Neresinden tutarsanız tutun elinizde kalan bir devlet... Neresinden tutarsanız tutun elinizde kalan bir siyaset...  Neresinden tutarsanız tutun elinizde kalan bir bürokrasi... Neresinden tutarsanız tutun elinizde kalan bir medya... Neresinden tutarsanız tutun elinizde kalan fikir dünyası... Neresinden tutarsanız tutun elinizde kalan ekonomi... Neresinden tutarsanız tutun elinizde kalan dinî hayat ve dindarlar... Neresinden tutarsanız tutun elinizde kalan Diyânet İşleri... Neresinden tutarsanız tutun elinizde kalan bir ülke hülasaa...

Akıllara sezâ bir dönem yaşıyoruz...

Medeniyet projelerinden bahseden bir Başbakanımız var... Üniversiteden geliyor... Hoca... Profesör... Lisan biliyor, yazdığı kitapları var... 'Komşularla sıfır sorun' gibi bir saçmalığın ve abesin altında un ufak oldu... 'Stratejik Derinlik' kitabının hariciye siyâsetinde el kitabı olacağını ve kitabının Orta Doğu'nun yüzyıllık problemlerinin reçetesi olduğunu sanıyor... Gerçeklikten uzak, hayâlî bile değil yalnızca hamâsî bir siyâsî literatürü var, Ziya Kozanoğlu'nun tarihî romanlarına henüz başlamış liseli çocuklara taş çıkarıyor... 23 Nisan Başbakanı olmaktan, hükümet etme irâdesinin 'saray'a bağlı olduğuyla anılmaktan zerre miskâl rahatsızlık duymuyor... Ve asıl önemlisi kendisini gerçekten Başbakan sanıyor...

Akıllara sezâ bir dönem yaşıyoruz...                               

Bir Cumhurbaşkanı var 'bu ülke'nin... Ülkeyi alev sarmış, hâlâ "400 milletvekili"nden bahsediyor... "400 milletvekili vermediniz, ondan kan akıyor" diyebiliyor... Mimarı olduğu 'çözüm süreci'ni buzluğa kaldırabiliyor... 'Çözüm süreci' süresince "PKK'nın yığınak yaptığını" söyleyebiliyor... "Çözüm süreci içerisinde valilerimiz verdiğimiz talimat doğrultusunda şu andaki gibi operasyonlara girmiyordu. Bunun ardında bir hazırlık safhasına girdiler" açıklaması yapabiliyor... Oslo'daki pazarlık masasına MİT Müsteşarını bizzat yolladığını söylediği günlerden, Barzani ve Şivan Perver ile birlikte sahne alıp Kürtçe şarkı söylediği günlerden, bugün savaş çığlıkları attığı günlere rahatça geçebiliyor... 

Akıllara sezâ bir dönem yaşıyoruz...

"Apo ölümü değil yaşatmayı seçti" diye yazanlar bugün şehitlere mersiyeler yazıyor...

Âkiller denilen soğuk savaş müfrezesinde yer alanlar bugün 'teröre hayır, kardeşliğe evet' yürüyüşleri düzenliyor...

Akıllara sezâ bir dönem yaşıyoruz...

Muhalefet partileri kendilerini yemekle meşgul... Meral Akşener 1 Kasım seçimlerinde liste dışı kaldı... Bunu izah edebilecek bir siyâsî üst akıl var mı acaba MHP üst yönetiminde, daha doğrusu tek kişilik yönetiminde? Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde baypas edilen Meral Akşener, milletvekili listelerinde de kendisine yer bulamıyor, Ekmeleddin İhsanoğlu ise 1 Kasım'da da listede... MHP'nin asırlık çınarların gölgesinde serinleyeceği anlaşılıyor...

CHP'nin umudu ise Abdüllâtif Şener! Gerisini tahmin etmek zor değil... Seçmenin bundan etkileneceğini düşünen kafa siyâsî bir kafa değil ama ne kafası bilene aşk olsun...

Kötü bir şaka gibi her şey...