İnsanları inandıkları şeyin yanlış olduğuna, önlerine kanıtlanmış gerçekleri koyarak, ikna etmeye hiç kalkıştınız mı? Peki bu ikna çalışmasının sonucunda fikrini değiştiren çıktı mı? Cevabınız çoğunlukla hayır olacaktır muhtemel.

Aslında ikna etmeye çalıştığınız insanlar, önlerine ne kadar kanıt koyarsanız koyun, inandıkları şey her ne ise ona daha sıkı sarılmaya başlarlar genelde, bunun en temel nedeni de oluşturdukları dünya görüşünün tehdit altında olduğunu düşünmeleridir.

Aslında bu davranış biçimi iki faktörün sonucudur: bilişsel uyumsuzluk ve geri tepme etkisi.

Bilişsel Uyumsuzluk Teorisi Leon Festinger tarafından 1957 yılında ortaya atılmıştır. Bu teori, insanın bilişsel yapılanmasında sıkça meydana gelen çelişkili durumların anlaşılması ile ilgilidir.

İnsanın, zihninde çatışan fikirleri, hisleri olduğu zaman duyduğu bir tedirginlik ve rahatsızlık durumu vardır. Bu çatışma bir belirsizlik, bir dengesizlik yaratır. Rahatlamak ve zihinsel balansı sağlamak için, bu çatışmayı sonlandırmak amacıyla bizi içten içe dürten bir şeyler hissederiz. Çatışmayı yaratan zihinsel etkenlerden birini veya birkaçını, tutarlı ve dengeli bir zihin ortamına kavuşmak için manipüle ederiz. Yani, kendi kendimizi kandırırız ve bu bizi rahatlatır.

İlk defa Brendan Nyhan ve Jason Reifler tarafından terim olarak kullanılan Geri Tepme Etkisi (Backfire Effect) ise inançlarına aykırı bir kanıt ile karşılaşan bireylerin bu kanıtı reddederek inançlarına daha da sıkı bir şekilde bağlanmalarını ifade eden bilişsel bir yanlılıktır.

Geri tepme etkisine göre, bireylerin doğru olarak kabullendikleri herhangi bir olgu bilimsel olarak çürütüldüğünde bile bireyler üzerinde tam tersi bir etki yaratabiliyor. İnanç ne kadar ideolojik ve duygu-temelliyse, aykırı kanıtın etkisiz olma olasılığı da o derece artıyor. Kanıtın doğru olma olasılığına daha açık olmak yerine birçok kişi ilk etapta kabullendikleri olgunun doğru olduğunu ikna oluyorlar. İnançlarını sorgulamak yerine onlara sadık kalmayı tercih ediyorlar.

Anlaşılan gerçekler durumu daha da kötüleştiribiliyor o zaman insanları inançlarının hatalı olduğuna ikna etmek için neler yapabiliriz?

Duyguları konudan uzak tutun.
Tartışın ama saldırmayın.
Dikkatli dinleyin ve karşı görüşü de tam olarak anlamaya çalışın.
Saygı gösterin.
Neden bu fikre inandığını anladığınızı ifade edin.
Değişen gerçeklerin mutlaka değişen dünya görüşleri anlamına gelmediğini açıklayın.

Bu stratejiler, insanların zihnini değiştirmek için her zaman etkili olmayabilir ama denemekte ve anlamakta fayda var elbette...

Prof.Dr. Murat Esin.


Editör: TE Bilisim