"İstanbul'da musluktan su içilebilir" "İstanbul'da musluktan su içilebilir"
 Kenan Saka öncelikle 2023 Gençlik Eğitimini düzenleyen ve katılım sağlayanlara teşekkür ederek konuşmasına başladı. Saka  ‘Hitabet uzmanları konuşmaya güzel başlamak ve güzel konuşara değinmek konuşmayı güzel kılar ve sonuç güzel olur demiştir. Ülkücülere de herşeyin güzeli yakışır inşallah güzel bir konferans gerçekleştireceğiz.’ Diyerek Türk Edebiyatı ile alakalı bilgiler ve örnekler sundu. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) ‘Emrolunduğun gibi dosdoğru ol’ ayeti beni yaşlandırdı hadisi üzerine Ülkücülerin dosdoğru bir yolda olmaları gerektiğine ve Türk-İslam ülkümüzün önemine değindi. Saka ‘Hallac-ı Mansur fenafillah derecesine geldiğinde herkesin içinde Allah’ın nurunu taşıdığını anlatabilmek için Ene’l-Hakk demişti, herkes onun delirdiğini düşündü çünkü ‘Ben Hakk’ım’ demişti. Onu bir direğe bağlayıp taşlamışlardı, öğrencisi herkes onu taşlarken Peygamberimizi (s.a.v) simgeleyen bir gül atmıştı ve Hallac-ı Mansur ağlamaya başlamıştı. Onu taşlayanlar ‘Biz taş attık ağlamadın bre adam, güle niye ağlıyorsun?’ dediklerinde ‘Beni anlamayanların attığı taş değil, beni anlayanın attığı gül yaralar’ demişti. Ülkücüleri eleştirenler olacaktır, ama bunu bizim içimizdekiler yaptığında canımız yanar. Bunlara dikkat etmeliyiz.’ Dedi.  Türk dili üzerine yapılan mevcut çalışmalara da değinen Saka ‘Bir milleti millet yapan en önemli unsur dildir. Türk Dili üzerine yapılan çalışmalar hainliktir. Mağaza isimlerinden günlük hayatta kullandığımız birçok kelimeye kadar Türkçe’miz bozuluyor bunlara engel olmalıyız. Alfabemize başka harfler eklemek istiyorlar, bu durumu kendi lehimize çevirip Türk Dünyası ile ortak bir alfabe oluşturabilir. Çünkü Türk Dünyasında bu harflar kullanılıyor bu dezavantaj gibi görünen durumu kendi lehimize çevirebilecek kuvvetteyiz. Atsız hocanın da dediği gibi dilimizi Türkçeleştirmeli ve geliştirmeliyiz.’ Dedi. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Türkçe’nin edebi alanda kullanılmaması üzerine Saka ‘Yunus Emre gibi Mevlana da mesnevisini Türkçe yazsa idi şu an tercümesini okumuyor olurduk. Mevlana Mesnevisini Farsça yazmıştır. Türkçe’ye bu dönemlerde gereken önem verilmemiştir. Karamanoğlu Mehmet Bey ise Türkçe açısından ve Türkçe’ye verdiği önem açısından oldukça mühimdir o kendi zamanında ‘kapı da, divan da, dergah da bundan böyle Türkçe konuşulacak’ demiş bir Ülkücüdür.’ Dedi.

Konferansın kapanış konuşmasında Kenan Saka ‘Hepiniz gençsiniz ve İstanbul gibi büyük bir şehirde yaşıyorsunuz. Yaşıtlarınız kim bilir nerelerde gezerken sizler burada olarak bir özveri gösteriyorsunuz. Ülküdaşlarım hakkınızı helal edin. Türkiye’nin ve Türk Dünyasının Gaspıralı İsmail Bey’in Rüyası olan ‘Dilde, fikirde, işde birlik’ ülküsünü gerçekleştirdiğini görebilmek umuduyla, Allah’a emanet olun.’ Diyerek konuşmasını sonlandırdı. Ders soru-cevap kısmının akabinde bitirildi. 

Editör: TE Bilisim