TERÖR ÖRGÜTÜNDEN BAHÇELİ’YE CEVAP GELDİ…
Pür dikkat takip ediyorum…
MHP genel başkanı Devlet Bahçeli, bir hafta içinde peş peşe, aynı çağrıyı üstüne basa basa tekrarladı. Önce, yandaş Hürriyet gazetesine verdiği özel demeçte, “PKK’nın kurucusu ve fesih kararı alan ve bunu örgütüne yaptıran tek inisiyatif sahibi kişi olarak Öcalan’ın yeni bir açıklamayla 27 Şubat çağrısının örgütün Suriye’deki kolu ve Avrupa’daki yapılanmasını da kapsadığını hatırlatması, bu çağrının yerine getirilmesi bu konudaki tartışmayı da bitirecektir” dedi.
Terör örgütü sağıra yattı… Ne terör örgütü kanallarından ne de siyasi uzantılarından Bahçeli’ye cevap geldi…
Devlet Bahçeli’nin dün yandaş Sabah gazetesine verdiği özel röportajdan da bugün haberdar olduk. Bahçeli, “Terörsüz Türkiye süreci bağlamında Suriye'deki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusunu şöyle yanıtlıyor;
“PKK'nın kurucusu Öcalan, 27 Şubat'ta bir açıklamada bulundu. Topluma kendini çok net ifade etmiştir. Kendi kitlesine de net ifade etmiştir. Konuşmasının da arkasında durmuştur. PKK feshedilmiş ve silahlar bırakılmıştır. Dolayısıyla PKK ve buna bağlı bileşenler nerede var ise Öcalan'a tabi olmak, ona saygı duymak ve onun talimatları doğrultusunda hareket etmek mecburiyetindedir. Ayrı baş çekmek, Öcalan'ın dışındaki bazı çevrelerin kontrolüne girmiş olarak kabul edilir. Bu durumda biz de Öcalan'ın aldığı kararların uygulanması noktasındaki kararlılığımızı sürdürürüz.”
Şu aşamada kapalı kapılar ardında, derin dehlizlerde ne dolaplar döndürüldüğünü ne fırıldaklar çevrildiğini ne pazarlıklar yapıldığını bilmemiz mümkün değil. O yüzden tek çare açık kaynaklardan iz sürmek…
***
Terör örgütü PKK’ya bağlı yayın organlarında, bugün, Devlet Bahçeli’ye cevap mahiyetinde bir haber yayınlandı. Haber, “KJK: Önder APO’nun fiziki özgürlüğü sağlanmadan çözümün gelişmesi mümkün değil” başlığıyla servis edildi. PKK/KJK adına yapılan açıklamada, dayatmalara devam edildi;
-“Önderliğimize yaklaşım, barış ve demokratik çözüm sürecine yaklaşımın temel ölçüsüdür. Önder APO’nun fiziki özgürlüğü sağlanmadan, eşit koşullarda müzakere yapılmasının önü açılmadan çözümün gelişmesi mümkün değildir.
-Önderliğimizin Türkiye’yi demokratikleştirme çabası karşısında, AKP hükümetinin küçük hesaplarla iktidarını güçlendirme, oyalayarak Özgürlük hareketimizi tasfiye etme politikaları geçmiş süreç deneyimlerinden de görüldü ki sonuç almadı. Kürt sorununu sadece silahsızlandırma yöntemiyle çözmede ısrar eden, Türkiye’nin demokratikleşme sorunu olarak görmeyen zihniyet, bu sürecin başarıya ulaşması önünde engeldir. Kürt sorununun çıkış nedenlerini tartışmadan, Kürt halkının yüzyıldır yok sayılan, inkâr edilen kimliği, dili, kültürü ve örgütlenme hakkı yasalarca güvence altına alınmadan geliştirilen her yaklaşım, çözümsüzlükte ısrar demektir.
