Ben Cumhuriyet'in 40.yılında doğdum... 50, 75 ve doğal olarak 100.yılını da görmüş oluyorum! 

50.yılda ilkokul son sınıf öğrencisi idim. Ne kadar çoşkulu kutlanıldığını daha dün gibi hatırlıyorum... Keza 75.yılda öyle olmuştu. Günümüzde ise 100.yılı idrak ediyoruz... 

Ne bir sevinç var ne bir çoşku! 
Neden acaba? 

Halbuki tarihsel olaylarda yüzüncü yıllar çok önemli bir kırılma ya da geleceğe köprü oluşturma zamanıdır... 

Cumhuriyet rejimi Türkler için çok önemlidir. Yüzyıllardır kendilerini bile Türk olarak tanımlamakta zorlanan Türkler kendi adlarını taşıyan yani Türklerin ülkesi "Türkiye"ye Cumhuriyet ile kavuşmuşlar ve anayasa ile hükümranlıklarını tüm dünyaya kabul ettirmişlerdir. 

Bundan büyük nimet mi, olur? 

Tabii ABD ile gizli anlaşmalar yapıp eğitim sistemini onların kontrolüne bırakırsan en azından 1919 ila 1922 arasında vatan topraklarında ne olduğunu öğrenemezsin. Zulüm, gözyaşı, kan, tecavüz ve katliamlardan habersiz kalır, Atatürk ve silah arkadaşlarının senin adına kan dökerek ve can vererek kurdukları bu Cumhuriyetin değerini anlayamazsın! 

Hatta Atatürk'e ve devrimlerine karşı yapılan hakaret ve saldırılara karşı susarsın! 

Bugünkü hâlimiz budur... Eğitim sistemimiz bizlere bunları anlatmaktan çok uzaktır. 

Üzüntüm büyüktür. Biz Cumhuriyet nesilleri üzerimize düşen görevleri yapamadık! Öyle olduğu içindir ki, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100.yılı bizlerin görmek istediği şekilde hakkıyla ve çoşkuyla kutlanamıyor... Daha da ileri gidilerek yeni anayasa safsatası ile anayasa değiştirilerek Türk hâkimiyetine son verilmek isteniyor... 

Buradan Türk Milletine seslenmek isterim ki, Türkiye Cumhuriyeti ve Anayasadaki Türk hükümranlığı; sizlerin fındığınızdan, isotunuzdan, kavun karpuzunuzdan, buğdayınızdan, domatesinizden, asgari ücretinizden, emekli aylığınızdan, keyfinizden, tatilinizden çok daha önemli yaşamsal hüviyet arz eden unsurlarımızdır! 

Bunlar yani cumhuriyetimiz ve anayasal hükümranlık haklarımız olmadığı sürece diğerleri hiç bir şey ifade etmez... İnanmayanlar gidip kaybedilen Türk yurtlarında ki, soydaşlarımızın haline baksın! 

Dün Kobani bugün Halep! Aynı oyun mu oynanıyor? Dün Kobani bugün Halep! Aynı oyun mu oynanıyor?

Onun için gelin kalan sürede Türkiye Cumhuriyeti'nin 100.yılını Türkiye'nin her ilçesinde, kasabasında, köyünde hak ettiği şekilde kutlayalım... 

Buna genel merkez oligarşisini elinin tersiyle ile itecek her siyasi partinin ilçe örgütleri, sivil toplum kuruluşları, okul aile birlikleri, esnaf örgütleri, meslek odaları ve eşrafın katılımı ile hep birlikte yapalım.... 

Günlerce öncesinden evlerimize, iş yerlerimize ve asabileceğimiz her yere Türk bayraklarını ve Atatürk posterlerini asalım... Kahvehanelerde "Cumhuriyet'in 100.yılı sohbetleri" yapalım... Atatürk'ün "Nutku"nu bireysel olarak edinip gençlere hediye edelim... Bu yıl her gün göğsümüze Türk bayrağı ve Atatürk rozetleri takarak gezelim... Eş dost gezmelerinde, arkadaş sohbetlerinde konuyu buraya getirip vatandaşları teşvik edelim... 29 Ekim gecesi mutlaka tüm yurtta ilçe köy demeden "fener alayları" düzenleyelim yani sözün kısası aklımıza ne geliyorsa onu hayata geçirelim ve Atatürk ile onu eşsiz eseri Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı vefamızı gösterelim. 

Türkiye sıkıntılar içindedir bunu hepimiz görüyor ve biliyoruz... Türk Milleti elbet buna bir çözüm bulacak ama öncelikle yapmamız gereken şey Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılını hakkıyla anmak ve ve Büyük Önder Atatürk'e hak ettiği vefayı ve saygıyı göstermektir. 

Buna dostlar sevinecek düşmanlarda üzülecektir... Varsın üzülsünler! 

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti! 
Yaşasın Atatürk! 
Ne Mutlu Türk'üm Diyene! 

Özcan PEHLİVANOĞLU
28 Eylül 2023 / İzmir
#Milliyetçiİttifak

Editör: Kerim Öztürk