Sizce Türkler dünyada yeterince doğru tanınıyor mu? 

     "Hayır! Bizi yanlış tanıtıyorlar, haksızlığa uğruyoruz.  Normalde  daha çok dostumuz olması lazım." Güzel…

     Peki… MHP, Türkiye'de yeterince doğru tanınıyor mu? Mesela Kürtler bizi biliyor mu? "Hayır!.." 

Yanlış tanıtıyorlar; MHP haksızlığa uğruyor; daha fazla oy almamız lazım." Bu da doğru…

     Peki Devlet Bey, MHP'de yeterince doğru tanınıyor mu? Çoğunluk "evet" diyecek; ama ona da "hayır!.." Devlet beyi yeterince tanımıyoruz. 

     Peki yanlış tanıtanlar kim? "AKP'liler, Bölücüler, Liberaller, Komünistler…"

     Hayır!.. Devlet beyi, "biz" yanlış tanıtıyoruz. Daha doğrusu teşkilat… 

     Her başkan kendi kapasitesine göre bir MHP vitrini oluşturuyor. Seçmen, hareketin liderine bu vitrine bakarak puan veriyor. Eğer vitrini göremiyorsa, puan bile vermiyor.

     Gençlerle konuşuyoruz: Neden MHP'liler, daha kaliteli şeyler yapmıyorlar? Entelektüel yazarları neden içerde tutamıyoruz? Neden güzel senaryolu çok izlenen filmlerimiz, gazetelerimiz, dergilerimiz, para  kazanan Televizyonlarımız yok? Neden?.. 

     Bence sebep çok ama bunlardan biri Devlet Bey değil. Bunları savunma kaygısıyla yazmıyorum.

     Biz ileri gitmiş, yükselmiş bir Ülkücüden "her şey" olmasını bekliyoruz. Oysa mesela Konya Milletvekili Faruk Bal'dan, hem Türkiye'nin hukuk mevzuatına olanca soğukluğuyla vakıf bir protokol adamı, hem de sohbet ortamlarını şenlendiren bir halk adamı olmasını beklemek hatadır. 

     Bu, Profesör İlber Ortaylı'dan türkü istemek gibi bir şey olur. Ne türkü söylemek kötüdür ne İlber hoca… Ama hocanın ihtisas alanı Tarihtir; sesi de konferansa akort edilmiştir.

     Herkesi kendi ihtisas alanının gerektirdiği şahsiyet özelliklerine göre tanımalı ve takdir etmeliyiz.

Ben, bugüne kadar teşkilatçı ile entelektüelin, siyasetçi ile gazetecinin, siyaset bilimci ile sanatçının ayırımını Devlet beyden daha net yapabilen birini görmedim. Bu, bir sosyolojik vukufiyet ve siyasi tecrübe meselesidir.

     Biz "Ülkücü"de iyi şeylerin hepsini birden görmek istiyoruz. Sorunun önemli bir kısmı da bu… Bir "ihtisas formatı" sorunumuz var. Ama bunu en çok da Sayın Genel Başkan aşmış görünüyor.

     Bu işleri yapacak olan insan unsurumuzun geçirdiği sosyal ve eğitsel süreçleri göz ardı ederek, MHP genel merkezini bütün bu uğraşı alanlarının yegâne sorumlusu ve sorunla
rın çözüm merkezi olarak görmek yanlıştır.

     Devlet Bey'in hiç kimsenin yaptığı, yapacağı şahsiyetli, tavizsiz, adam gibi işlere engel filan olduğu yoktur. Disiplin de bu manada ideolojik bir otokontrolden ibarettir. 

     "Teşkilat disiplini"ni bazıları yanlış anlıyor.  Teşkilat disiplini, teşkilatın bittiği yerde başlar ve dava şuuruyla girilen bir "sırat-ı müstakim" gibidir. Onu sadece melaike vasıtasıyla Allah denetleyebilir. 

     Teşkilat disiplini… Teşkilata çok sadık gibi görünen bir yöneticinin, seçim veya adaylık sırasını satmamasının garantisidir. Yoksa "laf söz olur" diye veya "hata yaparım da yükselemem" korkusuyla teşkilat başkanının karşısında el pençe divan durmak değil…

     Sanatçıyı korumak kollamaksa, 21 yıl boyunca MHP'nin yan kuruluşu olan Türk federasyondan maaş alan bir "sanatçı" maaşı kesilince veya ihtisası, siyasi ikbaline yetmeyince bütün genel merkeze "karga" demeye başlıyor ve sevenlerini ahlaken olumsuz yönde etkiliyorsa, bu desteklenen "resmi sanatçı" işini de sorgulamamız gerekir.

     Sanatçı, sanatını genel merkeze değil, sanat jürilerine ve ondan da önemlisi halka ispat etmelidir. Öbür türlüsü, Ülkücünün sırtından geçinmek için yol aramak olur.

     Adını kendinizin koyduğu bir gazete, etkin muhalefet yaparak siyasi sponsor bulmak veya çok satmak adına, size belden aşağı iftira atan bir "yazar"a köşe verdiyse; siz ne yapardınız? Karar verin.

     Pespaye nefsi çekişmeler ve politik hamleler yüzünden hançerlenmedik yeri kalmamış bir lidere, hiçbir camia, bizdeki kadar haksızlık yapmamıştır.

     Hareketin içinde bir şeyler yapmaya  çalışan  bir sanatkârı, bir entelektüeli, bir aksiyon adamını, en iyi anlayacak olan, Devlet Bahçeli'dir. Bunu övgü ve yaranma adına söylemiyorum. Ülkücü gençlere, faydalı olacak bir bilgidir; tanıklıktır bu... Proje ve patent seviyesinde kalıp keşfedilmeyi beklemeyiniz. Kendinizi geliştiriniz, üretiniz ve saygıyı elden bırakmadan atılganlık gösteriniz.

     Sicilini kendi eliyle veya diliyle bozmuş abilerin, siyasi kredisini tüketmiş başkanların sözüne bakarak ümidinizi kaybetmeyiniz. 

     Hiçbir şey yapmasanız bile "mevzîyi" terk etmeyiniz.