-Bir yandan Türkiye’de Kürtlerle çözüm söylemleri geliştirilirken, diğer yandan Kürdistan’ın diğer parçalarına yönelik tehdit ve savaş söylemleri, siyasal partilere, yerel yönetimlere karşı uygulanan kayyım politikaları ve operasyonlar, Barış ve Demokratik Toplum sürecine darbe niteliğindedir. Kürt sorununun çözümünü ve Türkiye’nin demokratikleşmesini darbeleyen bu politikalar, toplumda barış ve demokratikleşme arayışını zayıflatmaya yöneliktir. Genel olarak tüm bu yaklaşım ve politikalar, sürecin gelişimine hizmet etmemekte ve ikinci aşamaya evrilmesini engellemektedir.
(Yazarın ara notu; Terör örgünün açıklamasının bu bölümü, Devlet Bahçeli’nin Sabah gazetesi röportajında, “Ahmet Türk, Mardin Belediye Başkanı'ydı ama görevden alındı. Türkiye'de barışın ve huzurun sağlanabilmesi için PKK ile diyalogların kurulması konusuna katkı sağlayan biri. Böyle bir durum karşısında Ahmet Türk görevine iade edilmeli. Belediyesiyle kavuşması gerekir. Kardeşlik ve barış duygusunun gelişmesine katkı sağlayacaktır” sözlerine de destek mahiyetinde)
-Özellikle de Önder APO’nun hala İmralı zindan koşullarında tutulması, özgür iletişim ve çalışma koşullarının sağlanmaması, müzakereyi ifade eden ikinci evreye geçişi tıkatmaktadır. Önderliğimizin fiziki özgürlük ile toplumsal özgürlüğü bütünlüklü ve birbirine bağlı ele aldığı, tüm halkımız ve kamuoyu tarafından bilinmektedir. Kürt sorununun demokratik ve siyasi çözümünün baş müzakerecisi olan Önder APO’nun fiziki özgürlüğü gerçekleşmeden, tüm kesimlerle özgürce iletişim ve çalışma koşulları oluşmadan, Barış ve Demokratik Toplum sürecinin kalıcı barışa ulaşması mümkün değildir.
-Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketi olarak Önder APO’nun fiziki özgürlüğünün sadece bu sürecin değil, tüm süreçlerin temel hedefi ve vazgeçilmez mücadele gündemi olduğunu, yurtsever halkımıza ve kamuoyuna bir kez daha önemle belirtiyoruz. Bu konu tartışılamaz, araçsallaştırılamaz, küçük hesapların pazarlık konusu yapılamaz. Türkiye ve Ortadoğu’da yaşanan tüm sorunların çözümü Önderliğimizin fiziki özgürlüğüne bağlıdır. Başta Türkiye olmak üzere tüm Ortadoğu halklarına yüzyılları kazandıracak böylesi bir fırsatın yaratıcısı ve çözümün baş müzakerecisi olan Önderliğimize yaklaşım, barış ve demokratik çözüm sürecine yaklaşımın temel ölçüsüdür. Toplumsal sorunlar, ancak tarafların eşit koşullarda ve demokratik müzakere anlayışı ile çözülebilir. Önder APO’nun fiziki özgürlüğü sağlanmadan, eşit koşullarda müzakere yapılmasının önü açılmadan çözümün gelişmesi mümkün değildir.
***
MHP genel başkanı Devlet Bahçeli’nin Hürriyet’e PKK’nin silah yakmasını televizyondan izlediğini söyleyerek “bir tek şeyin eksik olduğunu düşündüm. Silahları yakılması için kazana bırakan ve tekrar geldikleri gibi dağa dönen grup içindeki kadınları ayırmalı ve ailelerine kavuşmaları sağlanmalıydı. Ben bunu DEM heyetine de anlattım, çok şaşırdılar ve etkilendiler” demesinden sonra terör örgütü kadın yapılanmasından cevapların gelmesi çok manidar!..