Dün 9 Eylül’dü... Düşünün!.. Ne olmuştu? Bir çoğunuz “Sahi dün ne olmuştu?” diyorsunuzdur. İzmir’in kurtuluş günüydü.
Evvelden haberlerde kutlamaları, faaliyetleri hepimiz duyardık. Şimdi ben duymadım. Mutlaka bir takım faaliyetler olmuştur ama giderek silikleştiği açık. Bugünün, İzmir’in kurtuluş günü ötesinde bir anlamı vardır. “Düşman” İzmir’den karaya çıktı ve İzmir’den perperişan gitti. 
Bugünde bile birileri bir şeyler deşmek isterler. Meselâ; “İzmir’i kim yaktı?” tartışmasına girerler. Satır aralarına öyle ifadeler yerleştirirler ki, “İzmir”i yakan da biziz! 
Ermenilerin kesilmesine inandırmışlardır; sıra Rumların kesilmesinde! Sonunda insanımızı “Acaba?” deme noktasına getirdiler!
Yazmıştım: Atina yakınında Larisa’da (Yenişehir) bizi ağırlayan, ailesi 1924 Mübadelesi’nde göçürülmüş Dimitri pazar günü mahallesinin kilisesinde “müezzinlik!” edecek. Beraber gittik. Âyinleri bitti. Baktım, kilisenin duvarlarında birtakım resimler ve bir kısmı şalvarlı, kalpaklı... Şalvarlıların elinde bıçak... Birilerinin kellesini vuruyorlar.
Anladım tabiî... Üstelik Dimitri yapmış resimleri. Türkler Rumları kesiyor. “Doğruya doğru...” demeye getirdi. Rumların münferit hâdiseleri teşmilini anlarız ama, bizde de onlar gibi düşünenlere ne diyeceğiz? Asıl suçlu, bu sapkınlara, kişilik problemi yaşayanlara köşe verenler, imkân verenlerdir; yalanlarına, kışkırtmalarına ortak oluyorlar. 
9 Eylül 1922’de, “düşman”, geldikleri gibi gemilere binip kaçtı. Türkler Vilâyet Konağı’na Türk bayrağını çektiler.
O bayrağı çekebilmek için yokluk, yoksulluk içinde Millî Mücadele verildi.
Şu haberleri Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinden aldım: “07 Eylül 2014 günü gece geç saatlerde, Muş/Bulanık Erentepe Beldesi Çataklı Köyüne gelen Bölücü Terör Örgütü mensubu bir terörist grubu, köy halkını camide toplayarak propaganda yapmışlar ve köylülerin kendilerine destek vermelerini istemişlerdir. Bilahare anılan terörist grup, köyden birisi kız olmak üzere yaşları 12 ila 15 arasında olan 10 çocuğu yanlarına alarak götürmüşlerdir.” 
Muş valisi hükûmetinin Çözüm/çözülmesine halel gelmesin diye PKK’nın çocukları kaçırmasına bahane bulmaya çalışıyor ve “Valla bilemedim! Çocuklar kendi rızalarıyla mı gittiler, yoksa gerçekten kaçırıldılar mı?” mealinde konuşuyor.
Sunucu Nevşin Mengü CNN Türk’te editörüne ne demişti: “Oğlum şu haberi düzgün yaz lan!” 
Nevşin gibi, “oğlum”, “lan” diyemeyiz ama bu ülkenin insanı olarak sorgularız: “Vali Bey! Haberi düzgün ver. Mülkî âmirsin. Kafan çalışmalı. Ortalama bir zekâya sahip olman gerekir. 12-15 yaş arası çocukların temyiz gücü olduğuna, iyiyi-kötüyü ayırabileceklerine inanıyor musun?” 
Aynı sitede bir başka haber: 
“Kimliği meçhul üç şahıs tarafından, Ağrı / Taşlıçay Bayıraltı Köyü İlköğretim Okulu duvarında asılı bulunan Atatürk maskına ve sınıflara zarar verilmiş, bayrak direğinde bulunan Türk Bayrağı aşağı indirilerek yırtılmıştır.” 
Evet, dün 9 Eylül’dü. Yedi düvele karşı verilen mücadelede galip gelmiş ve İzmir Vilâyet Konağı’na ayyıldızlı bayrağı dikmiştik.
Ya Şimdi? “Çözücü” hükûmet yüzünden bayrağımız gönderden indiriliyor. O bayrağı PKK indirmemiştir; AK Parti iktidarı indirmiştir!