Bekir Gül
Biz biliyoruz ki, ulu yaratıcı Tanrı bütün emir ve yasaklarını insanların arasından seçtiği resullerine melek aracılığıyla yazılı sahifeler hâlinde değil, şifâi (sözlü) olarak bildirmiştir..
-Kur'ân Arapça mı indirilmiştir yoksa Arapça mı yazılmıştır.?
-İncil Aramice mi indirilmiştir, yoksa Aramice mi yazılmıştır.?
-Tevrat İbranice mi indirilmiştir, yoksa İbranice mi yazılmıştır.?
İnsan ister istemez merak ediyor, bahse konu üç semavi dinin de bir kökten ve aynı kaynaktan olduğu söylendiğine göre, Tanrının insanlar arasından seçtiği ve dini tebliğ etmesini istediği bütün resullerinin de anlayabileceği bir dili yok mudur.?
Benim naçizane kanaatime göre Tanrının kendine özgü ve insanlar arasından seçtiği ve dini tebliğ etmesini istediği bütün resullerinin anlayabileceği bir dili vardır ve o dilin adı da Rabcadır..
Bunu Kur'ân'ın ifâdesiyle söylemek gerekirse..
"Göklerin ve yerlerin yaratılması renklerinizin ve dillerinizin farklı olması Allah'ın ayetlerindendir."
(Rum suresi 22.Ayet)
Biz Müslümanlar için Kur'ân'ın yazım dili olan Arapça ne kadar kutsal bir dil ise, Türkçe de söz konusu ayet-i kerime mucibince o derece kutsallığı bulunan bir dildir, Kur'ân'ın Rabca indirilip, Arapça yazılmış olması Arap dilini âhiret veya cennet dili yapmaz, bu Kur'ân'ın hükmüne ve ahkâmına uygun da değildir..
Dolayısıyla da büyük İslâm âlimi Ebu Hanife'nin herkes kendi dilinde ibâdet edebilir sözü son derece doğru, mantıklı, yerinde ve isâbetli bir sözdür kanaatindeyim..