle vatan topraklarına çöktüler. Sevr ile idam fermanımızı hayata geçirmeye çalıştılar. İşte Kurtuluş Savaşı bu çaresiz yoksulluk ve imkânsızlıklardan yeniden ayağa kalkma, ebedi var olma hamlesi, dünyaya meydan okuyan bir büyük kahramanlık destanıdır.

Türk Gençliği Farkında Mı? Türk Gençliği Farkında Mı?

Selçuklu, Osmanlı tarihi daha çok fetihler tarihidir. Bu fetihlerde Türk nüfusu ya cephelerde ya da yeni fethedilen yerlere zorunlu iskân politikaları ile Güneydoğu kadim Türk yurtları olmasına rağmen boşaltılmış, sürekli batıya insanlar göç ettirilmiştir. 1071 Malazgirt Savaşı Ermeni tarihçi Krikos'un yazdığı tarih kitabında Türklerin yeni gelişi değil, tekrar gelişidir. Anadolu binlerce yıldır Kadim Türk yurdudur. Her türlü kaya resmi, taş baba, balballar ve arkeolojik kazı ve buluntular, Saka İskit Türklerinin buluntuları tereddütsüz bunun ispatıdır. Malazgirt Savaşı sırasında Arap Abbasi devleti Bizans'ı desteklemiş, Kürtler ise henüz İran Zagros Dağları'ndadır. Selçuklular ve sonrası beylikler döneminde ne Kürt, ne Arap beyliği, ne Kürt ne de Arap nüfusuna rastlanmıyor. Yani ülkede 1400'lü yıllarda ne Kürt ne de Arap vardır. Osmanlı, İran Zagros Dağları'ndaki Kürtlerin bölgeye gelişinin önü açılmış, bugünkü Irak'ta İdris-i Bitlisî'ye azınlıklara verdiği benzer imtiyaza İran ve bölge Türkleri karşısında Sünni ayrıcalığı vermiş ve korumaya almıştır. Türk varlığı bölgeden farklı sebeplerden ya göç ettirilmiş ya da tasfiye edilmiş, hep batıya yönelinmiştir. Bölgede kalan Türkler Kürtleşmiş, Arap coğrafyasında büyük ölçüde Türkler Araplaşmıştır.

İngilizler ve ABD önce Arapları, sonra Kürtleri tahrik, teşvik ederek sürekli acılar yaşanmış, önce Osmanlı Arap ihanetine uğramış, çöllerde milyonlarca Anadolu evlatları şehit olmuştur. Arap ülkelerinin bağımsızlık yıldönümü, İngiliz'e uşaklık, Osmanlı'ya ihanet yıl dönümüdür. Bu dün İngiliz eliyle bugün İsrail ve AB tarafından aynı sömürge zihniyeti sahnededir. Bugün Malazgirt Savaşı'na Arap ve Kürtleri ortak etmek tarih bilimine ihanet etmektir. Tarih uydurulmaz, yaşanan objektif kayda geçirilir. Açılıma psikolojik altyapı için hem Türk'ün Malazgirt zaferini etnik projelere alet etmek, bir taraftan sığınmacılara alan açmak, vatandaş yapmak, Anayasa'da etnikçilik montajıyla Türk'ün yanına Arabı, Türkçenin yanına Kürtçe ve Arapçayı ilave etmek tarihi, sosyolojik ve milli gerçeklere ters bir teşebbüstür. Sahi Zaza, Arnavut, Çerkez, Roman 36 etnik köken sayıyor, dillendiriyorsunuz, bari onların etnik dili, etnik kimliğini de Anayasa'ya koyun, yazık böyle bir ülke olur mu? Hani tek millet, bu nasıl bir çıkmaz sokaktır? Osmanlı'ya ihanetin bedeli bugün çok acı biçimde yaşanıyor. Petrol ve doğalgaz zengini Araplar, fakir Arap Filistin, Yemen umurunda bile değildir. Onlar zenginliklerini Araplara değil, dün İngiliz bugün İsrail, AB, ABD'ye peşkeş çekmenin özel görevlileridir. Filistin'de, Yemen'de katliam, kan ve gözyaşı umurlarında değildir. İmanın en düşük derecesi kınama bile yapamayacak zalimler güruhunun piyonlarıdır.

Aynı akıbet Kürtler üzerinde deneniyor. Beşinci kollar çok aktif. Üç asırdır önce Ermeni, Arap, sonra Kürt etnikçilik kışkırtma ihaneti bitmiyor. Şayet Kürt insanı ve ülke insanı uyanmaz, ihanet oyununu bozmazsa Filistin'in akıbetine uğrar. Onlara su, petrol, doğalgaz, Orta Doğu halklarının payına kan, gözyaşı ve katliam düşer. Evet, her etnisitesi eşit, birinci sınıf vatandaş olma şerefine nail olan insanımız ülkenin her tarafının sahibidir. Varsa ayrımcılık, kötü muamele hep birlikte karşısına dikilelim. Her etnik dile eğitim kaos, kargaşa, körler sağırlar düzenine döneriz. Her insan etnik dil, şive, ağzını konuşsun, konuşuyor da. Ortak kültür, birlikte yaşama iklimimiz, yemek, folklor, müzik ortak alanımız, evlilikler zaten kan bağı kurdu. Bu noktaya kolay gelmedik. Türkçe ortak bir millet olma dilimiz. ABD, İsrail, AB, Rusya Kürt'ü Türk'ten çok mu seviyor? Kürt'ün ela kaşına, kara gözüne mi hevesli? Ortada kanlı bir bölüşüm sömürü oyunu var. Bu oyuna figüran olan da olmayan da bu kan ve gözyaşından nasibini alır. Filistin buna alet oldu, tablo ortada. Orta Doğu halkları etnik ötesi kardeştir. Siyonist kukla Batı dünyasının oyununa gelmenin sonu yoktur, pişmanlıktır. Kürt'le ilgisi olmayan istihbarat örgütlerinin zehirli ağına düşmeyelim. Türkiye 200 milyona yeter, ayrılırsak hiç kimseye yetmez. Osmanlı, etnik İngiliz başta batılıların ihanet tuzağı ile diz çöktü, yıkıldı. Aynı ihanet tuzağına düşmemek, etnik ihanet tuzağı oyunu bozulmalı, Türk milletine biçilen kefenler yırtılmalı, tarihin çöp sepetine atılmalıdır.

Sabri ŞENEL – 20.05.2025 / İstanbul

Editör: Kerim Öztürk