Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve ülkü arkadaşlarının, Samsun’a çıkarak kurtuluş mücadelesini başlatmalarının üzerinden 94 uzun yıl geçmiştir.

Dönemin İstanbul hükümetinin aciz, korkak ve teslimiyetçi özelliklerine aldırmadan ve takılmadan, Mustafa Kemal Atatürk’ün her türlü tehlikeyi göze alarak 16 Mayıs 1919’da başlattığı tarihi yolculuk, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ilk adımın atılmasıyla adeta kurtuluşun müjdecisi olmuştur.

Aziz vatanımızı işgal ve istilaya yeltenenlere karşı, Türk’ün kudretini ispat eden ve bağımsızlığını, içinde bulunulan durum ne kadar ağır olsa da, vazgeçilmez tarihi ve insani bir hak olarak gören büyük irade, Samsun’a ulaşarak ilk ve en anlamlı milli hamlesini yapmıştır.

Samsun’a çıkış; Birinci Dünya Savaşı’nda yenilmiş, sonrasında şartları ağır bir ateşkes anlaşmasıyla ordusu dağıtılmış, işgallerle haysiyeti zedelenmiş; bitkin ve çaresiz kalan milletimizin silkinip ayağa kalkışıdır.

Nitekim Anadolu’ya taşınan bağımsızlık ideali ve mücadele azmi; Havza’dan alevlenmiş, Amasya’dan körüklenmiş, Erzurum’dan yayılmış ve Sivas’tan tüm vatan sathına mal olmuştur.

Türk milleti bağımsızlığınıi zincire vurmak isteyen yabancı tutkulara, hain çıkarlara, alçak niyetlere karşı amansız bir mücadele vermiş, al bayrağımızı Anadolu’nun her köşesine bir daha inmemek üzere yiğitçe dikmiştir.

 Etrafı dört bir koldan kuşatılan milletimizin hak ve hukukunu ayaklar altına alma küstahlığı gösterenler, hiç ummadıkları ve asla şahit olmadıkları bir direnişle karşılaşmışlar, tarihi emellerini ve heveslerini hayata geçiremeden, kutsal vatan topraklarını terk etmek zorunda kalmışlardır.

Sömürgeci güçlere teslim olmaktansa yok olmayı yeğleyen, bunu da “Ya istiklal Ya ölüm” diye sistemleştiren kutlu zihniyetin, topraklarımızı parselleyerek aralarında taksim eden bedbahtları, vatanımızdan sürüp çıkarmaları elbette Samsun’dan itibaren beliren derin kavrayış, tavizsiz milli duruş, gözleri kamaştıran inanmışlık ve Türk milletine adanmışlıkla gerçekleşmiştir.

Bugün bakıldığında ise Samsun’a çıkışın bu yıl dönümünde; geçmişin şahsiyetli ve muhterem mücadele ruhunun hedeflediği millet ve devlet idealinde, bozulma tehlikesinin vasat bulmak üzere olduğuna maalesef üzülerek şahit olmaktayız.

94 yıl önce, Türk milleti etnik topluluklar koleksiyonu olsun diye Samsun’a çıkılmadı.  

                                           

94 yıl önce, etnik ve mezhepsel aidiyetler millet bilincinin önüne geçsin diye ilk adım atılmadı.

 
94 yıl önce, gelecekte demokrasi maskesiyle ortaya çıkacak çoğunlukçu zihniyetin, içine düştüğü zihinsel çürümüşlük ve bozgunla, Türk milli kimliğini boğması ve bastırması için kurtuluş mücadelesi başlatılmadı. 

Aziz Atatürk ve kurucu kahramanlar; sonraki nesillerin, başkalarına ait stratejik kanaat ve görüşlere tutunarak, değişik başkentlerin ileri uç karakolu olmak için çırpınmaları ve küresel düzenin bekçileri olmaları için Samsun’a çıkmadı.

 

Dünün işgal zihniyetinin topla, tüfekle yapamadığını, meydan savaşlarıyla başaramadığını, anlaşma masalarında ulaşamadığını; bugünün sözü geçenleri gerçekleştirsin diye de Samsun’dan hürriyet meşalesi yakılmadı.

 

Şanlı mazimizi ve tarihi kimliğimizi, şimdinin küresel siyaset kazanın içinde eritmek ve yok etmek üzere ellerini ovuşturanlara, içimizden lojistik imkân ve destek sağlanması için ise Samsun’a hiç çıkılmadı.

Samsun’a, Türk milletinin namusunu, şerefini kurtarmak ve kimseye muhtaç olmadan var olabilmesi için çıkıldı.

Ne kadar övünsek azdır ve ne kadar gururlansak yeterli değildir.

 

Bugün de azametli bu ruhu sonuna kadar muhafaza edeceğimizden ve milli birliğimize yönelen her türlü tehdide karşı, Samsun’a çıkan iradenin sahip olduğu inançla cevap vereceğimizden kimsenin şüphesi olmamalıdır.


Millet olarak nereden gelip nereye gittiğimiz konusunda kafalardaki berraklık, kökeni geçmişe dayanan sorunlar karşısındaki milli tutum, ‘geleceğin Türkiye’sine ben nasıl katkı sağlarım’ kaygısı ve ecdadımızın hürmetle yâd edilmesi gençlerimizin başlıca sorumlulukları arasındadır.

