Sayın Özgür Özel,

CHP, Yancılığı Bıraktı ”Süreç”e Tam Yattı! CHP, Yancılığı Bıraktı ”Süreç”e Tam Yattı!

Memleketi için içi yanan, biraz mürekkep yalamış, sizden yaşça epey büyük, Müslüman bir Türk kadını olmaktan başka bir sıfatım yok. "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" zihniyetiyle de asla barışık değilim. Siyasetle alakam ise seçim sandığına giderek oyumu kullanmaktan öteye gitmez. Hiçbir zaman bir partinin körü körüne taraftarı olmadığım gibi yüzde yüz içime sinerek oy verdiğimi de söyleyemem. İçine doğduğum ve bana her zaman ahlaklı ve dürüst bir insan olmayı öğreten aileme ise şükran borçluyum. Özellikle Türk basınının eğilip bükülmeyen emektar, usta yazarlarından olan babam Ergun Göze sayesinde Türk siyasetinin ve fikir hayatının seçkin simalarıyla tanışma fırsatını yakaladım. Bunu asla bir övünme vesilesi diye değil, kendimi tanıtma açısından söylüyorum. Kendisi uzun seneler Tercüman Gazetesi'nde milliyetçi bir fıkra yazarı olarak komünizm ve bölücülük tehlikesiyle mücadele etti. Hiçbir partinin adamı değildi. Sağ cenahta yer almasına rağmen sırasında Süleyman Demirel ve Turgut Özal'ı da ağır tenkit etmekten çekinmedi. Bu uğurda çalıştığı gazetelerden ayrılmayı birçok defa göze almıştı. Polemiklerle dolu yazı hayatında en çok CHP ile mücadele etti. Ama bu mücadele, şimdiki siyaset hayatımıza maalesef AKP sayesinde musallat edilen seviyesiz ve saldırgan lisanla değildi. Zaten AKP'nin sahneye çıkmasıyla birlikte "Bunlar yıkım ekibi" dediği iktidarla gene seviyeli ve haklı olmanın verdiği usta polemiklerle mücadeleye girişti. Sık sık Ankara'ya giderek o zamana kadar kavga ettiği CHP'nin genel başkanı Deniz Baykal ile görüşmeler gerçekleştiriyordu. Ona, tecrübelerine dayanarak partinin şimdiye kadar yaptığı hatalardan vazgeçmesini, memleketin AKP'nin sakim icraatından kurtulmasının tek yolunun CHP'nin diğer muhalefet partileriyle birleşmesi olduğunu söylüyordu. Rahmetli Deniz Baykal da bu eleştiri ve ikazlara dikkatle kulak veriyordu. Babam olaylara at gözlüğüyle bakmayan, zaman ve zemine göre değişen memleket gerçeklerini gören adamdı. Maalesef daha ilerisini görmeye ömrü vefa etmedi. Kaderin cilvesine bakınız ki Deniz Baykal, iki defa anneme telefonla baş sağlığı dilemekle kalmayıp cenazesine çelenk gönderen tek parti başkanı olacaktı. Beş bin ülkücü şehidi yazılarında unutturmayan Yusuf İmamoğlu'nun tabutuna omuz veren Ergun Göze'nin son yolculuğunda MHP'den sadece İstanbul İl Başkanlığından birkaç kişi vardı. Ama binleri bulan gönülden bağlılar yeterdi.

Bunları neden anlattım? CHP'nin genç başkanı... Göreve geldiğinizde eski başkanı sağa kaymakla suçladınız ve geçenlerde partinizi Sosyalist Enternasyonal'e davet etmedikleri için ilgililere sitem ettiniz. Sayın Özel, maalesef AKP bugüne kadar Türk halkının yüzde yetmişinin yakın olduğu merkez sağ zihniyeti çökertmiştir ama gene de bu orandaki gerçek çok değişmemiştir. Şunu da asla unutmayınız ki AKP iktidarından kurtulmak için size verilen çok sayıda ödünç oy vardır. Ve o verilenlerin geri alınması memleketin kurtuluşu yolundaki ümitlerin de sönmesi demektir ki böyle bir lüksümüz yoktur.

