Eğitim sistemini neresinden tutarsanız elinizde kalıyor. Son yıllarda bu durum hızla ortaya çıkmaya başladı. Alınan kararların sonuçlarının nelere mal olacağı göz önüne alınmadığı için eğitim içinden çıkılmaz bir hâl aldı. Pandemi döneminde ortaya atılan Açık Lise uygulaması eğitim sistemini derinden yaraladı. Sistem yaş sınırı olmadan uygulamaya konulunca, okullar boşalmaya başladı. Açık liseye geçiş için 18 yaş sınırının olmaması gençlerin geleceğini tehdit etmeye başladı. İstatistiki verilere göre Açık Öğretim öğrenci sayısı 1 milyon 566 bin. Ortaöğretimdeki çağındaki toplam öğrenci sayısı ise 6 milyon 550 bin. Ancak örgün eğitim içinde olması gereken 14-18 yaş grubunda olan 2 milyon 200 bin öğrenci okul dışında bulunuyor. 

Tehlike burada başlıyor 

Lise öğrencileri neden Açık Liseye gidiyorlar? Lise öğrencilerinin Açık Liseyi tercih etmelerinin en önemli nedeni üniversite sınavına daha iyi hazırlanmak. Millî Eğitim Bakanlığı, okulların kalabalık olması nedeniyle öğrencilerin Açık Liseye gitmesine ışık yakıyorlar. Bu durum dershane sahipleri tarafından da desteklenince sayı kabarıyor. Bu yıl Açık Liseye geçen öğrencinin sayısının 1 milyon 700 bin olduğu açıklandı. Oysa lise müfredatını özümlememiş bir öğrencinin üniversite giriş sınavında başarı şansı oldukça düşük. Fakat bu durum ekonomik nedenler yüzünden önemsenmiyor. Öğrenci velileri 'nasıl olsa dershaneye yollayacağım. Okulun da belli masrafı var' düşünceleri doğrultusunda sisteme katkı yapıyorlar. 

Gözden kaçanlar 

Öğrenci velilerine çok önemli uyarılar! Öğrenci velilerine çok önemli uyarılar!

Bilindiği gibi okul sistemi içinde olmak öğrencilerin, yaşam ve eğitim disiplini edinmelerini, akademik becerilerle birlikte kültürel, sanatsal ve sportif alanlarda gelişmelerini sağlar. Kişilik gelişimleri okul kültürü içinde filizlenir. 14-18 yaş aralığında olan bir öğrenci, bu dönemde dış etkilere karşı korunaksızdır. Uzmanlar öğrencilerin bu dönemi öğretmenlerinin gözetiminde geçirmelerinin en sağlıklı bir dönem olduğunu dile getiriyorlar. Öğrenci için belirli bir sosyal çevre içinde lise kültürü almış olarak üniversiteye gitmelerinin en doğru yol olduğunu belirtiyorlar. 

Çocuklar suça sürükleniyor 

Liseye devam etmeyen çocukların, suça sürüklenme ihtimali, liseye devam eden çocuklardan hayli fazla. Yapılan araştırmalarda bu çocukların üzerlerinde, okul gibi bir kontrolün olmaması çocukları, tehlikelere karşı savunmasız yapıyor.2021 yılı istatistiklerine göre 15-18 yaşta çocukların karıştığı olay sayısı 2020 yılına göre yüzde 10.8 oranında artmış durumda. Çocukların karıştığı suçlarda başı çeken suçlar sırasıyla; yaralama, hırsızlık, uyuşturucu kullanmak veya satmak, tehdit ve cinsel suçlar. İstanbul'un merkez ilçelerinden birinde bir Çocuk Mahkemesinde 2021 yılında toplam 415 dosya açılmışken 2022 yılının ilk on ayında 495 dosya açılmış durumda. Bu durum geleceğimizin kararması demek. Ülkemizde binler Çocuk Mahkemesinin olduğunu dikkate alacak olursak, çocuklarımızı sokaklardan kurtarmanın ne kadar önemli olduğu açıkça görülecektir. 

Bu yanlış düzeltilmeli

Bu gidişat düzeltilmediği takdirde hem ülkemizin geleceği olan gençler, toplumun esası olan değerleri alma şansı olmadan lise eğitiminden mahrum kalacak hem de sınavlar sonunda üniversiteye yerleşen öğrencilerin kalitesi giderek düşecek. Bilim, sanat ve ekonomik değer üreten nesiller için onlar sadece test çözdükleri, yalnızca sınav çocuğu olarak kalacaklar. Kişilikleri gelişmeyecek ve suça bulaşma ihtimalleri artacaktır. Bu nedenle bu yanlıştan dönülmelidir. Açık liseye geçiş için 18 yaş sınırı getirilmelidir. 

Yaşar ÖZAY / Yeniçağ

Editör: Kerim Öztürk