27 Aralık 1939'da Erzincan'da 7,9 büyüklüğünde bir deprem olur. Cumhuriyet tarihinin en acı doğal afetlerinden biri de bu Erzincan depremidir. 

Depremde 40 bin'e yakın insan hayatını kaybetmiş,şehir tamamen yıkılmıştır.

Siyasal ve düşünsel bir hesaplaşma! Siyasal ve düşünsel bir hesaplaşma!

Bir tek Almanların yaptığı istasyon binası ile tek katlı olarak yaptırılan hapishane binası sağlam kalmıştır. 

Bu sağlam kalan hapishanedeki mahkumlar; 

Adam öldürme, adam yaralama, gasp, eşkiyalık, hırsızlık, kaçakçılık gibi suçları olan mahkumlardı. 

Bu Depremde yaşanan bir olay;

Türk sosyoloji tarihine geçmiştir.

Depremde, Doğu Anadolu'nun kış şartlarında halk yaralı
veya ölü olarak toprak altında kalmıştır. 

Şehrin çevre illerle irtibatı kesilmişti,şehir halkı nerede ise topyekûn ölüme 
mahkûm olmuştur.

Dönemin Erzincan Cumhuriyet Savcısı 
İzzet Akçal Bey, (Eski başbakanlarımızdan Mesut Yılmaz'ın öz amcasıdır) mahkumları toplar ve onlara şöyle seslenir:

--“Sizi şimdi kurtarma çalışmalarında görev almak üzere serbest bırakacağım. Aranızda civar köylerden olanlar varsa iki günlüğüne köylerine gidip, ailelerini görebilirler. 

Ancak bir koşulum var;     hiçbiriniz kaçmayacaksınız. 
Canla başla  çalışacaksınız. 
İşiniz bitince cezaevine döneceksiniz” 

Mahkumlar her sabah hapishaneden çıkıp şehre dağılırlar. 

Akşama kadar, bazen sabahlara kadar yaralı ve ya ölüleri toprak altından çıkarmak için canhıraş uğraşırlar. 

Yorgunluktan yığılıp kalana kadar çalışıp dinlenmek için hapishaneye dönerler.

Deprem bölgesine özel bir trenle hareket eden
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü de bu özverili çalışmaya tanık olmuştur.

Erzincan yakınlarında tren istasyonu üzerindeki 
bir köyde bir mahkum İnönü’yü getiren trene binmek ister. 

Muhafızlar ile mahkûm arasında itiş kakış olur.
Çıkan kargaşa sebebiyle İnönü olay yerine gelir. 

Mahkûm İnönü’ye yaklaşarak: 

--“Efendim, ben Savcı Bey’e kaçmama sözü verdim.
Erzincan’a dönüp, kurtarma çalışmalarına katılmak
istiyorum. Beni de trene alın” der.

İnönü olaydan etkilenir ve mahkûmu trene alır.

Erzincan hapishanesinin mahkûmları bu depremde 
binlerce insanı kurtarmışlardır. 

Bu kurtarma faaliyetleri sonunda Savcı hapishanede yaptığı sayımda hiçbir firara rastlamaz. 

Bütün mahkumlar gelip teslim olmuşlardır.

Erzincan Cumhuriyet Savcısı İzzet Akçal Bey
Cumhurbaşkanı İnönü’ye, Meclis başkanına ve devrin
Başbakanına durumu bir telgrafla bildirerek bu mahkumlar için
af çıkarılmasını teklif eder.

Gerçekten de 26 Nisan 1940’ta özel af kanunu Resmi Gazete ‘de yayımlanır ve yürürlüğe girer. 

Böylece Erzincan hapishanesin de ki mevcut 241 mahkûm evlerine dönerler.

Mahkumlarını bile seferber edebilen devlet yapısından...

Geçtik devlet kaynaklarını

Onbinlerce gönüllüsünü kullanmayı beceremeyen

Devlet yapısına dönüştük.

Aferin bize...

ALINTI

Editör: Kerim Öztürk