Bunun yanı sıra, yarının yetişkinleri olan gençlerimize; mutlu, huzurlu ve donanımlı olmaları için her türlü desteğin verilmesi, iyi yetişmeleri konusunda önlerine çıkan sorunların giderilmesi hepimizin görevi olmalıdır.

19 Mayıs’ın 1919’un bu çok özel yıldönümünde, aziz milletimizin ve değerli gençlerimizin bayramını içtenlikle kutluyorum.

Samsun’dan başlattıkları kurtuluş mücadelesiyle, bizlere kutsal bir vatan emanet eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve milli kahramanlara Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyor, aziz hatıralarını şükran, minnet ve tazimle anıyorum.

 

Değerli Basın Mensupları,

 

Bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde hepimizi üzen bir patlama meydana gelmiştir.Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki  vahim ve vahşi patlamaların, süreç ihanetiyle birlikte bölücü militanlara sağlanan kolaylık, hak ve imkanların hepsini bir arada değerlendirdiğimizde, Türkiye’nin nasıl bir buhrana sürüklendiği açıklıkla görülebilecektir.

 

Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik hakları çiğnenmekte ve kontrolsüz gelişmeler peşi sıra cereyan etmektedir.

Özellikle sınır güvenliğimiz alt üst olmuş durumdadır.

Gerek bölücü terör örgütü militanlarının sözde geri çekilmesi sürecinde yaşanan pespayelikler, gerekse de Suriye politikasından kaynaklanan yanlış ve ihmaller sınırlarımızı anlamsızlığa ve şaibelere terk etmiş bulunmaktadır.

Bir tarafta eli silahlı ve kanlı PKK militanları sınırlarımızda at koştururken, diğer yanda Suriye menşeli provokasyon ve saldırılar gittikçe artış göstermektedir.

 

Hatay’ın Reyhanlı ilçesi Belediye Binası yakınında meydana gelen patlamalar sınırlarımızdaki vahşetin, kaos dalgasının ve sancılı hadiselerin seyri bakımından ibretlik bir vaka olmuştur.

 

Bu vesileyle ebediyete intikal eden vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet, ailelerine ve Reyhanlılı vatandaşlarımıza başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyorum.

 

MHP Kütahya İl Yönetimi görevden alındı MHP Kütahya İl Yönetimi görevden alındı

Reyhanlı’yı kana bulayan canilerin bulunması, azmettiricilerinin tespit edilmesi acilen sağlanmalı, benzeri hadiselerin tekrarlanmaması için tüm tedbirlerin alınması bir an önce temin edilmelidir.

 

Suriye’den gelen sığınmacıların neden olduğu olayların ve taraf oldukları anlaşmazlıkların hacminde gözle görülür bir yükseliş söz konusudur.

Nitekim sınır il ve ilçelerimizdeki gerginlik hızla tırmanmakta, kavga ve şiddet ortamı her geçen gün genişlemektedir.

Hükümetin, küresel hesap ve planların hizmetine olacak şekilde tercih ettiği Suriye politikası vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini zedelemekte, hırpalamakta ve heba etmektedir.

Başbakan Erdoğan’ın, Esad’a yönelik nefret söylemi, Şam yönetimini hedefine alan tahrikleri ülkemize saldırı ve kışkırtma olarak geri dönmektedir.

Tüm gelişmeler göstermiştir ki, Türkiye sınırlarından kaynaklanan çok ciddi bir tehdidin altındadır.

Başbakan Erdoğan’ın Suriye’yi kapsamına alan savaş dili, ABD’nin dikkatini çekmek maksadıyla uçuşa yasak bölge oluşturma teklifi ve Şam yönetimine gözdağı veren konuşmaları ülkemizi kirli ve kanlı bir girdaba sevk etmiştir.

 

Ancak bu kritik ortamda Başbakan Erdoğan  geçtiğimiz gün ABD’ye giderken havalimanında yapmış olduğu açıklamasında sınırları Bozkurtlar korusun şeklinde bir açıklama yapmıştır.Bu açıklamayı değerlendirmek gerekirse Sayın Başbakan’da ülkücü hareketin “Madem vatan tehlikede o zaman ülkücü harekete” sözünü tasdiklemiş durumdadır.AKP zor duruma düştükçe Milliyetçi-Ülkücü Harekete karşı atağa geçmeğe çalışmakta,fakat her söylemleri biz Türk Milliyetçilerinin ne kadar haklı olduğumuzu göstermektedir.

 

Bizim ise Sayın Başbakan’ın konuşmasına cevabımız geçtiğimiz yıllarda üniversiteli öğrencilerin  karşısına çıkarmakla tehdit ettiği  AK Gençleri sınıra yollamak akıllarına gelmiyor da  Bozkurtları çıkarmak neden  akıllarına geliyor?

 

Biz Milliyetçi-Ülkücü Hareket olarak sınırlarımızda Suriye ve bölücü örgüt merkezli kabul edilemez hadiseleri titizlikle izlemekte ve hükümeti milletimizin lehine ve menfaatine uygun davranmaya davet ediyoruz.

 

                                                                                                                          Selçuk Alıç

                                                                                                         Kütahya Ülkü Ocakları İl Başkanı

Editör: TE Bilisim