19 Mart'tan beri yayılan hukuksuzluk dalgası en çok hatta sadece partinizi vurdu. Hal böyleyken ömür boyu cumhurbaşkanı olmanın yolunu açmak isteyen iktidarın tuzağına düşüyor, daha önce Habur'dan teröristleri geçirerek sözde açılım yapanların art niyetlerini görmüyorsunuz. Bir düşünür müsünüz lütfen, birkaç sene önce mecliste terörist başını astırmak için mecliste urgan fırlatan parti başkanı, güya bu konuda en hassas olması gereken konumda ise bu işte bir bit yeniği yok mudur?

Saraçhane'de, Maltepe'de düzenlediğiniz mitingler son derece yerindeydi, kalabalıkları içimiz dolu dolu seyrettik. İktidara verdiği mesaj da son derece net olmuştur. Ama nedir Allah aşkına adını bile anmak istemediğim o alçak terör örgütünün sözde kongresini el pençe divan beklercesine onların maalesef meclisteki sözcülerine kapıları bu derece açmak nasıl bir aymazlıktır?

Yazıklar olsun başta Cumhur İttifakı olmak üzere binlerce kişinin katili, devlet düşmanı hainin ve yandaşlarının şovuna... Silah bırakacaklarını mı sanıyorsunuz, tek dertleri güneydoğuyu bizden koparmaktır. Sayın Özel, artık PKK yok PYD vardır ve ABD elini ovuşturarak gelişmeleri takip etmektedir, siz de pek güzel oyuna gelmektesiniz. O barış temennilerini bir tarafa bırakarak lütfen kaç aydır içerde olan belediye başkanlarınızla daha çok ilgileniniz. Sorarım size o sahte barış güvercini bölücüler sizin haksızlığa uğrayan başkanlarınızla bu kadar ilgilendiler mi? Onlar alenen terör örgütüyle rabıta kurarken sizin belediye başkanlarınız kent uzlaşısından yargılanarak kayyum atanıyor. Vazgeçin artık iktidarın ekmeğine yağ sürmekten. Bu süreç tamamen koltuğu ömür boyu kaybetmemek içindir ve sonu hüsrandır. Onca şehit ve gazi yakınının ahını almayın. "Şehit ve gazi yakınlarının hassasiyetlerini gözeteceğiz" cümlesi yetmez. Aynesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Zaten sergilenenler, terörist başını muhatap almak bile başlı başına o bağrı yanık insanlara karşı işlenmiş bir vicdan suçudur.

Sayın Özel, kamuoyu yoklamaları milletimizin ezici bir çoğunlukla bu sürece karşı olduğunu göstermektedir. Lütfen siz de bu gerçeği görerek partinizi bölücü söylem ve fiillerden uzak tutunuz ki iktidarın hatalarından doğan birinci parti konumunuzu muhafaza edebilesiniz. Artık bıçak kemiğe dayanmıştır ve bu bir hayat memat meselesidir. Türklük ve cumhuriyetle barışık olmayan AKP iktidarının geldiğinden beri okuduğu mozaik safsatası maalesef üniter devlet yapımızı bozma yolunda atılmış en büyük adım olmuştur. Asıl mozaik ABD'dir ama neredeyse her evin iki yanında birer Amerikan bayrağı dalgalanır. Bu ülke artık bu iktidardan kurtulmak istemektedir ve bunun yolu da teröristlerle pazarlık edip bir terörist sevicinin cenazesini alayı vala ile kaldırırken genç yaşında toprağa düşen evlatlarımızdan iki dakika haber bülteninde bahsetmekten geçmemektedir. Bu haksızlığı ne kul affeder ne de Allah... Ne zaman olacağını bilemediğimiz seçime kadar hatalarınızdan vazgeçip biraz daha okuyup bilgi sahibi olarak, aldığınız ödünç oyları helal ettirmeniz dileğiyle, saygılar.

Zeynep Göze Uluant

Editör: Kerim Öztürk