Zafer Partisi'nin bağış kampanyası için yayınladığı kısa filmde Şam biletlerinden birinde Nagehan Alçı ismi yazıyordu. Alçı köşesinden Özdağ'a cevap verdi.
Nagehan Alçı, FETÖ’nün Balyoz ve Ergenekon kumpası döneminde Twitter’da “Bizim askerlerin eşleri ve sevgilileri de güneydoğu’daki gaziler için maarif takvimine soyunsun!” mesajı paylaşmıştı.
FETÖ’ye ait olan Bank Asya’dan düşük faizle kredi alarak kendilerine Boğaz’da yalı alan Nagehan Alçı ve Rasim Ozan Kütahyalı çifti 15 Temmuz’dan sonra da ekranlarda konuşmaya devam edebildi.
Erdoğan’ın Başbakan olduğu dönemlerde FETÖ ele başı Fetullah Gülen Türkiye’ye davet edilmişti. O dönemde örgütün Samanyolu kanalında canlı yayına çıkan Nagehan Alçı ‘Hocaefendi’sine övgüler yağdırdı.
Alçı yaptığı konuşmasında şunları söylemişti:
”AKP iktidarı ve Fetullah Gülen hareketi cemaat taraf değiller, bunlar birbirlerine alternatif de değiller bunlar kader arkadaşları ve aynı noktaya da bakıyorlar ve hepte güç birliği yaptılar ve Türkiye’nin bu önemli mücadelesini de bu güçlülüğün çok önemli bir payı oldu. Maalesef bu kavga daha doğrusu kavga değil köpürtülmeye çalışılan kavga var havasını iki tarafın içinden de bazı isimler özellikle de hararetlendirmeye çalıştılar ben özellikle bunu çok üzülerek takip ettim. Böyle bir şey bütün bu sürecin geri gidip iki tarafında çok büyük zarar görmesine sebep olabilir.''
Sabıkaları saymakla bitmeyen Alçı şimdi de Ümit Özdağ'ı ve Zafer Partisi'ni hedef aldı.Zafer Parisi'ne bağış kampanyası için düzenlenen kısa filmde Suriyelileri ülkelerine göndermek için kullanılan Şam biletlerinden bir tanesinin üstünde Nagehan Alçı'nın ismi yer alıyordu.Bu görsel Alçı'yı çok kızdırmış olacak ki bugünkü köşe yazısında hedefinde Özdağ vardı.
Sevgili Özdağ kabuslar görecek ama Suriye kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları yarın öbür gün bu ülkede hakim de olacaklar, bürokrat da olacaklar.
İtalya’da Giorgia Meloni’nin, Fransa’da Marine Le Pen’in partisinin bire bir Türkiye karşılığı olan aşırı sağcı Zafer Partisi’nin Genel Başkanı Ümit Özdağ partilerinin ana hedefi olan ‘göçmen kovma’ vaadini anlatmak için hazırlattığı videoda beni de Şam’a gönderiyormuş.
Böyle bir siyasi çizginin hedefi olmaktan şeref duyarım.
Hayatım boyunca ayrımcılıkla, ırkçılıkla mücadele ettim.
Türkiye’nin göçmen politikası eleştirilebilir ve eleştirilmeli ama canlarını kurtarmak için buraya sığınan göçmenleri şeytanlaştırmak, çoluk, çocuk, yaşlı, kadın demeden hepsini otobüslere doldurup zorla geri göndermeyi vaat etmek apaçık bir şekilde gayri insani, temel insan haklarına aykırı…
Ümit Özdağ minicik bebekleri de, 12 yıldır burada yaşayan, Türkçe’yi Arapça’dan iyi konuşan binlerce insanı da sırf kimliğinde Suriyeli yazıyor diye araçlara bindirip zorla bir meçhule göndermek istiyor…
Bu yaklaşım Batı’da Müslümanları öcüleştiren İslamofobi’den farksız.
Ama Özdağ’a kötü bir haberim var…
Ne kadar uğraşsa da, yırtınsa da Suriyelilerin önemli bir kısmı artık bu ülkenin bir parçası. 10 yıldan fazla süredir burada yaşayan, Türkçe’yi ana dili gibi konuşan, burada doğmuş on binlerce çocuk, Suriye’deki çocukluğunu hiç hatırlamayan, hayat tasavvuru sadece Türkiye’den ibaret olan on binlerce genç var.
Bu insanların hayatları Türkiye’de. Suriyeli kanı taşımaları onları bu toprakların yabancısı yapmıyor. Biz çok kültürlü, çok dinli bir ülkeyiz, bizi biz yapan, zengin yapan bu. Bu ülkede üreten, çalışan, kendini bu ülkeye ait hisseden, bu ülkeyi seven herkesi bağrına basan bir ülke Türkiye. Vatanseverlik bu vatanı seven herkesi, kökenine bakmaksızın sevmektir, Zafer Partisi’nin reklamında söylendiği gibi Suriyeli diye insanları kovmak değil. Aksine böyle ayrımcı bir yaklaşım
bu toprakların ruhuna ihanet…
Sevgili Özdağ kabuslar görecek ama Suriye kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları yarın öbür gün bu ülkede hakim de olacaklar, bürokrat da olacaklar.
Kendisini bu gerçeklere yavaş yavaş alıştırmasında fayda var…